Doğalgaz Dergisi 125. Sayı (Haziran 2007)

meyiz. Ama ben bunu bu sistem içinde gidip de başbakanıma anlatamam, dedi. Bizim sistemimizi biliyorsunuz. Siz bunu kendi başbakanınıza anlatabilirsiniz. Siz ihaleyi çıkın. Ben de kendi ülkemde bunun üstüne gitmeyeceğim. Bana sorarlarsa Türkler böyle tercih ettiler derim" dedi. Nezihi Bey de zaten ben bunu bekliyordu. heyet olarak Ankara'ya döndük ve hemen ihaleye çıktık. İhaleyi Spie Capag (Fransa)-Enka-Brown and Root (İngiltere) konsorsiyumu kazandı. Bu arada da Hamitabat'ta çok miktarda doğalgaz var denilmişti ve onun için de 600 MW gücünde bir santral yapılmıştı. Bu da o zaman için dünyada yapılan doğalgaza dayalı en büyük kombine çevrim santrallerden biriydi. Sayın Özal büyük bir cesaretle bu santrali yapanz, demişti. Ancak yerli doğalgaz sadece l ,5 türbine yani 150 MW'a yetiyordu. Türbinler boş bekliyordu. Biz bunun üzerine inşaatı iki faza böldük. Birinci faz dokuz ayda tamamlandı. Boru hattı inşaatının temeli 1 986 ekim ayında atıldı. l 987 haziranında yani dokuz ayda o sene çok çetin geçen kış şartlarına rağmen Hamitabara gelindi. Bu arada ticari kontratın yanı sıra gaz ölçümü ve işletme sırasındaki ilişkileri düzenleyen işletme anlaşmasının yapılması gerekiyor. O anlaşma sırasında da Gaz de France'dan danışmanlık aldık. Gene anlaşma sırasında Fransız uzmanlar başka bir yerde duruyorlar, biz bir karşı öneri oldu mu onlara gidiyorduk. Orada bir madde vardı. Boru hattı Romanya ve Bulgaristan üzerinden gelecek diyor. Buralardan çıkabilecek teknik sorunları sözleşmenin içine koymaya çalışıyorlar. Nezihi Bey de hayır bunu sakın kabul etmeyin, diyor. Biz de şiddetle itiraz ediyoruz. Bu maddeyi çıkartın. Boru hattının geçtiği ülkeleri -J Doğal Gaz Dergisi, 2007/6 yazmayız diyoruz. Onlar da sonunda dediler ki neden itiraz ediyorsunuz. Biz de dedik ki o ülkelerde sorun çıkarsa gazı durdururlarsa ihtimaline karşı bu maddeyi istemiyoruz. Gazexport'un iki genel müdür yardımcısı Mikhailev ve Artamachev vardı. Mikhailev elini masaya koydu ve, "Onlar hiçbir şey yapamazlar, Onların kararı yoktur, biz ne istersek onu yaparlar. O yüzden bunu kabul edin" dedi. Yine hayır, dedik. Nitekim koydurmadık o maddeyi. madınız'' dedi. "Bunıan neden yapmadınız" dedi. Epeyce bir azarladı. Tabii o zaman Bulgaristan'da soydaşlanmızın isminin değiştirildiği zamanlar. O yüzden ilişkiler çok kötü. işte o zamanın Nezihi Beyin Bulgaristan ve Romanya'nın isimlerinin anlaşmaya koydurtmamasında ne kadar ileri görüşlü olduğunu anladım. Yani Rusıan bile dinlemiyorlar. Karşımızdaki yetkili tamam dedi. Yarın gaz vermeye başlanacak bizim teknik sorunlarımız vardı dedi. Haberleşmeyi de bugün bağlayabileceğiz, dedi. Biz erBoru hattında ilk toz bitti ve Hamitabara fesi günü merak ve heyecan içersinde gaz verilecek. Mayıs ayının sonunda verilsin ki 1 Haziran itibariyle gaz kullanılsın. 30 Mayıs ta Radyo kısa haberlerinde Anadolu Ajansına dayandırılan bir habere göre SSCB den gaz (O za. man gaz diyorlardı sonradan doğalgaza değişti ve doğru oldu) ithalatı başladı diyor ama karşımızda bizimle birlikte çalışan Rus uzmanlarda beraber hiç muhatap bulamıyoruz. Ertesi gün Nezihi Bey Trakya'ya geldi. Orada üç tane de SSCB'li uzman var. Bizim Bulgaristan ile haberleşmemizin olması lazım. Bunu sağlayamıyoruz. Ayın 31 'i oldu hiç ses seda yok. Yine radyoda gazın hamitabat santralına ulaşması bir hafta sürecek gibi haberler söylenmeye başladı. Nezihi Bey dedi ki benim birebir Bulgarlarla konuşmam gerek dedi. Oradaki sınır bölüğüyle görüştü. Gözetleme kulelerine beyaz bayrak takılırsa karşı kulelere (Bulgaristan'a) görüşme isteğini belirtmiş oluyormuşsunuz. Onun üzerine o beyaz bayrak asıldı. Ertesi gün ayın birindeöğlensaatikide görüşülecek, denildi. Nezihi Bey yanına beni aldı. Biz bir manga askerle beraber l 65 numaralı sınır taşının olduğu yer - deki kuleye gittik. Tam sınırda durduk. Biraz sonra Bulgarların arabası geldi. Sınırda buluştuk. Nezihi Beyanlattı. "Gaz gelecekti gelmedi" dedi. "Haberleşme kablolarımızı bağlayacaktınız, bağlabekliyoruz. Operasyon başladı. Gazı gönderdik vanaları açtık, diyorlar. Hiçbir değişiklik yok. Arada da altı yedi km var. Ventten hiç bir şey çıkmıyor. 5-ı O dk sonra doğalgazın önce tıslama sesi duyuldu. Biz bu arada doğalgazın yani metanın konsantrasyonunu ölçüyoruz. Her beş dakikadaki konsantrasyon miktarını yazıyoruz. Bu ilk işlemi Ruslar ve Kanadalı danışmanlık firmamız karşılıklı konuşarak yapıyorlar. Biz de kayıt tutuyoruz. 2 Haziran l 987'de bizim pik istasyonumuza kadar gaz geldi. Tabii herkes rahat l adı. Biz Botaş o l arak ondan sonra o gazı Hamitabat santraline kadar kademe kademe götürdük. O operasyonları kendi uzmanlarımızla yaptık. Boru hattı inşaatı devam etti. İGSAŞ, TÜGSAŞ fabrikalarına ve Ankara şehrine 1988 yılında doğalgaz verilmeye başlandı. Ambarlı'da 1 350 MW'lık yeni bir santral yapıldı. Hamitabara ilave yapılarak santralın kapasitesi l 200 MW'a çıkanldı. Bunların hepsinde bizzat rahmetli Özal'ın direktifıyte yapıldı. Bugün 30 milyar m3 tüketimi gördükçe 6 mil yar m3 elimizde kalacak diyenlere gülüyor ve hüzünleniyorum. Rahmetli özal'ın düşüncesini hatırlıyorum "Türkiye büyük bir ülkedir". Bu büyüklüğü anlamak lazım.�

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=