Doğalgaz Dergisi 172. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

edilmişti. Hemen hemen bütün ülkeler şimdi yeni binalar için performans esasına dayanan şartları belirleyen ulusal bir metodolojiyi benimsemiştir. 2002 yılından önce kural koyucu nitelikte şartların mevcut olduğu ülkeler için (örneğin: Çek Cumhuriyeti, Belçika, Estonya, Bulgaristan, Macaristan, İrlanda, Polonya) bütünsel esaslı (yani tüm binayı ele alan) bir yaklaşıma doğru değişme olmuş ve bu sayede mevcut olan tek elemanlı şartlar birçok durum için daha sıkı hale getirilmiştir. Bazı durumlarda tek elemanlı şartlar enerji performansı şartlarında binanın ayrı ayrı kısımlarının verimli olmasını sağlamak için ek veya tamamlayıcı talepler özelliğini taşırlar (örneğin Danimarka'da). Diğerlerinde; birincisi tek olarak bina elemanlarının performansına, ikincisi ise bir bütün olarak binanın performansını esas alan, iki yaklaşımın da paralel olarak mevcut olduğu ülkelerde (örneğin; Norveç, İspanya, Polonya, İsviçre), alternatif bir metotlar olarak işlev görürler. Tipik olarak bu durumlarda, tek elemanlı yaklaşımlar büyük yenileme projelerinde tercih edilirken yeni inşaatlarda performans esaslı yaklaşım benimsenmektedir. Enerji performansı şartlarının ayrınveya ayni tipte, büyüklükte ve konumda referans bir binanın yüzde olarak iyileştirilmesi esas alınır. Bazı ülkeler (ör: Belçika) performans şartını belirlenen bir "E değerini" 0-100 arası veya A+ dan G'ye giden (İtalya ve Güney Kıbrıs'ta olduğu gibi) bir skalada karşılanması olarak ifade ederler. Tipik olarak bu şartlar ısıtma için yapılan tüketim seviyelerini kapsarken bazı durumlarda daha fazla son kullanım formları (elektrik, aydınlatma, soğutma gibi) da dahil edilmiştir. Ayrıca bir bilgi notu olarak birçok ülkelerde şartların sadece bazı bina tiplerini genellikle sadece konut sektörünü kapsaması da enteresandır. Metodoloji prosedürlerinin çoğu yazılım programları olarak uygulanmaktadır. Yazılım kalite güvencesi akreditasyonu ise, Binaların Enerji Performansı Direktifi ile ilgili 201 O Ortak Hareketler Raporu'nda (CA-EPBD, 201 O) verilen bulgulara göre, sadece ülkelerin yarısında yerine getirilmektedir. Üye Ülkelerin yaklaşık %50'si zaten bu metodoloji değişikliklerini ya daha sıkı şartlarla, GEN standartlarıyla daha fazla uyum sağlayacak şekilde ilave teknolojiler içererek ve/veya daha önceki metodoloji prosedürlerindeki zayıf/eksik hususları düzelterek ithal tılı bir değerlendirmesi Tablo 1 'de etmişlerdir. ■ DOĞAL GAZ DERGİSİ 172 ■ ■ MAKALE ■• ■ olarak sağlık, konfor ve üretkenlik ile ilişkilidir, ancak bunlar enerji ihtiyaçları üzerine doğrudan etki yaparlar. Ülkelerin bina yönetmeliklerinde yer alan havalandırma ile ilgili farklı şartlara ilişkin örnekler Tablo 2'de verilmiştir. Bunlar havalandırma sistemlerine teknik şartlar olarak (ör: ısı geri kazanımlı havalandırma sistemleri gibi) veya binanın belirlenen alanları için özel olarak belirlenmiş havalandırma oranları olarak uygulanabilir. Mekanik havalandırma sistemlerinin artan kullanımını dikkate alındığında, düşük enerjili binalarda fan gücü için gerekli şartlar giderek artan önemde bir konu olmaktadır. Bazı ülkeler (örneğin: Avusturya, Danimarka, Fransa, Estonya ve Polonya) bu nedenle, özgül fan gücü (genellikle W/Litre saniye veya kW/m3s olarak ifade edilmektedir) kavramını getirmişlerdir. Letonya ve Macaristan gibi bazı ülkelerde kantitatif (miktarsal) olmayan şartlar da mevcuttur ve bu ise birkaç ülkede açıklanma ihtiyacı gösteren bir konudur. Aşırı veya yetersiz havalandırmanın önemli ölçüde enerji israfına ve rahatsız koşullara yol açabildiğinden birçok ülke binaların hava geçirmezliği/sızmazlığının sınırlanması konularında gerekli olan şartları uygulamalarına getirmektedir. Bu şartların bazıları Tablo 3'de sıralanmıştır. verilmiştir. Burada birçok farklı yak- Ülkelerin çoğunda kazanların ve klima laşımın uygulandığı ve iki ülkenin de aynı yaklaşımı benimsemediği her bir ülkenin farklı yaklaşımı benimsediği görülmektedir. Çeşitli hesaplama metotları kullanılmış ve tanımlarda büyük far�lılıklar görülmüştür (örneğin: primer enerji ve nihai enerji, ısıtılan zemin alanı, karbon dönüşümü faktörleri, ayarlanan enerji ve toplam enerji ihtiyaçlarına ilişkin tanımlar vb. gibi). Yasal olarak performans hedefleriyle bağlayıcı nitelikte olan bina yönetmelikleri şartlarının belirlenmesinde normal olarak ya genellikle kWh/m2 olarak ifade edilen bir mutlak değer (yani aşılmaması gereken bir değer) ısıtma, Havalandırma ve Soğutma Sistemleri ile İlgili Şartlar Maksimum U değerleri, minimum/ maksimum iç ortam sıcaklıkları, minimum havalandırma oranları için şartlar ve kazan ve/veya klima tesisi verimi ile ilgili farklı kural niteliğinde şartlar da mevcuttur. Birçok ülke bina içinde minimum havalandırma seviyelerinin sağlanabilmesi için gerekli olan şartları uygulamaya koymuştur. Bunlar genel olarak bina içindeki metabolik oranlara yani fiziksel faaliyetlere göre belirlenmiştir. Havalandırma ile ilgili şartlar esas sistemlerinin minimum performansları ile ilgili şartlar bulunmaktadır. Örnekler içinde minimum kazan verim seviyeleri verilebilir ve bazı durumlarda, örneğin Almanya'da, eski verimsiz kazanların kullanılması yasaklanmaktadır (bakınız Tablo 4). İlave olarak birçok bina yönetmelikleri bina içinde minimum seviyelerde gün ışığı sağlanmasını gerektirirken, güneş ışığıyla beraber güneş enerjisi kazançlarını belli bir seviyenin de üzerinde aşırı ısınmaya ve/veya klima kullanımına neden olmamasını gerektirir. Güneş enerjisi kazançlarının sınırlanmasıyla ilgili bina şartları basit yaklaşımlardan (örneğin Doğal Gaz Dergisi Temmuz - Ağustos / July - August 2012

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=