Doğalgaz Dergisi 31. Sayı (Mart-Nisan 1994)

satması söz konusu değil; ancak belirtmek gerekir ki, BOTAŞ'ın monopol olmasından doğan bazı sıkıntılar da söz konusudur. 1987 yılında 487 milyon m3 ile doğal gaz ithalatına başladık. Geçtiğimiz yıl, 5 milyar m3'e ulaştık. Yani 6 yılda Türkiye'deki doğal gaz tüketimi 1 1 - 12 kat arttı. Alınan bu doğal gazın büyük bir kısmı elektrik üretiminde kullanılıyor. BOTAŞ'ın yaptığı iki tane anlaşma var. Bir tanesi Rusya Federasyonu ile 6 milyar m3, diğeri de Cezayir ile yapılmış 2 milyar m3 LNG alımıdır. 1994 yılında Cezayir'den doğal gaz alımına başlanacak. Rusya Federasyonu ile ise, 6 milyar m3 sınırına gelmiş bulunuyoruz. İleriki yılların arztalep dengelerine baktığımızda, 2000 yılında yaklaşık 20 milyar m3'lük bir talep söz konusudur. BOTAŞ monopollüğü dolayısıyla, çeşitli ülkelerle görüşmeler yapıyor. Türkmenistan projesi, Rusya'dan alınan gaza 4,5 milyar m3 daha ilave edilerek 10,5 milyar m3'e çıkarılması, Cezayir'den 2 milyar m3 ilave alarak 4 milyar m3'e çıkarılması, İran'dan, Katar'dandoğalgazalınması ileilgili çalışmalar sürmektedir. Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacı da hızla artmaktadır. Yapılan bazı çalışmalara göre 1996-1997'den sonra Türkiye her yıl 1000 veya 1500 MW kadar birkurulugüç oluşturmazsa, ülkenin yeniden sıkıntıya gireceği söyleniyor. En kısa sürede, en çabuk elektrik üretmek için, doğal gaz santralleri gündeme getiriliyor. BOTAŞ'a, haklı olarak, bu santrallere doğal gaz vermesi için istekte bulunuluyor; ancak, doğalgaz ithalatı hükümerler arası anlaşmalarla elde edilebiliyor. Yani satıcı ve alıcı karşılıklı olarak taahhüte girmek zorundadır. Bu anlaşmalar da çok kısa sürede ve çabuk olarak yapılamıyor.Böyle olunca da, bu santralleri kurmak isteyen özel kuruluşların -ki santrallerin bazıları yap-işlet-devret modeli ile gündeme getirilmişkendileri doğal gazı getirip, kullanmak istiyorlar. Bunun yarattığı bazı problemler ortaya çıkmaktadır. Doğal gazı getirdiğinizde, hangi boru hattı ile nereden getireceksiniz veya sıvılaştırılmış doğal gaz söz konusu olduğunda hangi terminal ithalat yapacak? Bunlar çok büyük yatırımlar. Bir ithalat terminali 150300 milyon dolarlık yatırımdır. Fakat bu arada da bir gerçek var; Türkiye'de doğal gaza olan talep sürekli artıyor. Şimdilik birinci sorun, ülkenin ihtiyacı olan doğal gazın teminedilmesidir. Tabii, temin edilirken de doğal gaz sistemindeki bütünlüğün bozulmaması gereklidir. Hava kirliliğini önlemek için daha fazla doğal gaz istiyoruz. Eskişehir ve İzmit'in de isteği var. O halde, ülkeye ilave doğal gaz gelmezse, bir yerde doğal gazla ilgili çalışmalar duracak veya stabil bir hale gelecek. Bilindiği gibi, şehirlerdeki dağıtım konusunda İstanbul ve Ankara'da İGDAŞ ve EGO'ya, Bursa'da da BOTAŞ'a görev verilmiş. İzmit'te de İzmit Belediyesi'nin kurduğu İZGAZ şirketi, İstanbul'daki İGDAŞ'a benziyor; ancak İZGAZ şirketi henüz Bakanlar Kurulu'ndan İzmit'te doğal gaz dağıtımı ile ilgili yetkiyi alamadı. Bu konuda red cevabı da verilmedi. Çalışmalar sürüyor. Eskişehir'de de 397 sayılı KHK uyarınca bazı çalışmalar yapıldı; ancak henüz somur bir sonuç alınamadı. BOTAŞ olarak biz İzmit veİzmit'e çokyakınolanKöseköy'de doğal gaz dağıtmak amacıyla çalışmalara başladık. Mart ayının sonunda da eğer İZGAZ'a yetki verilmezse, biz ihaleye çıkacağız. Eskişehir'de de aynı durum söz konusu. Eskişehir'de hava kirliliğinin %30'u şehir içinde kömür tüketen 10 adet sanayi kuruluşundan kaynaklanıyor. Bu kuruluşlara doğal gaz vermek üzere başlattığımız çalışmalarımızın sonuna geldik. Bu konuda da ihaleye çıkacağız. Teşekkür ederim. 001:\AL GAZ DERGiSi SAYI. 31 63 F. TOPTAŞ: Teşekkürler Sayın YARDIM. Şimdi sözü Doğal Gaz MMO Komisyonu Başkanı Sayın Oğuz TÜRKYILMAZ'a bırakıyorum. O. TÜRKYILMAZ: Hepinize hoş geldiniz diyorum ve selamlıyorum. Türkiye'de doğal gazın gündeme gelişinin yaklaşık 10 yıllık mazisi var. Halkın gündemine girişi ise son bir kaç yılın konusu; ancak günümüzde doğal gaz uygulamaları ve çalışmaları popüler bir konu. Bugünİstanbul, Ankarave Bursa'da yüzbinlerce konutta, binlerce işleri ve ticarethanede, Çerkezköy, İstanbul, Gebze, İzmit, Yalova, Bursa, Eskişehir, Ankara ekseninde yüzlerce fabrikada doğal gaz kullanılıyor. Ülkemizde doğal gaz uygulamalarında yetkinleşmiş bir iş gücü oluştu. Uzman bir mühendislik birikimi de yoğunlaşıyor. Bizim tespitlerimizin birinci noktası şudur: Sektörde kurumsal düzenlemeler yetersizdir. Doğal gaz sektöründe kurumların görev, yetki ve sorumlulukları hala kesinleşmiş ve netleşmiş değil. İGDAŞ ve EGO, 397 sayılı KHK'ye göre birer "hakkı müktessep" olarak, birer yerel yönetim kuruluşu olarak, kendilerine özgü modeller. Her ne kadar bugün İzmir'de gaz yoksa da, günü geldiğinde benzer bir statüyü ESHOT da elde etmek çabası içindedir. Şimdilik BOTAŞ sahada, yerel yönetimler ve diğer yerel kuruluşlar da tribünde gözüküyorlar. Kanımca 397 sayılı KHK işlevsiz ve yararsızdır. Türkiye'de, bilindiği gibi, bir özelleştirme sendromu var. Böyle bir sendrom içindeki Türkiye'de bu kararname çok farklı bir mantık içeriyor. 397 sayılı KHK diyor ki; "Kenelerde oluşacak doğal gaz şirketlerinin oluşumunu ben belirlerim. Ortaklarını, onların hisse paylarını ben belirlerim". ')evlet böyle diyor; diğer yandan yerel yönetimlerin tavrı nedir? Biz, MMO olarak, yerel yöne-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=