Doğalgaz Dergisi 125. Sayı (Haziran 2007)

geçiş yolu olmaya da, enerjinin ticaretini yapmaya da gerek coğrafi, gerek jeopolitik ve gerekse ekonomik açılardan çok uygun bir konumdadır. Buna karşın, geçmişte uygulanan ve halen sürdürülmekte olan politikaların, bu elverişli konumunu yeterince ve gereğince kullanmasını engellediğini söylemek zorundayız. Uzun erimli "al ya da öde anlaşmaları", uzun erimli (ve pahalı) elektrik satın alma garantili anlaşmalar, doğalgaz depolarının olmayışı ve devreye alınması beklenen deponun kapasitesinin yeterli olmayışı, gaz alım anlaşmalarında (Azerbaycan gazı hariç) üçüncü tarafa satış hakkı olmayışı, gaz alım fiyatlarının görece yüksekliği, Rusya'ya aşırı bağımlılık ve Rusya'nın enerji politikalarını baskı unsuru olarak kullanması, yönetimde ehliyetsizlik noktasına ulaşan politizasyon ve kurumlororası eşgüdüm yokluğu gibi etkenler, Türkiye'nin hak ettiği konumdan hayli geride kalmasına neden olmaktadır. Bu sorunların dile getirilmesi, genelde hükümetıerve onların bürokratları tarafından hoş karşılanmamakta ve bir anlamda aksine savlarla ''yok sayılmaya" çalışılmaktadır. Oysa yapılması gereken, mevcut sorunların nesnel ve bilimsel olarak ortaya konması, bunların şeffaf biçimde tartışılmasına olanak sağlanması ve yapıcı öneriler geliştirilmesidir. Bu noktada, başta meslek odaları olmak üzere, konuyu bilen, ülke çıkarına ve kamu yararına daha sağlıklı politikalaroluşturulmasına katkı sağlamaktan başka amacı olmayan kurum ve uzmanların, görüş ve önerilerini daha do etkin ortaya koyabilmeleri için ortam sağlamak çok daha akılcıdır. Zira göründüğü kadan ile son yıllarda ne gaz alım anlaşmalarının ülkemizi zorlayan S__e _k t_ö_r _e _l F _o _r u_m_ _ ı; koşullarını değiştirmek, ne de (pahalı) elektrik satın alma garantili anlaşmaların düzeltilmesi noktasında elleMulur gelişme sağlanabilmiştir. Türkiye, zengin hidroelektrik, linyit ve yenilenebilir kaynaklarını yeterince kullanamayan bir ülke konumundadır. Bunun en temel nedenleri de, sıklıkla vurgulandığı gibi, enerji alanında kamusal çıkarları gözeten bir planlamanın olmayışı, doğalgaz aşırı bağımlılık, satın alma garantili anlaşmalar, uluslararası tahkim, yönetimlerde politizasyon, mevcut kapasitenin kullonılomomosı, "çözümlenemeyen "kayıp ve kaçak" gibi hususlardır. Bunların tümü, kökten değiştirilemese de, önemli oranda çözüm sağlanabilecek hususlardır. Kurulu gücümüzden (40 bin megawatt) elde etmemiz gereken yaklaşık 200 milyar kilowott-saat elektrik üretimi yerine l 71 milyar kilowatt-saat üretim

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=