71 Doğalgaz Dergisi Ekim / October 2009 DOĞAL GAZ DERGİSİ 150 MAKALE Bu ve benzeri enerji kaynakları aynı zamanda hava kalitesini doğrudan etkilemektedir. Özellikle büyük il ve ilçelerde doğalgaz kullanımının yaygınlaşmasıyla hava kalitesi de artmakta ve o bölgede yaşayan insanlar da daha kaliteli yaşama geçme konusunda duyarlılık hakim olmaya başlamıştır. Ülkemizde genellikle ısıtma sektöründe kullanılması yaygın olarak kullanılan doğalgaz; absorbsiyonlu soğutma sistemi vasıtasıyla kojenerasyon sisteminin ürettiği ısıyı soğutma amacıyla kullanarak değerlendiren soğutma sistemi olarak bilinmektedir. Absorpsiyonlu soğutma grubu yerine elektrikle çalışan başka bir soğutma grubu kullanılırsa durumunda, tüketilecek olan elektrik enerjisi önemli bir miktarda fazla olmaktadır. Soğutma yüküne ve kullanılan ısının alternatif kullanım kaynağının olup olmadığına bağlı olarak, yatırımın geri ödemesi 1- 3 yıl gibi bir süre içerisinde değişmektedir. Özellikle otellerde kojenerasyon uygulaması ile elektrik üretilirken aynı zamanda atık ısının absorpsiyonlu chiller aracılığıyla soğutmada kullanılması tesise trijenerasyon özelliği kazandırmakta ve yüksek ısıl verimlere ulaşılmaktadır. Sonuç olarak ısıtma amaçlı kullanılmasının yanı sıra, doğalgaz dağıtım şebekesinin var olduğu bölgelerde otel, hastane ve büyük alışveriş merkezleri, soğuk hava depolarında kojenerasyon destekli absorpsiyonlu soğutma sistemleri (trijenerasyon) finansal açıdan karlı bir yatırım olduğu aşikardır. Çevreye Etki Doğalgaz kullanımı sonucu diğer enerji kaynaklarının yanmasına göre ortama kükürt dioksit ve partikül yayınımı çok daha düşük ve hatta sıfır değerde atıldığından dolayı ülke genelinde hava kalitesinin de yükseldiği gözlemlenmektedir. Hava kalitesi değerlerinin karşılaştırması yapılırken aşağıdaki kriterler göz önüne alınmaktadır: KVS: Kısa Vadeli Sınır Değeri PM10: Gaz halindeki emisyonların kimyasal dönüşümü ve yığın halinde şekillenmesi ile oluşan, çapı 10 mikrometre altındaki partiküler maddelerdir. Grafikler incelendiğinde büyükşehirlerin çoğunun bu grafiklerde yer almadığı görülmektedir. Fakat genelde doğalgazın henüz ulaşmadığı pek çok il ve ilçenin hava kalitesinin çok düşük olduğu da aşikardır. Kaynaklar Z TUİK Haber Bülteni, Sayı 125: Sektörel Enerji Tüketim İstatistikleri, 2005 Z TUİK Haber Bülteni, Sayı 92: Hava Kalitesi, 2008 – 2009 Kış Sezonu Z Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 19 Aralık 2007, Sayı: 26735 Resmi Gazete Z Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 9 Eylül 2009, Sayı: 27344 Resmi Gazete Z Duyar Vana Teknik Yayınları Doğalgazın içeriğinde kükürt miktarının minimum seviyede olması yanmış gazların temas ettiği yüzeylerdeki korozyon oluşumunun da minimum seviyede olması sağlamaktadır. Kullanım Yerleri Yurtiçinde enerjinin kullanım alanlarına bakıldığında nihai enerjinin % 79,80’i mal ve hizmet üretiminde, % 14,09’u ulaştırma sektöründe ve % 6,11’i alan ısıtmada kullanıldığı görülmektedir. 2006 – 2007 döneminde TUİK tarafından 2005 verilerine dayanarak yapılan anket sonuçlarına göre; sanayi ve hizmet sektörlerinde 6.106.441 ton eşdeğer petrol elektrik, 4.301.881 ton eşdeğer petrol doğalgaz, 2.537.643 ton eşdeğer petrol motorin tüketilmiştir. Nihai enerji tüketiminin enerji kaynaklarına göre dağılımına bakıldığında en büyük oran % 24,34 ile elektriğe aittir, bunu sırasıyla % 17,15 ile doğalgaz, % 10,12 ile motorin, % 9,36 ile fuel oil No: 6, % 20,64 ile kömür ve türevleri ve % 18,40 ile diğer ürünler izlemektedir. Elektrik 24,34% Doğal gaz 17,15% Motorin 10,12% Fuel-oil no:6 9,36% Petrokok 6,03% Kok kömürü 5,99% Taşkömürü 5,24% Linyit 3,38% Diğer 18,40% Nihai enerji tüketiminin enerji kaynakalrına göre dağılımı (%) İllere göre kükürtdioksit ortalaması, 2008-2009 kış sezonu 250 "' E ~ 200 ~ 150 -' ~ 100 o ~ j so o ~ ~ ., 1" sl öl ! ■ Mal ve Hizmet üretimi ■ Ulaştırma ■ ısıtma □
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=