Doğalgaz Dergisi 159. Sayı (Kasım-Aralık 2010)

■ ■ ■ DOĞAL GAZ DERGİSİ 159 •■ ŞEHiRLERDE DOĞALGAZ ■ Afyonkarahisar şehri ile özdeşleşen Karahisar Kalesi'nin İsa'dan Önce 1340'/ı yıllarda Arzava ülkesine sefer düzenleyen Hitit Kralı il. Murşil tarafından, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Kale'nin o zaman ki adı Hapanuva, yani "Yüksek Tepe Şehri" dir. Daha sonra Mira Kuva/ya Krallığı'nın egemenliğine bırakılan Hapanuva eteklerine Frigler zamanında köy kurulur ve "Akronio" ya da "Akroniom" adını alır. Sırasıyla Lidya/ılar, Persler, Helenler, Bergama Krallığı, Pont krallığı, Romalılar ve Bizanslıların egemenliğinde kalan Kale, Hicret'ten sonra İstanbul'u fethetmek amcında olan Emevi Halifelerinin, Anadolu'ya yaptıkları seferler sırasında birkaç kez el değiştirdikten sonra, Alparslan'ın oğlu Melikşah zamanında Selçuklu topraklarına katılmıştır. Daha sonra Devlet Hazinelerinin Kale'de saklanmasından dolayı "Karahisar-ı Devle" yani "Devletin Karahisarı" adını alır. Anadolu Beylikleri döneminde Sahipoğulları ve Germiyanoğulları'nın hüküm sürdükleri Karahisar-ı Devleti, 1392 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Ankara Savaşı'ndan sonra Timur ordularının hakimiyetine • Efsanelerde Karahisar Kalesi 3 bin 340 ile atın bağlandığına inanılan kaya üzeyıllık bir geçmişe sahip olan Karahisar rinde delik, hala varlığını korumaktadır. kalesi, defalarca el değiştirmiş olan yerden 226 metre yükseklikteki trakit bir Dilek Yeri Karahisar Kalesi kaya kütlesi üzerinde kurulu bulunan Karahisar Kalesi, tarihi boyunca, evlenKale'yi fethetmenin öyle kolay bir iş ol- mek isteyen kızların iyi bir kısmet dilemadığı tartışmasız bir gerçektir. İşte bu dikleri, kısmeti bağlı olanların kısmetnedenle Battal Gazi'den Hazreti Ali'ye, Beyböğrek'ten Çavuşbaşı'na, Horoz Dede'ye kadar pek çok efsane anlatılır Karahisar Kale'si için. İlginçtir ki, anlatılan bu efsanelerin izleri, günümüzde bile varlığını korumaktadır. Halk arasında anlatılan Hazreti Ali ya da Düldül'ün ayak izleri efsanesine göre, İslam halifelerinden Hazreti Ali, atı Düldül'ün üzerinde dağdan dağa uçarak sefer yapmaktadır. işte böyle seferlerin birinde Afyonkarahis'a gelen Hz. Ali, Hıdırlık Dağı'nda konaklamak için sertçe yere basınca, buradaki bir kaya üzerinde ayağının izi kalır. Daha sonra Hıdır/ık'tan Ka/e'ye atlayan Düldül, burada da dizginlenince bu kez ön ayağının izi bir kayanın üzerinde kalır. Hz. Ali, Düldül'ü sulamak için su yalağına vardığında, atı bağlayacak bir yer bulamaz ve dört parmağı ile yalağın yanındaki bir taşa vurarak taşı deler ve atı buraya bağlar. terinin açıldıkları yer olmuştur. İnanışa göre, taliplisi çıkmayan yada evlenme zamanı gelmiş kızlar yanlarında yaşlı bir kadınla birlikte Cuma günü Karahisar kalesinin yolunu tutarlar. Ancak yanlarına birde asma kilit alırlar, kilit kaleye çıkılmadan önce kilitlenir. Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı kadın kaleye çıkılmadan önce kilitlenmiş olan kilidi kızların başlarında açarak, inanışa göre bahtlarını açar. Daha sonra kızlar Kız Kulesi'nden "Bahtım bahtım Altın tahtım Evlenecek vaktım" Diyerek bağırırlar. İnanılan odur ki tahminen bir hafta sonra bu kızlara hayırlı birer nasip çıkar ve nişanlanırlar. Bu gelenek, Hıdırellez 'de daha çok ilgi görmekte ve Hıdırellez sabahı erken saatlerde kaleye çıkan kızlar, Kız Kulesi'nden dileklerini bağırmaktadırlar. Kimi zaman kadınların ya da erkeklerinde Kız Kulesi'nden "Çocuğum olacak vaktım" giren Karahisar-ı Devle, Timur'un bey- Yukarıda da belirttiğimiz gibi Afyonkara- "Okulu bitirecek vaktım" lere, topraklarını geri vermeleri üzerine hisar Kalesi'nde bugün Oüldül'ün ayak izi Germiyanoğulları'na, daha sonra vasiyet yoluyla 1428 yılında Osmanlı Türk Birliği'ne katılır. Anadolu'daki diğer karahisarlarla karışamaması için " Karahisar-ı Sahib" yani "Sahibinin Karahisarı" adını alır. Mevcut Şeriye Sicillerine göre Karahisar'ın başına Afyonkarahisar kelimesi ilk kez 1651 yılında gelmiş ve o günden bu yana Afyonkarahisar adı ile anılır olmuştur. 44 Doğal Gaz Dergisi Kasım - Aralık/ November - December gibi dileklerde bulundukları da gözlenmektedir. Kaledeki Kız Kulesi'nin yanında bir şarapnel oyuğu gibi insan boyunda olan taşın içine yatan kadınlar çeşitli dileklerde bulunurlar. Kalenin kapısının kemerinde bulunan bir oyuğa, bir dilek tutulup 3 taş atılmaktadır. Eğer taşların 3'üde oyuğa girerse dileğin yerine geleceğine inanılmaktadır. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=