VİZYON DOĞAL GAZ DERGİSİ 153 Doğal Gaz Dergisi Mart/ March 2010 61 ölçüde kaliteyi ve teknolojiyi yakalamış, üretim bakışı ve altyapı olarak Avrupa’daki muadillerinden bile çok ileride Çin firmaları mevcut ve emin olun kalitenin maliyeti bütün dünyada aynı, şu tür bir argümandan bahsediyorum, Çin’de seçici olunduğu taktirde dünyanın en iyi ürünlerine ulaşmak olası, bunun en büyük göstergesi bizim bugün kullanmaya can attığımız birçok “marka” ürünün de esasen Çin’de üretim yapması. Bunun en basit örneği temsilcisi olduğumuz Chunhui’dir, grup 13 firmadan oluşuyor ve dünya çapında birçok markaya üretim yapıyor, üretim proseslerinde muazzam bir know-how mevcut. Bu nedenle birçok firmanın aksine biz Çinle OEM çalışmayı yeğlemedik ve Chunhui’nin kalitesine ve marka değerine çok inandık. Bu inancımızda da haklı çıktık, çünkü dev bir firmanın desteği ileriki dönem planlarımız için çok önemli. Sonuçta kalite odaklı yaklaşıldığı müddetçe ve detaylı, iyi seçimler yaparak Çin’le ticaret yapılabilir. Fakat belirttiğim gibi bizlerin iş yaklaşımları burada önem teşkil ediyor, önce fiyat ve sadece fiyat yerine, önce kaliteye yatırım yapanlar orta uzun vadede kazançlı çıkacaktır. 2009’un sıkıntılı geçiren sektörün şu anda içinde bulunduğu durumu değerlendirebilir misiniz? İlk yarıdan hareketle ikinci yarı için ne yönde bir projeksiyon öngörüyorsunuz? Bence tecrübe edilenden yola çıkmak lazım. 2001, global derinliği olmayan lokal bir krizdi. O dönem piyasanın buna verdiği tepkilerle son 1 senedir yaşanan süreçteki davranış biçimleri arasında çok fazla farklılık yok, hatta karbon kopya durumlar mevcut. 2001 de tüm Türkiye şunu çok iyi öğrendik ya da öğrenmiş olmamız lazım ki; bir gün önceki şartların bir daha oluşmasını beklemek ancak hayalperest bir iyimserlik olur. 2010 beklentilerini kurgularken mutlaka 2001 çıktılarını analiz etmek gerek. Mesela 2001 deki kıyasıya rekabet sonucu düşen fiyatlar veya sektör karlılıkları bir daha düzelmedi ve o çizgide devam etti. O dönemin en büyük artısı doğalgaz sektörü özelinde piyasanın hala gelişme sürecini yaşıyor olması ve çok fazla sayıda oyuncunun bulunmamasıydı. Şu anda ise büyük oranda doymaya yüz tutmuş bir sektör ve içinde çok daha fazla sayıda oyuncu barındırıyor. 1 seneyi aşkın süredir yatırımların büyük oranda askıya alınması sistemin çok daralmasına sebep oldu, göreli olarak bir açılma elbette bekliyoruz ancak hayalperest de değiliz, sadece fiyatta rekabete girmek dipsiz bir kuyu gibi ve sonuçsuz, önümüzdeki dönemde; profesyonellik, kalite ve çözüm odaklılık ayırt edici olacaktır. Türkiye enerji alanında her geçen gün yeni projelere imza atıyor. Bu projelerin sektöre yansımalarının ne yönde olacağını öngörüyorsunuz? Türkiye’nin enerji alanında oturmuş bir politiğinin mevcut olmaması ve doğalgazda dışa bağımlılığın mutlak bir gerçek olduğu göz önüne alındığında, makro düzeyde atılacak her adımın çok iyi algılanması ve uzun vade detay planlamalarının yapılabilmesi gerek, enerji piyasasında fiyatlandırma, vergi politikaları, teşvikler uzun ve şaşmaz bir projeksiyona oturtulmalı, daha önce bunun sıkıntılarını çokça yaşadık. Bulunduğumuz bölge ve tedarik koşullarımız oldukça kırılgan. Projeler büyük harflerle anons ediliyor olsa da, planlama kısmı iyi kotarılmadığı taktirde, Türkiye’nin bir projeler çöplüğü olması da muhtemel görünüyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=