Doğalgaz Dergisi 26. Sayı (Mayıs/Haziran 1993)

etkisi biraz daha önce olacaktı. Toplu konut alanlarına daha önce gidilmiş olsaydı, mutlaka daha iyi olacaktı. Ben bu konuda yasaklama veya zorlayıcı tedbirlerden ziyade, teşvik tedbirlerinin mutlaka alınması gerektiğine inanıyorum. Şimdi artık yasaklayıcı devlet imajı bürün dünyadan kalkmıştır. Olayların temelinde ekonomi olduğuna göre, olayı ekonomik tedbirler içinde çözmek gerekir. Ne yapabiliriz? İlk 2 veya 3 yıl öyle bir fıyat politikası uygularız ki, doğal gazı alan, ikiüç yıllık tasarrufla rahatça bu maliyeti karşılayabilir. Daha başka, belki şu düşünülebilirdi; yurt dışı ve yurt içi kredilerle, cazip kredilerle fırına seçimi olsaydı, belki başlangıçta bu krediler biraz daha cazip noktaya getirilebilirdi. Ancak ne ol ursa olsun, doğal gaza mutlaka İstanbul için ağırlık verilmesi, mutlaka İstanbul'da doğal gaz kullanımın arttırılması gerekir. Toplu konut alanlarına öncelik vermek suretiyle, daha yararlı sonuçlara ulaşabileceğimize inanıyorum. Bizim hava kirliliği veya çevre olayları konusunda hazırladığımız bazı raporlar var. Ayrıca1İscanbul'un yönetimi ile ilgili hazırladığımız bir raporumuz var. Burada, bizim önemle üzerinde durduğumuz bir husus da, İl Mahalli Çevre Kuml u'nun yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesi, biraz daha yaptırım ağırlıklı yetkiler kazanması ve bu konuda gerçekten bütün planlamayı ve esasları koyabilecek bir kurul haline gelmesidir. Biraz önce söylediğim lafa dönüyorum; 1992-93 yılı için aldığımız tedbirleri uygulamakta sıkıntı çektik. Kim uygulayacak, kim takip edecek, kim kovalayacak? Bu işin sahibi yok. Belediye'ye yazıyoruz, kaymakamlıklara yazıyoruz... Belediye zabıtası mı koşturacak, polis mi kontrol edecek, evleri kim kontrol edecek, sanayi kuruluşlarını kim kontrol edecek? O halde, yetişmiş, işini bilen, ihtisas Bütün dünyada enerji sektörü iki mesu/iyeti birlikte yaşıyor. Bunun birincisi, daha bol enerji üretmektir. İkincisi de, çevreyi kirletmeyen, daha temiz enerji üretmektir. Bu iki mesuliyeti birlikte yaşayan sektör, oldukça zor durumdadır. Çünkü ileri sanayii ülkeleri, belirli yerlere geldikleri için, kendilerine göre bir takım uluslararası anlaşma- . /ar tanzim etmekteler; bizi de bunları imzalamaya zorlamaktalar. ------ . ■ . ------ sahibi bir çevre polisine ihtiyaç vardır. Çevre mevzuatına aykırı hususları gördüğü zaman tespit edecek, Çevre Bakanlığı'na bağlı bir çevre polisi görev aldığı zaman, en azından çevrenin daha az kirletilmesi konusunda daha ciddi, daha rahat tedbirler alınabileceğini sanıyorum. Çok kısa zaman içinde bunları sunmaya çalıştım. Beni dinlediğiniz için te_ı şekkür eder, Yalçın DOĞAN ve Yalçın DOĞAN gibi İscanbul'lu hemşehrilerimizin, İstanbul 'dan gitmemesi, onların burada kalması temennisi ile, hepinize saygılar sunarım. Prof. Dr. EKİNCİ: Scıym Vcıliıniz Hayri KOZAKÇIOĞLU'ııa çok te;ekkiir ederiz. Efendim İııgilizce'de bir deyim vardır; "the lcıst but not the least" derler. Bu ot11mınıııı son konu;ınasını Sayın Çevre Bakaııı'ınız Ersin FA!?ALYALl yapaccıklcır. Keııclisi bizi enerji politikaıııızda doğal gazın yeri kommmda ayclııılcıtcıcaklcır. Bttyrım efeııdiııı. ERSİN F ARALY ALI: Çok teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanım, çok değerli konuklar, ben de sözlerime başlarken Milliyet Gazetesi'nin göstermiş olduğu bu hassasiyete teşı:kkür ediyorum. Çünkü hakikaten, doğal gazdan koDOGALGAZDERGİSi SAYI. 26 nuşulurken, herşeyden önce durum tespiti lazım. Özellikle ülkemiz açısından . . . Bana vermiş olduğunuz başlık, enerji politikalarımızda doğal gazın yeri. O zaman hemen şunu söyleyeyim; bütün dünyada enerji sektörü iki mesuliyeti birlikte yaşıyor. Bunun birincisi, daha bol enerji üretmektir. İkincisi de, çevreyi kirletmeyen, daha temiz enerji üretmektir. Bu iki mesuliyeti birlikte yaşayan sektör, oldukça zor durumdadır. Çünkü ileri sanayii ülkeleri, belirli yerlere geldikleri için, kendilerine göre bir rakım uluslararası anlaşmalar tanzim etmekteler, bizi de bunları imzalamay.i zorlamaktalar. Oysa biz kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Kalkınmakta olan bir ülke olarak, enerjinin önemini burada sizlere tekrar edecek değilim; ama Türkiye'de terörden sonra en büyük sorun ekonomik olduğuna göre, Türkiye'nin daha çok sanayileşmesi lazım, daha çok yatırım yapması lazım, bunun için de enerji lazım. Bizim doğal gaz politikamız pamuk ipliğine bağlı; çünkü yurtdışından ithal ediyoruz. O zaman, olaya yurt dışındaki durumla başlamak lazımdır. Yani yurt dışındaki gelişmeler nelerdir, bizim avantajlarımız, dezavantajlarımız nelerdir, buna bir bakmak lazım. Bizde hiç doğal gaz yok değil; 3ıl,5 milyar m3 rahmin edilen bir rezerv var fakat, yine bunun ancak 19 milyar m3'ü toprak altından çıkarılabilir diye bir teklifvar. Yani aşağı yukarı yok gibi birşey ama, olduğu kadarıyla Hamitabat, Ambarlı santrallerimizde kullanıyoruz. Şu anda bildiğiniz gibi Rusya Feclerasyonu'ndan doğal gaz ithal etmektey�n-laşmamız 6 milyar m3/senedir. Bu sene, tahmin ediyorum, büJllln 5 milyar m>'ünü çekmişolacağız. 2 milyar m3 daha ilave anlaşmamız var ama, henüz kesinleşmedi. Ama bütün bunlar, şurada ela duyduğum çok değerli fıkirler ve tespitler yanında, insanı gayrı ihtiyari düşünceye sevkediyor. devam edecek. 103

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=