Doğalgaz Dergisi 153. Sayı (Mart 2010)

SÖYLEŞİ DOĞAL GAZ DERGİSİ 153 68 Doğal Gaz Dergisi Mart / March 2010 Marmara Ereğlisi’ndeki tesisinin yanı sıra Egegaz’ın Aliağa terminalinin aktif hale gelmesiyle, önümüzdeki yıllarda bu sektörün büyümeye aday bir pazar olduğunu da söyleyebiliriz. Eğer Pazar koşullarında mevzuatta beklenti ve taleplerimiz doğrultusunda değişiklik olmazsa pazarın bugünkü değerlerde 500-600 milyon m³’lük bir değerde sature olup bu değerde yaşamını sürdüreceği yönünde bir beklentimiz var. Doğalgazın bütün formlarının aynı dernek altında toplanması mümkünken neden sadece LPG ve CNG formu için bir dernek kurulması gündeme geldi? Biz ürün olarak doğalgazla molekül anlamında birebir aynı formda olan metanı pazarlıyoruz fakat dağıtım zincirimiz doğalgaz boru hattı şebekelerinden çok ciddi farklılıklar gösteriyor. Aramızdaki temel fark şu: Boru hattı şebekesi, bir network üzerindeki kaynaktan giren gaz fazındaki doğalgazın herhangi bir bölgeye sadece ve sadece boru hattı ile getirilebilmesi ve bunun sonucunda tüketicilere faturalanmasıyla uğraşıyor. LNG ve CNG’de ise dağıtım süreci daha farklı işliyor. LNG ve CNG’de taşıma, kamyon tankerlerle ve karayoluyla yapılıyor. Bu nedenle boru hattının ulaşamadığı her yere bizim tabirimizle mobil enerji hizmet sunabiliyoruz. Doğal olarak proses tamamıyla boru hattı şebekesi prosesinden farklı işliyor. Onlar daha çok dağıtım ağırlıklı çalışıyor biz ise dağıtım yapmıyoruz. Bu nedenle de bizim mevzuat, hukuksal ve teknik düzenlemelere olan ihtiyacımızla boru şebekesinin ihtiyaçları birbirinden farklılık gösteriyor. Aramızdaki temel dağıtım zinciri farkından dolayı da farklı bir sivil toplum kuruluşu çatısı altında toplanıp yönetmelikler, mali, teknik ve hukuksal mevzuata yönelik ortak bir menfaat platformu oluşturma gayreti içerisindeyiz. Bu sebepten dolayı da kendi derdimizi alt komite olarak anlatmak yerine, bu derneği kurarak kendi derdimizi bir sivil toplum kuruluşu olarak kural koyucularla paylaşmayı tercih ettik. EPDK’da bu anlamda teveccüh göstererek bizi de sektör derneği olarak kabul etti ve geçtiğimiz günlerde ilk görüşmemizi de gerçekleştirdik. LNG ve CNG’nin Türkiye için önemi nedir? Sektörün geleceğine ilişkin öngörüleriniz nelerdir? LNG ve CNG önümüzdeki süreçte Türkiye için çok önemli ürünler olacak. Bunun pek çok nedeni var. Bunlardan birisi “al ya da öde” (take or pay) kontratlarıdır. Geçtiğimiz dönemlerde gerek talep planlamasına gerekse ekonomik krize bağlı olarak yurtiçi doğal gaz tüketimi azalmış, doğal gaz alım kontratları sebebiyle ülkemiz al ya da öde yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmıştır. Enerji bakanımızın şeffaf yönetim anlayışı ile bizlere 2009-2010 için tahmini olarak verdiği verilere baktığımızda 3 milyar m³’lük bir al ya da öde cezası ödeyeceğimiz söz konusudur. 3 milyar m³ uluslararası piyasalarda karşılığına baktığımızda ise gelecek cezaların büyüklüğü ortaya çıkıyor. Bugüne kadar sektörümüz tarafından 500 milyon m³’lük doğalgazın stoklanmak yerine alınıp boru hattının ulaşmadığı yerlere deyim yerindeyse sırtımızda taşınarak götürülmesi ve burada tüketicinin hizmetine sunuluyor olmasının ekonomiye katkısı, sadece 2009 yılında, 150 milyon dolar mertebesindedir. Kısacası atıl olan gazı kullanıma sunuyoruz ve al ya da öde ödemelerimizi de aşağıya çekmek gibi önemli bir görevi yerine getiriyoruz. Diğer faktörde çevresel nedenlerdir. LNG ve CNG molekül olarak doğal gaz (metan) olup, tüketicilere aynı çevresel faydaları sunulabiliyor. Bu anlamda çok enteresan 2 rakam var. Doğalgazı petrol ve kömürle mukayese ettiğimizde özellikle partikül salınımında doğalgaz kömüre göre 400 kat daha az, petrole göre ise 10 kat daha az partikül salınımı gerçekleştiriyor. Partikül salınımı, özellikle solunum hastalıklarında, çocuklar ve yaşlılar için en önemli çevresel etkenlerden bir tanesidir. Yine bununla birlikte doğalgaz azot oksit salınımı açısından da petrol ve kömüre göre 5 kat daha az emisyon değerlerine sahip. Çevresel etkiler nedeniyle LNG ve CNG’yi ivedilikle ülkemizdeki her noktaya götürerek hava kirliliğini azaltmanın yanında global ısınmaya olan etkileri de minimuma indirmek mümkün. LNG ve CNG’nin diğer bir önemli özelliği de diğer yakıtlara oranla daha ekonomik bir çözüm olarak tüketicinin karşısına çıkıyor olmasıdır. LNG ve CNG bugünkü fiyatlarla kabaca 6 numaralı fuel oile nazaran %25, kalorifer yakıtlarına nazaran % 40, LPG’ye nazaran %50, motorine nazaran % 60’a varan oranlarda tüketici lehine bir ekonomik enerji alternatifidir. Bu durum enerji kaynaklarının girdilerinin büyüklüğü göz önüne alındığında, özellikle sanayicimizin uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü artırıcı çok ciddi bir avantajdır. Dünyada en büyük ölçekteki dökme LNG pazarının ülkemizde olması sektörümüzün bir başka önemli özelliğidir. Bugün yurtdışından birçok ülke temsilcisi gerek dernek şirketlerimize gerekse pazardaki diğer şirketlere gelip sektörü inceleyip aynı modellemeyi yapma arzusu içerisindeler. Şu anda ülkemizdekine benzer biçimde Japonya, Kore, İspanya örnekleri olsa da bu büyüklüğe ve bu mükemmelliğe ulaşmış başka bir pazar bir örneği yok. Fosil Yakıtların Emisyon Seviyeleri Çevre kirletici madde Doğalgaz Petrol Kömür Karbondioksit 53,071 74.390 94.349 Karbonmonoksit 18,14 14,97 94,34 Nitrojen oksit 41,73 203,21 207,30 Sülfür asit 0,45 509 1,175 Partiküller 3,18 38,10 1,245 Civa 0,00 0,0032 0,0073

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=