Doğalgaz Dergisi 150. Sayı (Ekim 2009)

44 Doğal Gaz Dergisi Ekim / October 2009 GÜNCEL DOĞAL GAZ DERGİSİ 150 gerekli ihale sürecini tamamlamış değildir. İhaleye verilen tek teklif hala değerlendirme aşamasındadır ve onay için Bakanlar Kurulu’na sunulacaktır. Nükleer enerji üretim tesislerinin güvenliği ile ilgili özel kurallar ve tasarım kurallarına yönelik uygulama düzenlemeleri kabul edilmiştir. Araştırma reaktörleri ile ilgili olarak; güvenlik, sıra dışı olayların ihbar ve raporlanması, kayıt ve raporlama ile ilgili özel kurallar kabul edilmiştir. Türkiye’nin yaptığı açıklamalara göre, yüksek aktiviteye sahip mühürlü radyoaktif kaynakların ve orfan kaynakların kontrolüne yönelik Avrupa Birliği Müktesebatı’nın transpoze edildiği düşünülmektedir. Ancak, Türk Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) hala düzenleyici fonksiyonlar hem de operasyonel görevler yerine getirmektedir. Türkiye, nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma ile ilgili Topluluk programına dahil değildir. Türkiye, Harcanmış Yakıt Yönetimi ve Radyoaktif Atık Yönetimi ile ilgili Ortak Konvansiyona da imza atmamıştır. Sonuç Enerji sektöründe belirli oranda ancak dağınık bir ilerleme söz konusudur. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve elektrik piyasası ile ilgili gelişmeler umut vericidir. Ancak, doğalgaz, nükleer enerji, nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma alanlarında Türkiye’nin, ilgili mevzuatlarını ve stratejilerini uygulaması gereklidir. olmuş ve temel olarak sadece önde gelen doğalgaz ihracat firmalarına faydalı olmuştur. Doğal Gaz Piyasası Kanunu ile pazardaki gelişmeler arasındaki giderek artan farklılıklar kanunun ciddi şekilde gözden geçirilip, kanunda değişiklikler yapılmasını gerektirmektedir. Doğalgaz altyapısı ise genişletilmiş ve şu an ülkenin %80’ini kapsamaktadır. Atmış dört şehir şebekeye bağlanmış durumdadır. Arz ve tedarik dengesinin sağlanmasına yardımcı olacağı düşünülen, gaz depolamasına yönelik yatırımlar yapılmaktadır. Eylül 2009’da, Türkiye’nin Enerji Topluluğu Anlaşması’na katılmasına yönelik görüşmeler başlamış bulunmaktadır. Hem elektrik hem de doğalgazdaki iç piyasa için, hem de yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği ancak aynı zamanda enerji ile bağlantılı çevre konuları anlamında, Türkiye’nin Enerji Topluluğuna dahil olması özellikle önemli olacaktır. Devlet teşvikleri konusunda herhangi bir gelişme olmamıştır. Devlet yardımlarının takip altına alınmasına yönelik olarak bir otorite oluşturma amacı taşıyan bir dizi kanun tasarısı parlamentoya sunulmuştur ancak daha sonra bu yasa tasarıları daha sonra geri çekilmiştir. Yenilenebilir enerji konusunda iyi bir ilerleme kaydedildiği söylenebilir. Rüzgar enerjisi (rüzgar-temelli elektrik enerjisine yönelik lisans başvuruları için kullanılan teknik değerlendirmenin netleştirilmesi) ve jeotermal kaynakların kullanımı ile ilgili uygulama düzenlemeleri benimsenmiştir. Raporlama döneminde, elektrik üretimine uygun olan altı adet jeotermal saha özelleştirilmiştir. 2008 sonu itibari ile Türkiye elektrik enerjisinin %17’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmektedir. Elektrik üretim piyasasına yönelik revize edilmiş strateji belgesi, 2020 sonu itibari ile ülkenin elektrik ihtiyacının %25’ini yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi ve aynı yıl itibari ile 20,000 MW’lık rüzgar enerjisi üretim gücünün kurulumunun tamamlanmasını öngörmektedir. Aynı yıl itibari ile elektrik tüketiminin iki katına çıkacağı düşünüldüğünde, bu hedefe ulaşmak için ciddi çaba gerekeceği ortadadır. Enerji verimliliği alanında, belirli oranda ilerleme olduğu söylenebilir. Enerji performansı ve bina yalıtımı ile ilgili uygulama düzenlemeleri uygulamaya alınmıştır. Ayrıca, verimli enerji ve enerji kaynağı kullanımı ve de ufak ve orta ölçekli işletmelerin enerji verimliliği ile ilgili başka yeni uygulama düzenlemeleri de kabul edilmiştir. Enerji arz güvenliğini iyileştirmek ve iklim değişiklikleri ile mücadele etme anlamında önemli bir araç olarak enerji verimliliği konusunda kamu bilincini arttırmaya yönelik çabaların sürdürülmesi ve çerçeve yasanın Avrupa Birliği Müktesebatı gereklilikleri ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Nükleer enerji, nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma ile ilgili sınırlı miktarda ilerleme kaydedilmiş bulunmaktadır. Türkiye, 4,800 MW’lık kurulu güce sahip olacak ilk nükleer tesisinin inşaatını gerçekleştirecek olan müteahhit firmanın seçimi için □

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=