Doğalgaz Dergisi 140. Sayı (Eylül 2008)

t Ulusal enerji politikası gereği yerli kaynakların optimum seviyede kullanılması ihtiyacı vardır. İklim Değişikliğinden Etkilenebilirlik t Türkiye, İklim Değişiklinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenecek bölgeler arasında yer alan Akdeniz Havzasında yer almaktadır (IPCC 4.Değerlendirme Raporu-2007). t Üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin kıyı şeridi 8,333 km olup sanayi sektörünün %70'i kıyı şeridinde yer almaktadır. t Su kaynakları iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden önemli ölçüde etkilenecektir. t Türkiye, çok zengin sulak alan ve biyolojik çeşitliliğe sahiptir. t Ekonomide önemli bir yeri olan tarım sektörünün de olumsuz yönde etkilenecektir. Ülkemiz iklim değişikliği ile mücadele etme konusunda politikalarını oluşturmuştur. Bu konuda başbakan başta olmak üzere diğer ilgili bakanlıklar hem mevzuat bazında hem uygulama bazında bazı uygulamalar çıkarmıştır. Örneğin EVK sizin de yakından takip ettiğiniz bir husus. Ulaştırmada toplu taşıma araçları önem arzediyor. Örneğin marmaray projesi yaklaşık 75 km. bu projenin devreye girmesiyle yılda 130 bin ton sera gazının atmosfere verilmesi önlenmiş olacak. Yakıt kalitesinde iyileştirmeler de önem arzetmektedir. Tarım ormancılıkta da en önemli husus ağaçlandırmanın artırılması. Örneğin bu yıl ağaçlandırma yılı. 2,3 milyon hektar alanın ağaçlandırılması hedefleniyor. Kyoto Protokolü t Kyoto Protokolü; 1997 yılında imzaya açılmış ve 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. t AB dahil şu an 182 ülke Protokole taraftır/katılım belgesini sunmuştur. t BMİDÇS'nin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına veya sınırlandırılmasına yönelik hukuki açıdan bağlayıcı belgesidir. Sözleşmede herhangi bir bağlayıcılık yoktu. Kyoto protokolünde ek B listesinde yer alan ülkelerin sayısal azatlım sorumlulukları var. 50 Doğal Gaz Dergisi 2008 / 140 100 80 60 40 20 Enerji % 76. O sektöre göre emisyonlar -20 -40 F Gazlar % 1.0 • % 1.9 CH• % 15.6 co2 %81 .5 grosa göre emisyonlar %25 yutak Net emisyonlar Türkiye Sera Gazı Emisyonları ve Yutakları (CO2 eşdeğeri) (2004) t Protokolün Ek-B listesinde yer alan ülkelerin toplam sera gazı emisyonlarını 2008-2012 döneminde (ilk yükümlülük dönemi), 1 990 yılı (temel yıl) seviyesinin ortalama en az %5 altına indirmesini taahhüt etme zorunluluğu bulunmaktadır. Ülkemiz, Protokol müzakere edilirken, Sözleşme'ye taraf olmadığı için, tabiatıyla, müzakerelere katılamamış ve böylece, Sözleşme ve Protokol'de ifade edilen ülkelerin özgün şartları, ulusal kapasite ve ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ilkeleri temelinde kendi gerçeklerine ve şartlarına uygun esnekliklerden istifade etmesini sağlayacak hükümlerin Protokol'e girmesi sağlanamamıştır. Bugün gelinen durum itibariyle son derece önemli ve kritik bir sürece girilmiştir. Kyoto Protokolü'nün ilk yükümlülük döneminin tamamlandığı 2012 sonrasını şekillendirecek yeni iklim değişikliği rejiminin müzakerelerine başlanılmış ve yeni çerçevenin 2009 yılında gerçekleştirilecek olan 15. Taraflar Konferansında tamamlanması hedeflenmiştir. Ülkemiz, Sözleşme altında yürütülen çalışmalara katılım sağlayabilmekte ancak, Protokole taraf olmadığı için protokol altında yürütülen çalışmalara katılım sağlayamamaktadır. Önemli olan husus, 201 2 sonrası iklim rejimine yönelik yürütülen tüm müzakerelere katılım sağlayarak ülkemizin en uygun yerde olmasını temin etmektir. Aksi takdirde, yeni oluşturulmakta olan anlaşmanın hazırlık ve planlama süreçlerine etkin olarak katılamayacağımızdan, tamamlanmış bir anlaşma ile karşılaşılacaktır. 2008-2012 Arası Yükümlülük Kyoto Protokolü imzaya açıldığında Ülkemiz, Sözleşmeye taraf olmadığı için Protokolün Ek- B listesinde yer almamış ve dolayısıyla sayısal emisyon azaltım veya sınırlama yükümlülüğü almamıştır. Bugünden itibaren Protokole taraf olduğu takdirde ilk yükümlülük döneminde (2008-2012) sayısallaştırılmış sera gazı emisyon azaltım yükümlülüğü alması prosedür olarak mümkün görülmemektedir. Protokolün ilk yükümlülük döneminin ülkemize herhangi bir maliyet getirmesi söz konusu değildir. 2012 sonrası oluşturulacak yeni iklim rejiminde ülkelerin alacağı yükümlülükler belli değildir, ülkemizin alacağı yükümlülüğün sayısal miktarı özel durumumuz dikkate alınarak yapılacak müzakerelere bağlıdır. Bazen basında maliyetler ile ilgili rakamlar çıkıyor. Bu itibarla 2012 sonrasının ülkemize getireceği maliyetler konusunda kesin bir miktar söylemek mümkün değildir. Tüm bilimsel raporlarda, sera gazları emisyonlarının azaltılması için hiçbir şey yapmamanın, uzun vadede daha yüksek bir maliyeti olacağı ifade edilmektedir. [>

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=