Doğalgaz Dergisi 124. Sayı (Mayıs 2007)

Sektöre! Forum civarında olduğu ifade edilmektedir. Bir kıyaslama yapılabilmesi açısından, Rusya'nı n Türkmenistan'dan aldığı gaza (bin metreküp için) yaklaşık 1 00 dolar ödediği, Rusya iç piyasasında gazın yaklaşık 30 dolara satıldığı, Al manya ve Avusturya gibi ülkelerin Rus gazına yaklaşık 260 dolar ödediği (afi şe fiyat) dikkate alınırsa, Türkiye'nin ge rek Rus ve gerek İran gazına çok yük sek bedel ödediğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu yüksek maliyet, bir yandan konut taki tüketiciden sanayici ve ihracat çıya, diğer yandan her kesime yönelik elektrik maliyetlerine kadar çok geniş bir yelpazede, olumsuz bir etki yarat maktadır. Türkiye'nin bir yandan bu sı nırlı sayıdaki ülkeye bağımlılıktan, diğer yandansa özellikle elektrik üretiminde bu denli yüksek oranda gaz kullanı mından kurtulacak politikalara yönel mesi zorunludur. İran'dan alınan gazın da; fiyatının yük sekliği (halen 300 dolar civarında), an laşmada belirtilen standartlara uygun ve kesintisiz olarak temin edilememesi gibi sorunlar, Türkiye'nin arz güvenliği açısından önemli sıkıntı kaynağıdır. Kış aylarında Rusya ile eş zamanlı kesin tiler ülkeyi ciddi darboğaza sokarken, kimi zaman görülen tek taraflı kesintiler de, özellikle doğudan alım yapılan bir başka seçenek olmadığından, bölgetüketmiştir. Bir diğer ifadeyle, rezervleri ve üretimi yüksek olsa da, gerek ülkenin kendi gaz tüketimi ve gerekse üretilen gazın bir kısmının mevcut petrol saha larının üretimle düşen basıncını des teklemek amacıyla rezeNuara basılması nedenleriyle, İran'ın mevcut du rumda ihracata ayırabileceği gaz miktarı sınırlıdır. Hatta, tüketimi üretimin den bir miktar daha fazladır ve tek ihracat yaptığı ülke olan Türkiye'ye ih raç ettiği gazı da Türkmenistan'dan al dığı gazı bir anlamda takas ederek (swap) aktarmaktadır. Söz konusu gaz Türkmenistan'ın Körpece mevkiinden İran'a uzanan boru hattı ile sağlanıp, İran'ın kuzey kentlerinde kullanılmakta ve böylece İran'ın güney sahalarından üretilen gazın bir kısmının Türkiye' ye ihracı olanaklı olmaktadır. BOTAŞ ve rilerine göre, mevcut anlaşma kapsa mı nda İran'dan alacağımız gazı n 2007 yılı içinde 1O milyar metreküpe çıkması beklenmektedir. Diğer yandan, nükleer kriz sürecinde İran ile Türkiye arasındaki ilişkiler, olabildiğince olumlu bir seyir izlemektedir. Nükleer bir İran'ı n gerek Türkiye ve gerekse bölge açısından önemli sorun yaratacağını sıklıkla açıklayan Türkiye, lrak'taki ve özellikle lrak'ın kuzeyindeki gelişmeleri de göz önünde bulun durarak, İran'la çok dengeli bir siyaset izlemektedir. sel ölçekte sorun kaynağı olmaktadır. Bu kapsamda, İran Dış İşleri Bakanı İran ile tahkim sürecinin yaşanıyor ol- Muttaki' nin geçtiğimiz haftalardaki ması da birdiğersorundur. İspatlanmış Türkiye ziyareti, önemli bazı görüşme- üretilebilir gaz rezeNi 27 trilyon met- !ere konu olmuştur. Bu kapsamda, iki reküp olan İran, dünya ispatlanmış ülke arasındaki mevcut 6. 7 milyar do- gaz rezervleri ni n % 1 5'ine sahiptir. !arlık yıllık ticaret hacminin kısa sürede 2005 yılında 85 milyar metreküp gaz 16 milyar dolara çıkarılmasının karar- üreten İran, 88.5 milyar metreküp gaz laştırıldığı açıklanmıştır. Söz konusu -[ Doğal Gaz Dergisi, 2007/5 artışın, halen de en önemli ticaret alanı olan enerji alanında gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Enerji alanındaki olası işbirliği alanları olarak da, TPAO'nun İran'da arama ve geliştirme yapması, sınırda gazla çalışan bir santral kurul ması ve Türkmen gazının (halen İran üzerinden aktarılmakta olan) artan miktarlarda Türkiye'ye i letilmesi gibi konular öne çıkarılmıştır. Tüm bu olumlu denebilecek gelişmelere karşın, İran gazı i le i lgili yanıtlanması gereken sorular şunlardır: "ABD'nin İran'a yönelik politikası sürdüğü müddetçe, İran'ın henüz geliştirilmemiş sahalarının dev reye alınması mümkün müdür?" "Sa halar geliştirilemezse, gazın kesintisiz akışı sağlanabilecek midir?" ''Yeterli gaz olmaksızın, Avrupa'ya gaz sevki nasıl sağlanacaktır?" "Gazın kalitesiyle ilgili sorun halledilebilecek midir?" "Tahkim sorunu aşılabilecek midir?" Nijerya ve Cezayir'den alınmakta olan sıvılaştırılmış gazla ilgili olarak, bugüne kadar kamuoyuna önemli bir sorun yansımamıştır. Cezayir'le 1988 yılında imzalanmış olan veyıllık hacmi 4.4 mil yar metre küp olan anlaşma 20 yıllıktır. BOTAŞ web sayfasındaki son verilere göreyse, 201 O yılından sonra gaz alımı [anlaşma uzatılmazsa) görünmemek tedir. Nijerya ile 1 995 yılında imzala nan anlaşma, yılda 1 .34 milyar metre küplük LNG tedarikini öngörmektedir ve 22 yıl süreyle devrededir. -ııı( Bu yazının devamı bir sonraki sayımızda yer alacaktır. Bu yazı, Uluslararası Doğal Gaz Kongresi ve Sergisi 2007'de bildiri olarak yayınlanmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=