Enerji ve Doğalgaz Dergisi 256. Sayı (Eylül-Ekim 2025)

49 ENERJİ & DOĞALGAZ • EYLÜL - EKİM / 2025 MAKALE mikro dağıtım modellerinin yaygınlaşması, metan emisyonlarının azaltımı ve karbon fiyatlama mekanizmalarının doğal gaz sektörüne entegre edilmesi şeklindedir. Yasal ve düzenleyici çerçevenin evrilmesi, rekabeti artırıcı serbest piyasa mekanizmalarının geliştirilmesini ve çevresel kriterlere dayalı yeni yatırım standartlarının uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Ülkemizde, doğal gaz yaygınlaştırılmış ve tüm illerin lisans süreçleri sonuçlanmıştır. 4646 sayılı Kanundan önce sadece 6 ilde kullanılan doğal gaz, günümüz itibariyle tüm illerde kullanılmaktadır. Ancak gelinen süreçte; BOTAŞ faaliyetlerinin ayrıştırılması konusunda piyasa istenilen noktaya gelememiştir. BOTAŞ’ın sektördeki payının da yüzde 20’lere çekilmesi konusunda henüz başarılı olunamamıştır. Hedeflenen devirlerin gerçekleşmemesi nedeniyle piyasalarda istenilen rekabetin henüz oluşmadığı görülmektedir. Türkiye özelinde değerlendirildiğinde, ülkenin enerji arz güvenliği, jeopolitik konumu ve artan tüketim trendi göz önünde bulundurulduğunda, bu paradigmaları doğru okuyarak, uyum sağlamak büyük önem taşımaktadır. Özellikle EPİAŞ gibi piyasalaşmayı teşvik eden kurumların güçlendirilmesi, teknolojiye dayalı altyapı yatırımlarının desteklenmesi ve karbon-nötr doğal gaz sistemleri için stratejik yol haritalarının oluşturulması gerekmektedir. Sonuç olarak, doğal gaz piyasasındaki bu yeni paradigmalar; sadece teknik bir dönüşümü değil, aynı zamanda bütüncül bir enerji vizyonunun inşasını temsil etmektedir. Bu vizyon; çevresel sorumluluğu, ekonomik etkinliği ve teknolojik uyumu merkezine alan sürdürülebilir bir doğal gaz altyapısını mümkün kılacaktır. n İşletim Platformu (EPİAŞ-GPİP) bu dönüşümün öncüsüdür. KARBON VERGISI VE EMISYON TICARETI MEKANIZMALARI İklim politikaları kapsamında doğal gaz sektörünün karbon fiyatlamasına tabi tutulması kaçınılmazdır. Avrupa ETS (Emissions Trading System) kapsamında boru hattı gazları da karbon maliyetine dahil edilmeye başlanmıştır. ESG UYUMLU YATIRIMLAR VE ÇEVRESEL ETKILER Enerji şirketleri, finansal kaynaklara erişim için ESG (Environmental Social Governance-Çevresel Sosyal Yönetim) kriterlerine uygun projeler geliştirmeye yönelmektedir. Boru hattı yatırımlarında çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) ve toplumsal rıza artık stratejik zorunluluk halini almıştır. Metan, karbondioksitten 84 kat daha güçlü bir sera gazı etkisine sahiptir. Bu nedenle doğal gaz iletim ve dağıtımında sızıntıların önlenmesi, metan izleme sistemlerinin kurulması ve sızdırmazlık yatırımları öncelik kazanmıştır. SONUÇ Doğal gaz piyasasında üretim, iletim ve dağıtım süreçleri, geleneksel yapılarından uzaklaşarak çok boyutlu ve dinamik bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu dönüşüm, sadece teknolojik gelişmelerin değil; aynı zamanda çevresel kaygıların, sürdürülebilirlik hedeflerinin ve regülasyonel baskıların birleşiminden doğan bir zorunluluktur. Yeni paradigmaların başlıca bileşenleri; dijitalleşme, sistemlerin akıllanması, hidrojen ve biyometan gibi yeşil gazların altyapıya entegrasyonu, merkeziyetçi olmayan KAYNAKLAR 1. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB). (2023), Doğal Gaz Piyasası Raporu, 2. EPDK 2024 Yılı Doğal Gaz Piyasası Raporu, 3. EPİAŞ. (2024), Spot Doğal Gaz Piyasası Verileri, 4. International Energy Agency (IEA). (2022), Global Gas Security Review, 5. European Commission. (2021), Hydrogen Strategy for a Climate-Neutral Europe, 6. World Bank. (2023), Carbon Pricing Dashboard.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=