rüldü. Bu sorun çok kısa bir dönemde yaşandı, belki bir işletme sorunu vardı, ama servis hizmetleri yine de aksamış oldu. Halen teklif aşamasında yaşadığımız problemler var. Kazan, brülör, kombiler farklı firmaların farklı ürünleri ve farklı fiyatlar sözkonusu. Müşterinin burada sağlıklı bilgilendirilmesi gerekir ki, salt pazarlaması güçlü olan kuruluşlarca yönlendirilmesin, böylece de alınmaması gereken cihazları almasın. Bunun için de yine standartların netleşmesinde yarar var. Tüketici ve kullanıcının eğitimi konusunda ciddi bir yol alındığına inanmıyorum. Örneğin, müşterinin gaz kuruluşu olarak EGO'yu garantör görmesi, çıkan bir sorunda da EGO'yu sorumlu görüp muhatap kabul etmesi gereksiz zaman kayıplarına neden oldu. Yine vatandaşın gaz alımı için seçtiği tarihler genelde Haziran-Ekim döneminde olduğundan yığılmalar tüm tarafları olumsuz etkiliyor. Bu konuda da tüketicinin eğitilmesi gerekli. Diğer bir eğitim nedeni tüketici, verdiği paranın ne için olduğunu, aldığı cihazın ne olduğunu, garanti belgesi olması gerektiğini vb. düşünmüyor. Mevcut eski hatlarda, özellikle kolon hatlarda dönem sonunda gaz kaçakları oldu. Bunlar özel sektöre maledildi. Oysa kolon hattına özel sektörce sayaçtan sonra (kombi montajı) müdahale edildi. Ama bunlar da gördüğüm kadarıyla belli bir program içinde çözülüyor. 2. Sorıt: Bıtgiin edindiğiniz deneyimlerin ıpğında gerek Ankara II. A;anıa Projesi ile giindeme gelecek miiperi kitlesi, gerekse diğer kentlerdeki uygulamalara yö·nelik hazırlıklarınız ve ö'nerileriniz nelerdir? İbrahim TUNCAY: Bunları şöyle sıralamak mümkün. II. aşama projesinin termini, yapım süresi, projenin tamamlanması, dönüşüm çalışmaları vb. konular yaklaşık da olsa bir takvim içerisinde, teslimatlar ve sı46 kışıklıklar giderilebilir düşüncesindeyim. İkinci olarak, baca sorunu belki birinci projede dikkate alınamadı ama, II. aşama projesinde bunun dikkate alınması ve diğer kentlere de faydalı olacak çözümler getirilmesi mümkün olabilir. Kemal BIÇAKCI: Birinci aşamada imalat hazırlığını yapmak mümkün değildi. Zaman içerisinde cihazların üretilebilmesi için ilgili firmalarımız tarafından hazırlıklar yapıldı. Bazı ürünlerse zaten kendi fabrikalarımızda üretiliyor. Ancak, imalat birimleri yıllık programlar isterler. Yıllık program sektörün gidişatına bağlıdır. Sektörün gidişatı ya büyük oranda satamazsanız stok riski getirir, ya da talep çok artarsa malzeme tedarikinde problemler yaşanır. Eğer bu II. projede iyi bir koordinasyon sağlanırsa, bazı bilgiler karşılıklı olarak firmalara verilirse planlamanın daha sağlıklı yürüyeceğine inanıyoruz. 3. Sorıı: İdarelerin doğal gaz dağıtım i;ini, bina giri;ine kadar getirip gerisini özel sektör kurulııjlarına bırakması ve yalnızccı denetimini yapması sizce uygım ımıdur? İbrahim TUNCAY: Bence uygundur. Ancak bir sınırlama sözkonusu olabilirdi. Dönüşümleri yapacak tüm firmalardan bayilerini denetlemeleri, eğitmeleri, cihazlarını TSE'ye ya da eşdeğer yabancı standartlara uygun üretmeleri ya da ithal edebilmeleri istenebilir. Diğer bir konu gaz dağıtım şirketlerinin, denetimin yanında sorunu paylaşması da sözkonusu olabilir. Yine gaz dağıtım şirketlerinin tesisat ustalarına eğitim vermesi gündeme getirilebilir. Kemal BIÇAKCI: Bizce de denetimin yapılması uygundur. Ama, ivedilikle doğal gaz konusunda Türkiye çapında bir örgütlenmeye gidilmesi gerekmektedir. Kimin hangi işten sorumlu olacağı bu örgütlenme sonucunda ortaya konmalıdır. Ürünlerin onayı ve eğitim çalışmalarının da bu çatı altında toparlanması gereklidir. Böyle bir örgütlenme sonucunda koordinasyon daha sağlıklı olacak, kararlar kısa sürede uygulanabilecektir. Sonuçta da tüketici korunabilecek, firmalar daha sağlıklı bir şekilde denetlenebilecektir. Oğuz TÜRKYILMAZ: Sayın Hasan TÜTER; imalatçı, ithalatçı ve uygulayıcı bir şirket olarak Selnikel, Ankara'da büyük ölçekli gaz tüketen bazı kuruluşların dönüşümünü gerçekleştirdi. Demirdöküm ve Alarko için sorduklarımıza verilen yanıtlara sizin eklemek · istediklerinizi ve büyük kapasiteli tesis dönüşümlerinin teknik ve ekonomik bir değerlendirmesini yapar mısınız? Hasan TÜTER: Sayın İbrahim TUNCAY ve Sayın Kemal BIÇAKCI'nın düşüncelerine katılıyoruz. Özellikle Sayın Bıçakcı'nın dile getirdiği Türkiye çapında bir örgütlenme gerekliliği bizce de çok önemle üzerinde durulması gereken bir konu. Bugün Ankara'da ayrı, İstanbul'da ayrı uygulamalar yapılıyor. Yarın başka şehirlerde de başka uygulamalar gündeme gelecek. Oysa genelde bir denetleme ve uygulamada birliktelik sağlanırsa zaman kaybının da önüne geçilir, teknik açıdan da en iyi sonuca ulaşılabilir. Biz Raysel ve Selnikel grubu olarak ODTÜ, TBMM, GATA, Başbakanlık Yeni Mahalle Tesisleri, TEK.gibi büyük yüklü tesislerin dönüşümünü gerçekleştirdik. Halen de Hıfsızsıha Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Binası gibi tesisleri dönüştürme çalışmalarımız sürüyor. Bu büyük yüklü dönüşümlerin ekonomik değerlendirmesine gelmeden önce teknik açıdan karşılaştığımız hususlara değinmek istiyorum. Türkiye'deki kazan dairelerini ikiye ayırmak lazım. Biri çok iyi tesis edilmiş kazan daireleri, diğeri_de teçhizat, tesisat yönünden iyi tesis edil-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=