SANAYİDE DOĞALGAZ o Makale absorpsiyonlu soğutucuların verimleri (COP= 0.7-1.2) elektrikli olanlara (COP=2.5-5) kıyasla düşük olduğundan, yakıt yakarak ısı enerjisi üretmek hiçbir zaman ekonomik olmayacaktır. Bu nedenle, atık ısı enerjisi açığa çıkması ve soğutma gereksiniminin ısıtma gereksiniminden önemli düzeyde daha fazla olması durumunda, elektrikli soğutuculara kıyasla, soğurmalı soğutucular tercih edilmelidir. Absorpsiyonlu soğutucuların kısmi yük verimi yüksek ve çok az sayıda hareketli parçalarının olması nedeniyle bakım giderleri düşüktür. Bununla birlikte, yatırım giderleri kısmen yüksektir. Diğer taraftan, sıkıştırmalı soğutucular kısmi yüklerde iyi çalışmazlar, bakım giderleri kısmen yüksek, işletme giderleri ise yüksektir. Yatırım giderleri düşüktür. Sonuç olarak, ısı enerjisi gereksinimindeki değişimlerin dengelenmesi için bazı önlemlerin alınması gerekir. Ticari binalarda, borulama sisteminin tamamı sonlu ısı kapasitesine sahip olarak dikkate alınabilir. Talepten fazla üretildiği zamanlarda enerji depolanır ve talebin üretilen miktardan fazla olduğu zamanlarda ise geri kazanılır. lsı enerjisi, uygulamada tüketiciler tarafından kolay bir şekilde depolanabilen bir enerjidir. Elektrik bölgesel olarak depolanabilmekle birlikte, maliyeti yüksektir ve depolama verimi düşüktür. 3.4. İşletme Yöntemi Trijenerasyon tesisinin çalışmasına, elektrik, şebeken alındığı fiyattan daha düşük fiyata üretildiği zamanlarda üretilerek teorik olarak basit bir şekilde karar verilebilir. Uygulamada işletme yöntemi, aşağıdaki etmenlere bağlı olan işlem kontrol sisteminin bir parçasıdır: • Enerji türlerine olan gereksinim, • Sistemin nominal gücü, • Sistem verimi, • Kullanılan enerji dönüşüm cihazlarının dönüştürme faktörleri. Uygulamada yaygın olarak kullanılan işletme yöntemleri aşağıdaki gibi özetlenebilir[2]: 1) lsı gereksiniminin izlenmesi: Sistem öncelikle ısı yükünü karşılar. Daha sonra, enerji gereksiniminin geri kalanını karşılayabilmek için elektrik satar veya satın alır. 2) Elektrik gereksiniminin izlenmesi: Sistem öncelikle elektrik yükünü karşılar. Daha sonra, enerji gereksiniminin geri kalanını karşılayabilmek için, yardımcı bir kazan ünitesi yardımıyla ısı üretir veya atık durumda ısı bırakır. 3) Sürekli çalışma: Sistem sadece, enerji gereksinimi dikkate alınmadan, daha önce tanımlanan bir sürede çalışır. Bu yöntem, teknolojilerinin kısmi yükte çalışmalarına olanak sağlamayan belirli tip motorlar için uygulanır. Şebekeye enerji satan enerji üreticileri tarafından tercih edilen çalışma yöntemidir. 4) Aşırı tüketim durumunda takviye uygulaması: Sistem, aşırı elektrik gereksinimi olduğunda, yükün belirlenen bir kısmını karşılayabilmek için, sınırlı bir süre için çalışır. Sonuç olarak, aşırı talep olduğunda şebekeden satın alınan güç miktarı azalır. 5) Asıl yükte çalışma: Sistem, elektrik yükünün sadece sabit bir miktarını karşılamak amacıyla tasarımlanır. Bu yaklaşım, dinamik verimi zayıf olan geniş gruplar tarafından yaygın olarak kabul görmektedir. Son iki işletme yöntemi Şekil 3 'te verilmiştir. Her iki yöntemin de çalışma süresi birkaç dakikadan birkaç saate ulaşacak kadar değişebilir. Bu durum, değişken hızlı ana tahrik maki nası kullanarak veya yakıt girişi ayarlanarak düzenlenebilir. Bu dalgalanmaların, ana makinanın olanak tanınan çalışma aralığında olması gerekir. Bununla birlikte, bir trijenerasyon sisteminde ısı ve elektrik gereksinimini izleyen işletme yöntemleri aşağıdaki nedenlerle yaygın olarak uygulanmaz. • lsı gereksiniminin izlenmesi yönteminde, ana hareket makinası sürekli olarak gereksinim duyulan ısı enerjisini üretir. Bu durumda, absorpsiyonlu soğutma sistemini çalıştıracak herhangi bir atık ısı açığa çıkmayacaktır. • Elektrik gereksiniminin izlenmesi yönteminde, ana hareket makinası sürekli olarak gereksinim duyulan elektriği üretir. Bununla Doğal Gaz Dergisi Sayı 194-Ocak- Şubat 2016 6 7
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=