Makale profesörlerini yetiştirmeye başlıyor. 1820 yılından itibaren de ilkokullarda coğrafya ve tarih derslerini zorunlu kılarak dünyada bir ilke daha imza atıyor. Bu dönemdeki ilginç bir gelişme de, Friedrich Ratzel'in (1844-1904) özellikle, Darwin'in l 859' da yayımlanan "Türlerin Kökeni" adlı eserinden etk i lenerek, "der lebensraum" denilen insanın yaşam alanı konseptini geliştirerek l 90 l 'de jeopolitik kavramını oıtaya atmış olmasıdır. Biliyorsunuz, daha sonra l 905'te İsveçli bir hukukçu olan Rudolf Kjellen (1864-1922) "Politische Geographie"yi geliştirerek, "belli coğrafyalarda hôkimiyet kurma mücadelesi" olarak tanımlayabileceğimiz "Geopolitik" kavramını oıtaya atıyor. Görüldüğü gibi, jeopolitiğin gelişmesinin altında yatan nedenlerden belki de en önemlisi, ülkelerin enerji kaynakları konusundaki rekabetidir. Almanya'nın Osmanlı Planı: Bağdat Demiryolu Zaman içerisinde anlaşıldı ki; Almanya'nın ne coğrafya ve tarihle yakından ilgilenmeye başlaması ne de gözünü doğuya dikmesi tesadüf eseriydi. Almanya, emperyal dönemde dünya lideri olan İngiltere'ye aıtık başkaldırıyordu. Bunun için de topraklarında bulunmayan petrole bir şekilde erişmesi gerekiyordu. O zaman Ortadoğu'da petrollü olduğu bilinen yerlerden birincisi İran, ikincisi de Mezopotamya, yani bugünkü Irak topraklarıydı. İran, Avustralya kökenli bir İngiliz olan William Knox D'Arcy tarafından 1 90l 'de ele geçirildiğinden, geriye Osmanlı'nın MusulKerkük'ü kalıyordu. Alman Kayzeri il. Wilhelm sırf bunun için 1 889 ve l 898'de tam iki kez İstanbul'u ziyaret etti. Bu, tarih boyunca Osmanlı payitahtına Avrupalı bir imparator tarafından yapılan ilk ziyaretti. Önceden, "Tüm doğu toprakları bir tek Pameronyalı askerin kemikleri kadar değer taşımaz" diye düşünen Almanlar aıtık fik i r değiştirmişlerdi. Kayzer'in asıl amacı, Agahta Christie'nin romanlarına da konu olan "Orient Express"in İstanbul'dan Bağdat'a kadar uzatılmasıydı. Musuı ve Kerkük'ü geçerek Bağdat'a kadar uzanması düşünülen bu hat, meşhur "Bağdat Demiryolu"ydu. Bağdat Demiryolu projesinin en önemli maddesi de, hattın iki tarafında bulunan 20'şer kilometrelik arazidek i her / Doğal Gaz Dergisi, 2007 /12 Berfin-Bağdat Demiryo/u türlü maden ve ormanın işletmesinin imtiyazının Alman demiryolu şirketine verilmesi yönündeydi. Bu proje, 1903 yılında imzalandı ama özellikle petrol imtiyazları kısmı çeşitli sebeplerden dolayı başarılı olamadı ve 1 907 yılında iptal edildi . Bu dönemde Osmanlı'nın başında bulunan Sultan il. Abdülhamid iseAlmanların gerçek niyetini çok iyi biliyordu. Hatta sırf petrolü koruması altına alabilmek için il . Wilhelm'in ziyaretlerinden hemen önce bi rer irade çıkararak Musuıve Bağdat vilayetlerindeki petrolü Hazine-i Hassaya devretmişti. Ayrıca bölgeyi uzmanlarına incelettirerek haritalarını da yaptırmıştı. Bir tarafta dünya lideri İngiltere, diğer tarafta ona başkaldıran Almanya ile komşumuz Rusya'yla ilişkilerini de oldukça iyi ayarlıyordu. Osmanlı bu üç devletin arasında sıkışmış bir vaziyetteydi. Abdülhamid'in genel politikası bu üç devleti de ayrı ayrı idare etmek şeklindeydi . Bu politikasını kendi sözleriyle şöyle ifade ediyor: "Niyetim Almanya ile birlikte olmak değil; birlikmiş gibi görünerek ittifakımı, dünya denizlerinde hôkim devlete pahalı satmaktı." Mescid-i Süleyman Petrol Keşfi Şimdi özetlemeye çalışırsak, İngiltere dünya lideri ama ne kömürdeki üstünlüğünü koruyabiliyor ne de onun yerine geçecek olan petrole sahip. Almanya ise müthiş bir atağa geçmiş, bir yanda donanmasını güçlendirirken diğer yanda petrol peşinde. işte tam bu sırada William Knox D'Arcy 1 901 'de eline geçirdiği İran'da hızla petrol arıyor. D'Arcy'nin 7 yıllık zorlu mücadelesi başarıyla sonuçlanıyor ve 26 Mayıs l 908'de Mescid-i Süleyman adlı kuyuda gündeyaklaşık60-70 bin varil petrol üreten büyük bir keşif yapılıyor. Hemen ardından da kısaca APOC olarak bilinen AngloPersian Oil Company, yani İngiliz-İran PetSıra u:.;e Uretm �-o x 1000 Varil 1 Amerıka 220.449 63,80 2 Rusya 66.449 19.16 3 Meksıka 14,051 4.07 4 Dogu Hın. Şırket, 12. 172 3.52 5 Romanya 1 1 , 101 3.21 6 Golya 10.485 3.04 7 Hındıstan 6.451 1.87 8 Japonya 1,658 0.48 9 Peıu 1.389 0.40 10 Almanya 995 0.29 Dünya Toplamı 345.512 100,00 Dünya Petrol Uretimi, 1911 rol Şirketi kuruluyor. Ortadoğu'da bu ilk petrol keşfinin yapılmasından birkaç yıl sonra Londra'da da önemli değişiklikler oluyor. l 91 l yılında, İngiliz Donanması'nın başına Winston Churchill get i riliyor ve Churchill, Alman donanmasının hızlı savaş gemileriyle baş edebilmek için 1913 yılında tarihı bir karar alıyor. Bu karar İngiliz donanmasının kömürden petro l e geçirilmesi kararıdır. Bu gerçekten inanılmaz riskli bir karardır çünkü İngiltere topraklarında ve sömürgelerinin hiçbir yerinde petrol yoktur. Petrol ihtiyacının birçoğunu Amerika ve Rusya'dan temin eden İngiltere sadece İran'da yeni üretilmeye başlayan petrolü kontrol edebiliyor o da bir vatandaşı sayesinde. İngiltere'ye yeni kaynaklar gereklidir ve o da sadece Osmanlı topraklarında bulunmaktadır. Churchill, o meşhursözünütam bu sırada, petrole geçiş kararını onaylamaktan çekinen İngiliz Parlamentosu' nda 1 7 Temmuz 1 9 1 3 günü yapıyor: "Safety and ceıtainty in oil lie in variety and variety alone." Yani, enerji güvenliği sadece çeşitlilikle sağlanabilir. Ve sonunda, 1913 yılında İngiliz donanmasına aitgemilerin yakıtı kömürden petrole dönüştürülüyor. Churchill'in donanmanın başına geçtiği 191 1 yılındak i dünya petrol üretimine baktığımızda şöyie birtablo görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri 220 milyon varillik üretimle dünya petrol üretiminin yüzde 63,8'ini elinde bulunduruyor. ABD. Albay Drake tarafından Pennsylvania'da dünyanın ilk modern petrol kuyusunun açıldığı l 859 yılından beri petrol endüstrisindeki üstünlüğünü sürdürmektedir. Petrole hôkimiyeti giderek artan ABD petrolde artık taıtışmasız liderdir. Üretimde ikinci sıradaki ülke ise Rusya'dır, o da dünya üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini gerçekleştirmektedir. ►
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=