kaydıyla durum müsait olduğu zaman 2 milyar'lık ek artışın yapılabileceğinden söz ediliyordu. Son resmi açıklamalara göre yapılan temaslar neticesinde 2 milyar'lık ek artışın kesin protokola bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu arada gazın devamlılığı hakkında ilgili Rus kuruluşu tarafından teminat verilirken, Türk tarafı da % 15'lik bir fiyat artışını kabul etmiş bulunmaktadır. Bu durumda Türkiye'ye boru hattı ile gelen gaz miktarı yılda 8 milyar m3'e çıkacaktır. SDG istasyonuna gelince, tüm gecikmelere rağmen geçtiğimiz ay yapılan bir törenle bu tesisin de bitirildiği açıklanmıştır. İstasyon halen Cezayir'den doğal gazın getirilerekişletmeyeaçılması aşamasındadır. İlgililerin açıklamasına göre bir-iki ay içinde bu depolama istasyonu çalışmaya başlayacak ve önümüzdeki kış tam kapasiteye çıkacaktır. İstanbul, Ankara ve Bursa'nın önümüzdeki yıl, tüm gelişmeler gözönüne alınmak şartıyla, ısırma amaçlı yıllık gaz tüketiminin 1,5 milyar m3'ü geçmesi hiçbir surette mümkün görünmemektedir. Buna göre Rusya'dan gelen doğal gazın en kötü ve karamsar olasılıkla bir kış boyu kesilmesi halinde dahi SDG istasyonunda depolanan Cezayir orijinli sıvı doğal gazın mevcut açığı kapatacağı ve bina ısıtmalarının kesintiden etkilenmeyeceği açıkça görülmektedir. Sanayi sektörünün ihtiyacına gelince, Türkiyenin yıllık tüketimi bugün 6 milyar m3'ün altındadır. Yukarıda sözü edilen son anl aşma gözönüne alındığı takdirde Türkiye için temin edilen gaz miktarı, Cezayir sıvı doğal gazı hariç, yıllık 8 milyar m3'e erişmiştir. Buna göre normal şarrlarda herhangi bir sıkıntı beklememek gerekir. Buna rağmen yeni ve büyük sanayi tesisleri ile ilgili abone kaydında temkinli davranmak gerekir. Özellikle yeni şehirlere ya da merkezlere hat çekilmesinin ancak yeni kaynakların bulunması ve gazın fiili olarak temininden sonraya bırakılması gereklidir. Kaynak çeşirlendirilmesinde Türkmenistan doğal gazı üzerinde ısrarla durulmalı veAvrupa'yı besleyecek yeni hattınTürkiye'dengeçirilmesininsağlanması içinözelçabasarfedilmelidir. Bu suretle tekkuru gaz kaynağına bağımlılıktan kurtulunacağı gibi, temiz yakıtın diğer şehirlere yayılmasına da olanak sağlanabilecektir. Buna paralel olarak statik depolama için yapılan etütler hızlandırılmalı ve ikinci SDG istasyonunun yeri saptanarak, bir taraftan tesis kurulurken, yeni ithalat bağlantıları yapılmalıdır. Fiyat sorununa gelince, geçtiğimiz kış mevsimine kadar konut ısıtmasında doğal gaz en ucuz yakıt özelliğini korumakta idi; ancak hükümecin, doların paritesinin değişimini sun'i olarak akaryakıt fiyatlarına akseccirmeme politikası, fuel-oil'u son aylarda en ucuz yakıt koltuğuna oturtmuştur. Dolar eş değerinin petrol fiyatlarına yansıtılması ile bu durumun değişmesi beklenmektedir. Dengeler oluştuktan sonra fiyat açısından karşılaştırma büyük bir olasılıkla eskiden olduğu gibi linyit ile doğal gaz arasında olacaktır. Bugüne kadar, dergimizin son sayısından da izleneceği gibi, doğal gazdaimaavantajlı olmuştur. Rusya ile yapılan son anlaşma gereği olan ithal doğal gazın fiyat artışının da abonelere yansıtılacağı varsayılarak bir an için doğal gazın linyite göre daha pahalı duruma geçtiğini düşünsek bile, kanaatimizce doğal gaz yine de şehir içi ısırma ihtiyaçları için daima avantajlı ve uygun yakıt karakterini koruyacaktır. Zira remiz havanın bedeli, doğal gaz aleyhine oluşabilecek küçük bir farkı daima kapayacaktır. Ne gariptir ki ülkemizde nüfus yoğunluğunun çok az olduğu bir bölgede, büyük bir yatırımla gerçekleştirilmiş olan ve emisyonu kontrol edilebilen bir santral, çevresel gerekçe ile durdurulabiliyor. Buna karşılık, Türkiye'nin en büyük ve yoğun şehri olan İstanbul'da konut ve resmi binaların hiçbir emisyon kontrolü olmayan kalorifer tesislerinde, düşük kaliteli linyit yakımına ve kış aylarında kirli hava limitlerinin sorumsuz bir şekilde aşılmasına izin verilebiliyor. Ankara şehri doğal gaz sayesinde hava kirliliği ile mücadele açısından büyük gelişme sağlamış ve tehlikeli bölgeden uzaklaşmışcır. Bu durumu açıkça görerek gerekli önlemlerin doğal gazın gittiği diğer şehirlerde gecikmeden gerekli önlemler alınmalıdır. Kanaatimce politikaolarak, büyük şehirlerde kirli yakıdarın yakılmasının önlenmesi esası benimsenmeli vegerekirse halk sağlığının bedeli olarak temiz yakıra sübvansiyon yapılmalıdır. Gelecekte bu politikanın kaçınılmaz olduğunun anlaşılacağına inanmaktayım. Sağlıklı ve temiz havalı bir atmosfere kavuşmamız dileği ile. Prof. Dr. Cahit ÖZGÜR The micro crisis that has been experienced lately in natttral gas sııpply hasprodttced a /ot ofconfıısion and also some relııctance on the potential consıımers. As a result, it has substantially and negatively affected the market. This article discttSses the past andfiıtııre ofthe natttral gas in the coımtry considering the trııths and the conseqııences. lt is conclııded that there is no evidence what so ever to be worriedfor the natttralgas consıımers, speciallyfor those who ttSe the gasfor heatingpıırpose. Environmentfriendly natııralgas remains the best choice among thefossilfııels which might be ttSed in domestic heating. Prof. Dr. Cahit ÖZGÜR
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=