Doğalgaz Dergisi 162. Sayı (Nisan 2011)

Enerji Devleri Pusuda Bekliyor 2010 yılında ülkemizde elektrik üre tim ve tüketiminin 2009'a göre yüzde 8'e varan bir artış göstermesinin ve geçtiğimiz Ocak 201 1 'deki verilerde ise, elektrik tüketiminin 201 O yılının Ocak ayına göre yüzde 1 2 -13 mertebelerinde artmasının enerji sek törünün krizden çıktığını gösteren kanıtlar olduğunu belirten Nihat Öz demir: "Sektör hızla büyümekte ve bu büyümenin de, ülkemizin üretim hedeşerine baktığımızda 201 5'te 300 milyar, 2020'de 400 milyar, 2023'te ise 500 milyar kilovat saat olması beklenmektedir"dedi. Özdemir sözle rini şöyle sürdürüyor: "500 milyar Dolar ihracatımız ve buna bağlı olarak 750 milyon dolar ithalatımız olacak. 1 ,5 trilyon Dolar gayri saŞ milli hasıla ve 100 milyonu aşan bir nüfus beklenmekte. Bu rakamlara baktığımız zaman, Türkiye, 2023 yılında 500 milyar kilovat saat enerjiyi bulacak ve bunu da tüketecek Tabi, biz bunları görüyoruz da yabancılar görmüyorlar mı? Türkiye pazarında, dünyanın en büyük enerji devleri yer almak istiyor. Biraz daha fırsat versek bu konudaki çok büyük oyuncuların, Türkiye'ye geleceğine inanıyorum ama bazı önemli sıkıntılar olduğundan dolayı şu anda Türkiye'yi gözlemekteler. Türkiye enerji piyasasının üretimde ve dağıtımda olmak üzere, şeffaşaşmasını, düzenlenmesini ve karanlık noktaların ortadan kalkmasını bekliyorlar. Dünyanın enerji devleri içinde 7-8 tane de Türk grubunun olması gerektiğine inanıyorum". Üç Çeşit Dengeli İş Modeli Yakıt çeşitliliği önemine değinen Öz demir: "yalnız hidrolikte kalmamız gerekmez. Termik, rüzgar, jeoter mal gibi çeşitlerde de faaliyetlerimizi arttırmamız gerekiyor. Özetle, enerji şirketlerinin optimum varlık çeşitlili ğini geliştirmesi; coğrafya çeşitliliğine ulaşması ve düzenlemeye tabi ve serbest varlıklar arasında uygun bir ilişkiyi tutturması gerekiyor. Dünya enerji modellerine baktığımız zaman üç çeşit dengeli iş modelinin mevcut olduğunu görüyoruz. Özellikle üretimin varlığında dengeli varlık modeli; dengeli ticaret modeli, yani dengeli dağıtım ve toptan elektrik satışı mo delinin kurulması lazım. Üçüncü olarak dengeli perakende modelinde de dağıtımın çok önemli görevinin olması gerekli. Avrupa'ya baktığımız zaman Fransa'da EDF, Almanya'da E.ON ve RWE, Belçika ve Fransa or taklığında SUEZ, İspanya'da lberdrola gibi enerji devleri, birden fazla iş modelini uygulayıp hem üretici hem dağıtıcı hem de toptan perakende satıcı görevlerini üzerlerine alarak, baş ve son kısmın her ikisinde de dengeyi sağlayabilmektedirler"diyor. Elektrik piyasasında üretim faaliye tinde bulunmak üzere hidroelektrik santrallerinin yapımının, DSİ ile imza lanan su kullanım anlaşması çerçevesinde, özel sektör yatırımcılarının üstlenmesinin en pratik yol olduğunu belirten Özdemir sözlerini şöyle sürdürüyor:"Burada en önemli konu, devletin hidrolik santrallerine baktığı mız zaman, yapım süresini çok uzun olduğunu görmekteyiz. Kızılırmak üzerinde Obruk'ta 2 megavat gücünde bir hidroelektrik santral inşa ettik. Bu projeyi 14 yılda bitirebildik. Kamulaştırılması, ödenek tedariki, makine ekipmanı için üç defa ihale yapıldı üçüncüsünde Çinliler aldı. Bunlar, devletteki bürokratik zorluklardan do- ■ DOĞAL GAZ DERGİSi 162 ■ ■ GÜNCEL ■• ■ Nihat Özdemir Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı layı oldu. Ama biz özel sektör olarak, 1 milyar kilovat saatlik, 270 megavat gücünde, 18 milyon metreküp dolgu su ve 500 bin metreküp bir betonu olan bir barajı, kamulaştırması ve projelendirmesi dahil 3 yılda tamamladık ve hizmete açtık. Demek ki devletin bu işlerin yapım cılığından bir an önce çekilmesi lazım gerekmektedir. 1 milyar kilovat saatlik bir hidroelektrik santral devreye girerse ne olur? Türkiye'nin 1 nolu önemli ekonomik problemi Türkiye'nin cari açığıdır. Cari açığın neden geldiğine baktığımızda da, birinci kalem olarak enerjiden oldu ğunu görmekteyiz. Enerji dediğimiz nedir? Ham petrol ithalatı ve ikincisi de doğalgaz ithalatıdır. Eğer, bu 1 milyar kilovatlık üretim bir doğalgaz santralinden karşılansaydı, yılda 200 milyon metreküp doğalgaz ile karşılanabilirdi. Bugünkü Ş,,atı belli olduğuna göre her yıl 70 milyon do larlık daha az gaz ithal edecektik. Bu santralin 50 yıllık bir işletme süresi olduğunu düşünürsek eğer, sadece doğalgazdan bugünkü gerçek $.{at larla tasarrufumuz 3,5 milyar dol rı bulmaktadır. Kömür olsaydı ne olur- ■ Devletin hidrolik santrallerine baktığımız zaman, yapım süresinin çok uzun olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla devletin bu işlerden çekilmesi lazım. ■• Doğal Gaz Dergisi Nisan / April 2011 33

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=