HAVA KİRLİLİĞİNE RASYONEL ÇÖZÜM - EMİSYON VERGİSİ A Rational Solution to Air Pollution - Emission Tax Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birinin yaşadığı büyük şehirlerimizdeki hava kirliliği son 10 yıldır gündemde olmasına karşın, alınan tedbirlerin etkisi bu şehirlerimizdeki havanın kirlenme hızının altında kalmaktadır. Sorunun çözümü ile ilgili oluşturulan devlet politikalarının etraflıca düşünülmeden uygulamaya konulması netice almayı geciktirmekte, gecikilen zaman ise çözümün sosyal ve ekonomik maliyetlerini artırmaktadır. Hava kirliliği sosyal bir maliyettir. Bu özelliğini koruduğu sürece çözüm mümkün değildir. Zira devletin bu sosyal maliyeti ortadan kaldıracak mali imkanları mevcut bütçe açıkları çerçevesinde imkansız görünmektedir. Bu durumda, vatandaşın üzerindeki bu sosyal maliyeti ekonomik maliyet şekline dönüştürmek çözümü hızrandıracakcır; Sosyal bir maliyeci ekonomik maliyece dönüştürmenin bir yolu, vergilendirmedir. Hava kirliliğinin en adil vergilendirme usulü de sanayileşmiş bacı ülkelerinde-uygulanan "emisyon vergisi"dir. Hava kirliliğine yol aça lar (CO, n unsurSO2, NOx) bellidir. Bu zararlı moleküllerin herhangi bir bacadan çıkan gaz içe deki miktarlarını risintespit etmek de teknik olarak mümkün ve ölçümün maliyeti gayet makul boyutlardır. "Hava kirletme vergisi" diye tercüme edebileceğimiz "Emission Tax" yöntemi ile konutlar ve sanayi tespit edilecek kirletme oranlarına göre vergilendirildiğinde; 1. Kirlenmenin sosyal maliyeti, kirletenlere ekonomik anlamda ve adil olarak yansıtılmış olacak, 2. Bu verginin alınması ile yaratılan fon, kirletmeyi önleyecek sistemlere yapılan yatırımları (örneğin doğal gaza dönüşüm gibi) sübvanse etmek için kullanılabilecektir. Daha açık bir şek_ilde ifade ile; Isınma ve enerji ihtiyacını ağır yağ veya kömür gibi toksik yakıtlardan sağlayan sanayi ve konutlar, havayı kirlettikleri oranda verdikleri vergiyi de enerji maliyetlerine ilave ettiklerinde, doğal gazla ısınmanın maliyecinin daha düşük olduğunu ekonomik olarak algılayacaklar ve bu durumda dönüşüm yatırımını yapmak makul hale gelecektir. Emisyon fonunda toplanacak İmkanların dönüşüme finanse ettirilmesi ile de bu yatırım makulden öte rantabl hale gelebilecektir. Bugünkü uygulama ise qım tersine doğal gaz kullanma düşüncesinde olan konut ya da sanayi kuruluşunu, gaz bağlantısı, abone ücreti gibi maliyetlerle cezalandırmakta ve sosyal fayda getirecek bir eylemi teşvik etmek yerine adeta engellemektedir. Bu konuda belediyeler ve Çevre Bakanlığı tarafından acilen gerekli düzenlemelerin yapılmaması halinde başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizdeki hava kirliliği sıhhi tehlike yaratacak boyutlara geleceği gibi şimdiye dek bütçeye çok büyük yük getirmiş olan doğal gaz boru ham ve dağıtım şebekesi yatırımlarının bir süre daha atıl kalarak ekonomiye geri dönüşü gecikecek, bu da bütçeye ilave bir yük getirecektir. 1992 YILI SONUNA KADAR Kİ YAYIN PROGRAMIMIZ VE ETKİNLİKLERİMİZ: 26 1 EKİM 1992 - DOĞAL GAZ DERGİSİ 22. SAYI (Sempozyum Özel Sayısı) 26-27-28-29 KASIM 1992 - İSTANBUL 1. ULUSLARARASI DOĞAL GAZ KULLANIMI VE DÖNÜŞÜMÜ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ 1 ARALIK 1992 -DOĞAL GAZ DERGİSİ 23. SAYI (Özel Sayı 6: "TESİSA T')
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=