48 ENERJİ & DOĞALGAZ • EYLÜL - EKİM / 2025 MAKALE landa’da, belirli bölgelerde hidrojenli doğal gaz şebekeleri test edilmekte, eski boru hatları ve tüketici cihazları üzerinde incelemeler yapılmaktadır. Birleşik Krallık’da, yüzde 20 hidrojen karışımı için ulusal altyapı planları geliştirilmekte ve hidrojenin uzun vadeli doğal gaz alternatifi olup olmayacağı değerlendirilmektedir. Avustralya’da, yüzde 10 hidrojen karışımları şebekeye beslenerek test edilmekte, ayrıca saf hidrojenle çalışan sistemler geliştirilmektedir. Ülkemizde ise Enerji Bakanlığı’nın aşırı fosil yakıt tüketimini ortadan kaldırmak ve emisyonları azaltmak amacıyla, doğal gaz şebekesine düşük ve sıfır karbonlu yüzde 2 ila 6 oranında hidrojen enjeksiyonu hedefi bulunmaktadır. Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GazBir) tarafından da hidrojenin doğal gazla entegrasyonu çalışması başlatılmıştır. Test amaçlı olarak yüzde 5’e kadar hidrojen ve yüzde 95’e kadar doğal gaz karışımı yapılarak, doğal gazı daha çevre dostu yapma düşüncesi ile başlatılan bu çalışmanın, kısa süre içerisinde doğalgaz sektöründe yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Teknolojik olarak gelinen noktada ise teknoloji tedarikçisi şirketler tarafından geliştirilen gaz türbinlerinde hacmen % 30 - % 50 seviyelerinde hidrojen yakabilme kapasitesine ulaşılmıştır. Bu durum ayrıca kombine çevrim santrallerinin yapımı aşamasında teşvik ve kredilendirme kolaylığı sağlamaktadır. DESANTRALIZASYON VE MIKRO DAĞITIM MODELLERI Mikro dağıtım modelleri; belirli bir coğrafi alanda, genellikle yerel bir topluluğa veya endüstriyel alana enerji sağlayan, kendi kendine yeterli olabilen küçük çaplı şebekelerdir. Günümüzde daha çok merkezi sistemlerden uzaklaşılarak, bölgesel mikro dağıtım modelleri ön plana çıkmaktadır. Özellikle OSB’lerde ve sanayi bölgelerinde kurulan yerel iletim altyapıları, maliyet ve zaman açısından avantaj sağlamaktadır. Söz konusu sistemler, özellikle uzak bölgelerde veya ulaşılması zor yerlerde büyük bir avantaj olarak ortaya çıkmaktadır. Merkezi sistemlere bağımlılığı azaltarak, enerji güvenliğini artırmaktadır. Ayrıca, söz konusu bu modeller sayesinde enerji kesintilerine karşı daha dayanıklı olunmaktadır. PIYASA YAPISINDA REKABETÇI MODELLER Elektrik piyasasındaki başarılı uygulamalara benzer şekilde, doğal gazda da dengeleme piyasası, gün öncesi piyasaları ve spot ticaret platformları geliştirilmektedir. Türkiye’de EPİAŞ tarafından işletilen Doğal Gaz Piyasası 2024 yılı sonu itibarıyla 81 il merkeziyle birlikte 900’ye yakın ilçe ve beldeye doğal gaz arzı sağlanarak ülke genelinde erişim ağı daha da genişletilmiştir. Doğal gaz abone sayısı ise 21 milyona yaklaşmış, tüketim miktarı yıllık 53 milyar m³ seviyelerini aşmıştır. Türkiye, bu büyüklükle Avrupa’nın en büyük 5 doğal gaz piyasasından biri olmuştur. DOĞAL GAZ PIYASASININ DÖNÜŞEN DINAMIKLERI Artan enerji talebi, iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri ve teknolojik gelişmeler, doğal gaz piyasalarının yapısal dönüşümüne yol açmaktadır. Özellikle enerji güvenliği, karbon ayak izinin azaltılması, yeni nesil enerji taleplerine uyum sağlama ve daha rekabetçi piyasa ortamlarının oluşturulması gibi faktörler, doğal gaz piyasasında yeni paradigmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yeni paradigmalar; sadece teknolojik değil, aynı zamanda ekonomik, çevresel ve regülasyonel bir perspektifle şekillenmektedir. Piyasanın dönüşümüne etki eden belli başlı uygulamalar şunlar olmuştur: DIJITALLEŞME VE AKILLI ŞEBEKELER Günümüz şebekelerine bilgisayar ve ağ teknolojisi entegre edilerek elde edilen sistemlerdir. Enerji talebine hızlı yanıt verebilen, otomatik olarak arıza tespiti yapabilen, tüketim miktarlarını analiz ederek enerji verimliliğini artıran sistemlerdir. Akıllı şebekeler sayesinde; kaçakların anlık tespiti, talep tahmini algoritmaları ve reaktif bakım sistemleri gibi uygulamalar yaygınlaşmaktadır. Söz konusu sistemler şebekelerin her anını izleyerek sistem operatörlerinin, şebekedeki durumu gerçek zamanlı olarak izlemelerini ve müdahalesini sağlamaktadır. Sistem anormal bir durum algıladığında, operatörleri uyarmaktadır. Doğal gaz üretim tesisleri ile iletim ve dağıtımında dijitalleşme sayesinde; SCADA sistemleri, IoT tabanlı sayaçlar ve veri analitiği ile desteklenerek arz güvenliği ve verimlilik konusunda çok ilerlemeler sağlanmıştır. HIDROJEN VE YEŞIL GAZLARIN ENTEGRASYONU Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte doğal gaz altyapılarının hidrojen gibi düşük karbonlu gazlara uyumu gündeme gelmiştir. Mevcut boru hatlarının % 10-20 oranında hidrojen taşıma kapasitesine sahip olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. Bu bağlamda, “gas blending” (gaz harmanlama) stratejileri yeni norm haline gelmektedir. Almanya’da, yüzde 20’ye kadar hidrojenin doğal gaz ile karıştırılması üzerine pilot projeler yürütülmektedir. Hol-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=