sınırına yaklaştı. 2015 yılında aşağı yukarı 8 milyar, 2050 yılında da 1516 milyar nüfusa doğru gidecek dünya. Doğayı kirleten insani, temizliği, çevreyi, çevre temizliğini işleyen yine insan. Heryerde amaç insan, heryerde çözüm yine insanda. Türkiye1de son yıllarda çevre konusunda birbiriyle çelişen, birbirini tamamlayan önemli tartışmalar yapıldı ve halk her seferinde buna sahip çıktı. Bunun değiş"ik örneklerini geçtiğimiz hafta bile gördük. İşte doğal gaz bu çevre bilincinin uzantılarından biri. Yaklaşık 15 yıl Ankara1da görev yapan bir gazeteci olarak ve o yılların Ankara'sını bilen biri olarak, şimdi Ankara'yı gördükçe, Ankara'da yaşamak istiyorum. Pekiyi, İscanbul'daki 8-9 milyon insan ne yapacak? Onlar da temiz bir İstanbul istiyorlar. Ama şu ana kadar ne yazık ki istedikleri temizliği İscanbul'da bulamıyorlar. Doğal gaz yönünde ve genel olarak çevre temizliği yönünde tabii ki bir adım atılıyor, ama ben en azından sıradan bir vatandaş olarak ve sonra da gazeteci olarak İscanbul'da atılan adımların yeterli olduğu inancında değilim. Hem genel çevre kirliliği açısından, hem de doğal gaz açısından bu kanıda değilim. Hatta metroyu yaparken daha önce döşenmiş doğal gaz borularının kırılmasından, hata da olsa, yanlış da yapılsa, programı da iyi düzenlenmemiş olsa, yana değilim. Çü�kü ben temiz bir dünyada yaşamak istiyorum. Doğal gaz ve çevre Milliyet'in önem verdiği konuların başında geliyor. Madem ki başta söylediğim gibi amaç insan ve insanın mutluluğu, o halde o mutluluğu nelerin sağlayacağına katkıda bulunmak, basının görevi. Günümüzde bu görev çevre bilincinden geçiyor. Milliyet bu amaçla doğal gaz konusunda bir panel düzenledi, bu amaçla konunun uzmanlarını, siyasal yetkililerini, işin içinde olan insanları biraraya topladı. Ben temiz bir dünya istiyorum. Saygılar sunarım. Prof. Dr. EKiNCi: Te;ekkür sayın DOĞAN. Şimdi konupna sırası, IGDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi sayın Nezihi BERKKAM1dadır. Kendisi bizi doğal gazın yaygınla;tırılmasında devlet desteği konusunda aydınlatacaktır. Nezihi BERKKAM: Sayın Bakan- • !arım, Büyükşehir Belediye Başkanım ve Valim. Konumuz; doğal gazın genişlemesinde devlet desteği ne olabilir. Ancak buna gelmeden önce, Türkiye1mizde doğal gaz nedir, neye yarar, sistem nasıl kurulmuştur; bunu biraz anlatmak istiyorum. Çünkü bunu iyice kavramadan, devlet desteğine geçmek nazari olabilir. Doğal gaz maalesef kendi ürettiğimiz bir enerji hammaddesi değildir; yani sınırlı miktarda ithal edilir ve sınırlı miktarlarda kullanılır. Doğal gaz, gayet tabii son derece temiz bir yakıtcır. Sosyal uygulamalarına baktığımız vakit, insanların çok daha rahat yaşamasını temin edecek bir yakıttır. Ancak doğal gazın nerelerde kullanıldığını, kullanılmasında çevre kirliliğini önlemek bakımından nasıl fayda sağlanacağını bilmekte fayda var. Çevre kirliliğini yaratan unsurlar şehrin civarında ve şehir içinde bulunan sanayi kuruluşları, ısıtma, merkezi ısıtma ve sonra evsel kullanımdır. Bunu böylece tespit etmekte fayda var. Doğal gazın ithal miktarı sabit olduğundan, şehirlerimize, tahsis edilecek miktarlarda, eğer yeni bir ithal kaynağı bulunamazsa ve temin edilemezse, sabit kanıtlar gerçeği karşısında, belirli sınırlamalar yapmak mecburiyeti vardır. Ana hatların geçtiği her şehre doğal gazı vermek mümkün değildir. Böylece, doğal gazla havayı heryerde temizlemek de mümkün değildir. Ancak kombinezon halinde çalıştırırsak, doğal gazın faydası daha iyi görülür. Bundan kastım; Ankara1da yapıldığı gibi, temiz kömür artı doğal gaz kombinezonu hava kirliliğinin elimine edilmesinde büyük faydalar sağlamıştır. İstanbul'a gelince, İstanbul'umuz artık bir şehir, bir metropol değil; bir memleket. İstanbul'umuz devamlı büyüyen, dinamik bir yer. Göç miktarı DMAL GAZ DERGiSi SAYI. 25 çok; gelen insanlarımızın yerleşim yerleri süracle değişiyor, yerleşim konsantrasyonları değişiyor. İstanbul projesi yapıldığı vakit, 1987 senelerindeki şehri, hacca sokakları bugün bulmak mümkün değil. Veya o zamanki pazar araştırmalarına göre yapılmış olan ve ana mühendislik çalışması tabir edilen mühendislik çalışması, geçerliliğini kaybetmiş vaziyettedir. Böyle olunca da tabii İstanbul şehrimizde, (Sayın Yalçın DOĞAN'ın söylediği kısma birazcık temas etmiş oluyorum), doğal gazın yaygın kullanılmasını temin bile etseniz, diğer enerji kaynaklarını temiz olarak buna bağlayamazsınız, tam bir çevre kirliliği eliminasyonuna gidemezsiniz. Ancak belirli yerlerde bu mümkün olabilir. Bunlar genel fikirler, hepimizin bildiği gibi. Devletin desteği ne olmalıdır dediğimiz vakit; doğal gazın bu çerçevede yani ithal malı olması, sınırlı olması çerçevesi içinde ve bilhassa İstanbul gibi büyük metropollerin dinamik bir yapıya sahip olması çerçevesi içinde, dikkatli olmak, konsantre projeler yapmak ve bu projelerin iyi uygulanması gereği ortaya çıkıyor. İstanbul'umuza gelince, yapılan projenin sonuna gelinmiştir; bitmek üzeredir. Ancak kafi değildir, bunu da ortaya koymak lazımdır. Şimdi, bu şartlar altında düşündüğümüzde, İstanbul şehrimizde cezai hükümleri tatbik etmek son derece güç görünmektedir, her ne kadar kanunlarımızda bu hükümler mevcut ise de... Ben bunu şunun için söylüyorum; yalnızca doğal gaza yönelik cezai hükümler veya doğal gazın yerini alacak başka maddeleri kullanmaya yönelik cezai hükümler, tatbiki kolay kolay mümkün olmayacak cezai hükümlerdir. Bu böyle olunca ne yapmak lazım? Yapılacak iş, özendirici yapmaktır. 1998 s·enesine kadar senede ancak, maksimum 800 milyon m> sarfedebileceğiz. Bundan sonra eğer yeni bir ithal kaynağı bulunursa, bu miktar arttırılabilir. Proje 1 ,5 milyar m> kullanmaya müsait bir projedir. Bu kadar miktarı kullanmak üzere ilaveler de yapılabilir. Bu şartlar altında niçin gecikmiştir sorusuna veya kullanım ne tarzda art65
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=