Doğalgaz Dergisi 140. Sayı (Eylül 2008)

Kyoto Protokolü ve Türkiye Dr. Mustafa Şahin Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Hava Yönetimi Dairesi Başkanı İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1992 yılında imzaya açıldı. 1994 yılında yürürlüğe girdi. Ülkemiz protokolün ek 1 ve ek 2 listelerinde yer alması nedeniyle sözleşmeye taraf olmadı. Türkiye, 2001 yılında Marakeş'de gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansı'nda (COP?) "Sözleşmenin Ek-I listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda olan Türkiye'nin özel koşulları tanınarak, isminin EK- l'de kalarak EK- ll'den silinmesi" yönünde alınan karardan (26/CP7) sonra, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf olmuştur. Eğer Türkiye 1992 yılında sözleşmenin hazırlanma sürecinin içinde yer almış olsaydı belki ülkemiz ek 1 dışı ülke konumunu koruyarak sözleşmeye ilk imza atanlardan olurdu. Buradan çıkarılması gereken ders her hangi bir uluslararası proje olduğu zaman başlangıç aşamasında yer almak ve belirleyici olmak önemlidir. Ek 1 dışı ülkeler, belki de ekonomide en önde olan ülkelerdir. 1992 yılında sözleşme oluşturulurken bu liste yer almadığı için sayısal azaltma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ülkemiz OECD ülkesi olması nedeniyle hem ek 1 hem de ek 2'de yer almış ve daha sonra ek 2'den çıkarılmıştır. Ek 1 listesindeki ülkeler (Türkiye ve Belarus hariç) Kyoto Protokolü'nde ek B listesinde yer almıştır Bunların sorumluluğu sera gazı emisyonlarını 90 yılı seviyesine göre 2008-2012 arasındaki periyotta yüzde 5 azaltmaktır. 1997 yılında protokol oluşturulurken sözleşmeye taraf olmadıkları için, T ürkiye ve Belarus şu an ek b listesinde yer almamaktadır. 48 Doğal Gaz Dergisi 2008 / 140 350 !!!! 300 ı= ı= c ;:: ;:: - ;:: 1 0 250 = 1 - ;::; = I 200 = ai = ,o, - Q) � 'O 150 � ON ı , 100 50 ] li o ;; "" M � "' � "- <t) g: o § "" M � a, a, a, g: a, a, g: o 8 o 8 8 � � � � � � � o o "" "" "" "" Yıllar ■ CO, O CH, ON,0 ■ FGazlar Türkiye'nin 1990-2005 yılları arası toplam sera gazı emisyonu Sözleşme Sekretaryasına sunmakla yükümlü bulunduğumuz, 1. Ulusal Bildirim Raporunun hazırlıkları, UNDP katkıları ve GEF finansal desteği ile 1 Ağustos 2005 tarihinde başlamış ve 2006 yılı sonunda tamamlanmış, Ocak 2007'de Sekretarya'ya gönderilmiştir. Türkiye'de, 1990 yılında 170 milyon ton olan sera gazı emisyonu, 2005 yılı itibariyle yaklaşık 312 milyon ton eşdeğer karbondioksit seviyesine yükselmiştir. Birinci ulusal bildirimde 2020 yılı itibariyle, emisyonlarımızın hiçbir önlem alınmadığı zaman yaklaşık olarak 620 milyon ton olması bekleniyor. 2004 yılı verilerine göre, sera gazı emisyonlarının yüzde 82'sini karbon dioksit oluşturuyor. Enerji ise yüzde 77 ile en fazla sera gazı emisyonuna yol açan kaynak olarak göze çarpıyor. Yine 2004 yılına baktığımızda tarım sektörü hem toplam salım miktarı hem de değişim oranı en az olan sektör olarak dikkat çekiyor. En yüksek artış atık sektöründe gerçekleşmiştir. Toplamda da en fazla artış enerji sektöründedir. 1990 yılında 132 iken 2004 yılında 227'ye çıkmıştır. Türkiye'yi dünya ile karşılaştırdığımız zaman ise t Türkiye'nin sanayileşme seviyesi henüz diğer OECD & BMİDÇS EK-I ülkeleri ile karşılaştırılabilir seviyede değildir. t OECD&BMİDÇS EK- I ülkeleri arasında kişi başı sera gazı emisyon, kümülatif emisyon ve kişi başı birincil enerji tüketimi miktarında en düşük değere sahiptir. t BMİDÇS EK-I ülkeleri arasında 19902004 yılları arası en yüksek sera gazı emisyonu artış oranına sahiptir. t OECD, AB VE BMİDÇS EK-I ülkeleri arasında en yüksek nüfus artış hızına sahiptir t İnsani Kalkınma Endeksi: 84/177 (2005) [>

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=