Güncel başka yoldan gerçekleşme olasılığı bulunsa da bu bağlantı sayesinde, Hazar'- daki doğal gazın ilk kez doğrudan AB'ye sevkıyatı gerçekleşebilecektir. Proje tasarım ı n ı n bu aşaması nda , Türkiye-Yunanistan-İtalya arasında yapılması planlanan boru hattının kapasitesi, yıll ık 1012 milyar m3 civarında tahmin edilmekte; kapasitenin olası bir güncelleme ile yı ll ık 22 milyar m3'e kadar çıkarılması düşünülmektedir. Yapı l ması tasarlanan ikinci boru hattı ise Türkiye-Baumgarten (Avusturya) boru hattı tesisatıdır. Orta ve Güneydoğu Avrupa'daki beş gaz şirketi (Türk BOTAŞ, Bulgargaz, Romen Transgaz, Macar MOL ve Avusturyalı OMV), Baumgarten'a kadar inşa edilebilecek olası bir rota üzerinde çalışmalar yürütmeyi kabul etmiştir. 2004 yılı başında bu beş şirket Nabucco Şirketi Boru Hattı Araştırmaları GmbH. adında bir ortaklık kurarak, olası rotaları incelemeye ve 2004 yılı sonunda fizibilite raporu hazırlama çalışmalarına başlamıştır. Şirketlerin her biri kurulan ortaklıkta %20 hisseye sahiptir. İlk seçenek olarak, yıll ı k toplam kapasitesi 30 milyar m3 olan bir boru hattı inşaatı düşünülmüştür. Hazar Havzasındaki Üretici Firmalar Fayda Sağlayacak Kurulacak olan boru hattı için belirlenen kapasitenin 20 milyar m3 kadarın ı n da, Slovakya-Avusturya sınırındaki Baumgarten'daki gaz üssüne kadar sevk edilerek, bu noktada Orta ve Batı Avrupa transit sistemine aktarılması öngörülmektedir. Boru hattı kapasitesinin geriye kalan 1 O milyar m31ük miktarı ise şu anda Rusya'dan ithal edilen doğal gaza bağı mlı olan, boru hattının transit geçtiği ülkelere sevkıyat konusunda çeşitlilik sunacaktır. Sponsor firmalar Türkiye'den doğal gaz sevkıyatının 2009 yılında başlamasını planlamaktad ı r. Söz konusu boru hatlarını, Azerbaycan ve potansiyel olarak Türkmenistan ile Kazakistan'daki doğal gaz ile doldurabilmek, Hazar havzas ı ndaki üretici firmalar için uzun vadede fayda sağlayacaktır. Öte yandan açıkça görülmektedir ki, Hazar'daki doğal gazın potansiyel olarak piyasalara girişi sayesinde Avrupa, enerji tedarikini çeşitlendirmiş ve Gazprom'a olan bağımlılığını azaltmış olacaktır. Bu gelişme, Avrupa gaz sektöründe gerçekAB'nin Güvenli"inde Onem Ta ı an Do·al Gaz Boru Hatları leşmesi planlanan, birden fazla işletmecinin yer aldığı rekabetçi piyasala rı n yaratılmas ı ve sevkıyat rotası seçeneklerinin artması nı hedefleyen büyük çapl ı reformlara önemli ölçüde yard ımcı olacaktı r. Görünen bir başka gerçek ise Rusya'n ı n, Avrupa ve Türk gaz piyasasındaki egemenliğini koruyabilmek amacıyla, bu piyasalara girecek yeni oyuncuları n önemli bir paya sahip olmalarını engellemeye çalışmakta olduğudur. Gazprom, 540 milyar m3 doğal gaz üretmektedir. AB'ye ihraç edilen doğal gaz, Rusya'daki toplam üretimin %25'ini oluştu rmakta; ancak cari gelirlerinin %75'ini getirmektedir. Gazprom ithalatı ise Rusya'nın ithalat gelirlerinin, %20-25 kadarını oluşturmaktadır. Bu nedenle Avrupa, Rusya için stratejik bir piyasadır ve Rusya da sahip olduğu güç ve iltimas ları kullanarak Hazar'ı, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak bir doğal gaz koridorunun açılmasın ı engellemeye çalışacaktır. Rusya'n ı n elinde geriye kalan en büyük koz ise bölgedeki donmuş halde bulunan ihti laflı sahalar ile Gürcistan'daki Rus üsleri olacaktır. Güney Osetya'da yaşananlar da Rusya'nın etkin bir şeki lde sahip olduğu kozları farklı amaçlarla kulland ığını kanıtlamaktadır. Buna rağmen var olan rekabet, Avrupa ve elbette Rusya açısından uzun vadede fayda getirebilir. Avrupa'daki tedarik rotalarının çeşitlilik kazanması ile gaz sektöründe yaşanabilecek reformlar er geç, genel olarak Rus gaz sektörünü daha çok gereksinim duyulan reformlar gerçekleştirmeye doğru itecektir. Zaten, Güney Kafkaslar Enerji Koridoru'nun gelişmesinin ardında yatan itici güçlerden biri de, Rus devletinin elindeki boru hattı tekellerinin esneklik taşımamasıdır. Söz konusu tekeller piyasalara erişimi egemenliği altına alarak ve başkalarının erişimi için engeller yaratarak üreticileri, piyasalarda farkl ı zenginlikler aramaya yöneltmiştir. Sonuç olarak da, alternatif rotalar geliştirilmiştir. Piyasalarda liberalleşme yaşanmadan Rus gaz sektörüne yatırımları çekebilmek olası değildir ve elbette yatırım olmadan, Gazprom'un hırs dolu üretim hedeflerine ulaşabil mesi de mümkün olmayacakt ı r. AB'nin Güvenliğinde Doğal Gaz Önceliği Avrupa ile Güney Kafkasları n stratejik çıkarları arasında, doğrudan bir bağlantı bulunmaktadır. Avrupa, çeşitl i lik kazanmış enerji tedarik kaynakları ile tedarik rotalarına ve Orta Avrupa'n ın iç kısımlarında, stratejik erişim olanağına gereksinim duymaktadı r. Güney Kafkaslar ise politik açıdan bağımsız ve ekonomik açıdan da verimli hale gelmeli ve belli başlı dünya güçlerinden güvenlik açısından garantiler almış olmak zorundadır. Bu nedenle Gürcistan ve Azerbaycan için, NATO ve sınırları genişlemiş olan AB, dış politika öncelikleri açısından ilk sırada yer almaktadır. Zaten bu öncelik, Avrupa'n ı n uzun vadeli güvenlik çıkarları na da uygun düşer. Avrupa, Güney Kafkaslar için en azından dört şey gerçekleştirebilir. İlk olarak, Gürcistan ve Güney Kafkasya'daki diğer ulusların daha geniş bir Transatlantik ortakl ık süreci ile NATO'ya uyum sağlama dönemini kolaylaştırarak hızlandırabilir. ikinci olarak, Avrupa çözüm bulmak konusuyla hiç bir şekilde ilgilenmeyen Rusya'n ın halen tekelindeki Güney Kafkasya'daki ihtilaflı alanların çözüme ulaşt ı rılmas ı sürecinin uluslararası platformlara taşınabi lmesi için etkin bir şekilde harekete geçebilir. Üçüncüsü, hem petrol hem de doğal gaz boru hattı projelerinin geliştiril mesi için büyük bir güçle destek vermeyi sürdürebilir. Bu aşamada özellikle önem taşıyan proje ise Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin enerji güvenl iğini büyük ölçüde dengeleyebilecek olan Hazar-Aşırı Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ne, Türkmenistan' ı yeniden dahil etmek olacaktı r. Dördüncüsü ise yasaların önceliği, özel mülkiyet ve serbest girişimcilik ilkelerine dayal ı olan demokratik bir politik süreç ile ekonomik düzelme sürecine destek vermeyi sü'rdürmektir. ■ Doğal Gaz Dergisi Sayı 106 / Ekim 2005
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=