Doğalgaz Dergisi 196. Sayı (Mayıs-Haziran 2016)

YAPILARDA DOĞALGAZ o Söyleşi ğuşmalı kazanların yaygınlaşmaya başlaması ile döküm kazan talebi ciddi bir düşüş yaşadı ve yaşamaya da devam edecek gibi görünmekte. Sektörün geleceğinde bizi ne gibi teknolojiler bekliyor? Yoğuşmalı kazanlar yaygınlaşıyor demiştim. Bu konuyu teknik ve ekonomik açıdan biraz açmamız ve irdelememiz gerekir diye düşünüyorum. Teknik açıdan bakarsak, gerçekten teknolojik bir üründür, verimlidir, dışa en çok bağlı olduğumuz konuda; yani enerjide tasarruf sağlar ve de kullanılmalıdır. Ancak; bazı şartlar da kesinlikle sağlanmalıdır. Yoğuşmalı kazanlar ilk olarak kombi gibi asılan, ihtiyaç olan kapasiteyi karşılamak için duvara boncuk gibi dizilen ve kaskad denilen sistem ile hayatımıza girdi. Şimdilerde ise daha büyük kapasiteli yer tipleri üretiliyor ki, doğru olan da budur. Kullanma şartlarına gelecek olursak; tesisatta mutlaka eşanjör olmalıdır. Bu teknolojik kazanları korumak, ömrünü uzatmak ve azami verimi alabilmek için kazan tarafı ve tesisat tarafı bağımsız çalışmalıdır. Kazan birincil pompaları mutlaka üretici firmanın istediği kapasitelerde seçilmelidir. Kazan içlerindeki elektronik kartlar elektrik dalgalanmalarını belli bir seviyede tolore etmesine rağmen, yine de düzenli bir akım sağlamak için regülatör kullanılması faydalı olur. Bina tesisatları tam olarak teknik şartlara uygun yapılmalıdır. Eski binaların dönüşümünde mümkünse yoğuşmalı kazan kullanılmamalıdır. Bu konuda hep şu örneği veririm: Son model bir araba alalım, yakıt olarak 1980'Ierde kullandığımız yakıtı koyalım. Yürütebilir miyiz? Hayır ... Ama 1980'Ierde o arabalar 100 km'de 15-16 it. yakıt tüketirken, şimdikiler 6-7 it. yakıt tüketiyor. Yani; teknolojiden yararlanmak istiyorsak, şartlarına uymalıyız. Aksi takdirde verim alamayız. Ekonomik açıdan değerlendirecek olursak; yoğuşmalı kazanların tamamen dışa bağımlı olduğumuz enerjide oldukça tasarruf sağladığı bir gerçektir. Fakat sadece bu yönüyle ekonomik açıdan değerlendirmek son derece hatalı olur. Tamamen ithal olan kazanları bir tarafa bırakırsak, yurdumuzda üretilenlerin bile ana komponentleri belli başlı yabancı firmaların ürünleridir. Dolayısıyla katma değerleri çok azdır. 10 senelik bir ömür biçersek, bu süre içerisindeki bakım ve yedek parça maliyetlerini de hesaba katarak, tasarruf ettiğimiz enerji ile kıyasladığımızda, acaba ne kadar karlı tarafta kalıyoruz? Ülke açısından asıl bu değerlendirilmelidir. Ülkemizde birçok firma çelik veya döküm kat kaloriferi kazanını ciddi sayılarda Avrupa'ya ihraç etmektedir. Çünkü; Avrupalı yakacak odunu kömürü olan yerlere gaz götürmüyor. Daha önce yaşamış olduğu enerji krizlerinden ders almış. Merkezi sitem döküm dilimli kazanlarda ve çelik kazanlarda ise gelişen teknoloji ile verimleri %95'Iere kadar çıkabilmektedir. Ayrıca bu ürünlerde katma değer çok yüksektir. Emek yoğun işler olduğundan istihdam konusunda da ülke yararınadır. Dış ticaret açığımızın sorunlarını yaşadığımız bu günlerde bütün bu eksi ve artıları toplayarak, bu konuda bilimsel ve gerçekçi bir politika izlenmelidir. Son olarak şunu söylemeliyim. Gerek özelde, gerekse kamu kurumlarında yerli üretimi desteklemeliyiz, katma değeri yüksek ürünleri üretmeliyiz, özellikle teknolojik cihazları seçerken amaca ve şartlara en uygun, ülkeye an az maliyet yükleyen cihazları seçmeliyiz. Kısaca; Biz üretmeliyiz... Biz satmalıyız ... Biz kullanmalıyız ... ■ ' ~----~ Doğal Gaz Dergisi Sayı 196- Mayıs - Haziran 2016 7 5

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=