Doğalgaz Dergisi 31. Sayı (Mart-Nisan 1994)

timlerin doğal gaz uygulamalarına aktifbir şekilde müdahil olmalarını, ama onun yanısıra BOTAŞ'ın ve istekli özel kuruluşların da yer aldığı kentsel gaz dağıtım şirketleri eli ile yütürülmesini savunuyoruz. Öncülüğü yerel yönetimin yapması gerektiğinin altını çiziyoruz. Yerel yönetimlerin bu işi başardığı ortada. Çünkü, İstanbul ve Ankara'da yüz binlerce insan doğal gaz kullanıyor. Bir diğer tespitimiz, bir normlar karmaşası yaşadığımız şeklinde. Ülke çapında geçerli olacak bir iç tesisat yönetmeliği çalışması üç yıldır sürüyor; sonunda teknik bölümde üç aşağı beş yukarı uzlaşı sağlandı fakat, yayınlanmıyor. Sonuçta, İstanbul'da İGDAŞ'ın, Ankara'da EGO'nun, Bursa'da da BOTAŞ'ın normları olmak üzere üç farklı norm var. Bir istiyoruz ve diliyoruz ki, bütün ülke genelinde geçerli olacak bir iç tesisat yönetmeliği yayınlansın, fakat ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki; BOTAŞ ihaleyeçıkacaksa,enazından iç tesisat uygulamasında kendisinin Bursa'da koyduğu esasları şart koşsun. Bu tür ihalelerde dağıtım şebekelerinin ihalesi söz konusu olmalı; kentlerde konut içi tesisata gaz idaresi girmemelidir. Gerek ihaleye çıkacak BOTAŞ, gerek diğer yerel gaz dağıtım kuruluşlarının müteahhidin sorumluluğunu dağıtım şebekesinin yapımı ile sınırlaması gerektiğini söylüyoruz. Bina içi tesisatın yapımı, gaz cihazlarının dönüşümü, temini ve mantığı ilgili gaz kuruluşunun denetiminde özel firmalar eliyle yapılmalıdır diyoruz. EGO buna örnektir. Biz aynı olumlu davranışı BOTAŞ'tan da bekliyoruz. Konut içi dönüşümlerin projeleri mühendis odalarına kayıtlı mühendisler ve tescil bürolarınca denetlenmelidir, diyoruz. Biz mühendisliğin yetkisinin diploma ve oda üyeliği ile oluşan bir yetki olduğunu söylüyoruz. Hiçbir idarenin mühendise yetki vermesini kabul etmiyoruz. Sektöre! düzeyde makro politikaları belirleyecek, uygulama esaslarını koyacak ve bünyesinde ilgili tüm kuruluşların yer aldığı veya temsil edileceği, federatif yapıda, özerk statüde bir ulusal gaz enstitüsünün kuruluşunun bir an önce gerçekleşmesini savunuyoruz. Bu kuruluş kendi gelir kaynaklarına sahip olmalı ve merkezi idarenin vesayeti altında olmamalıdır. Teşekkür ederim. F. T0PTAŞ:OğuzTÜRKYILMAZ arkadaşımıza teşekkür ederim. Şimdi sözü sayın Hasan BİRCAN'a bırakıyorum. H. BİRCAN: Ankara Kazancılar Isıtma Cihazları, Basınçlı Kap Sanayicileri Derneği olarak, bu güzel kongreyi hazırlayan, konuyla ilgili tüm kesimlere söz hakkı veren EGO Genel Müdürlüğü'ne teşekkürü borç bilirim. Biliyorsunuz kalorifer kazanları Ankara'da doğal gaz kullanılmaya başlandıktan sonra, kapsam, tasarım, kapasite ve gücüne kadar önem kazandı. Bu bakış açısı ile arkadaşlarımız sektör olarak araştırmalara ve geliştirmelere başladılar. İleri teknolojiyi ülkemize getirmeye çalıştılar. Şu anda çelik kazan üreten arkadaşlarımız % 90-93 verimlere ulaşan kalorifer kazanları üretmişlerdir. Bu kazanlar 40 bin ile 1 milyon kilokalori arasındadır. Uzun ömürlüdürler. Alt parçaları sranrdarr halde yapılmaktadır. Yerlerinde montaj imkanına sahiptirler; ancak bir konuyu belirtmek gerekir, dökme dilimli kalorifer kazanları doğal gaz kazanıymış gibi, çelik kazanlar burada kullanılmazmış gibi bir İmaj yaratılmıştır. Bu tabii doğru değil; buna katılmıyoruz. Dökme dilimli yapılan kalorifer kazanları çelik de olmaktadır ve çelik kazanların verimlilikleri dökme dilimli ooc;;AL GAZ DERGİSi SAYI. 31 66 kalorifer kazanlarından aşağı kalmamaktadır. Gerek dökme dilimli, gerekse çelik kazanların %90-93 verim kapasitesi vardır. Sektörümüzü etkileyen bu konunun dışında Ankara'da başlangıçta roplu ısınmayı seçmiş, toplu olarak ısınması gereken, ısı kaybı hesapları buna göre yapılmış olan apartmanlarda ferdi ısınma tercih edilmektedir. Bu, bizim kazancı arkadaşlarımızın görüşüne göre yanlıştır. Kuşkusuz kar kaloriferi, kombi cihazları kullanılabilir, ama bunun için mimarisinden başlayıp ona göre dizayn edilmesi gerekir Teşekkür ederim. F. T0 PT AŞ: Biz de teşekkür ederiz. Sayın Ahmer AKÇAOĞLU; buyrun efendim. A. AKÇAOĞLU: Tüm arkadaşlara teşekkür ederim. Doğal gazın ülkemize gelme aşamasında bu gazın önemli ve üstün nitelikleri ve cazibesine hepimiz kapıldık. Yaygın kullanılması için mümkün olan çabayı gösterdik. Zaman içerisinde başta göz ardı ettıgımiz bazı özelliklerinin getirdiği problemleri gördük. Bununla kastettiğim çevre kirliliğine etkisi, emniyetli bir şekilde kullanılmasının önemi ve emniyet faktörlerinden hiçbir şekilde fedakarlık edilmemesidir. Doğal gazın gelmesi ile ramamiyle çarpık olarak nitelendirdiğimiz enerji politikamızın düzeltilmesi için büyük çaba harcadığımızı belirtmek istiyorum. Ankara ili, her işte olduğu gibi bu işte de bize yardımcı oldu. Ekonomik durumları pek yeterli olmasa da pek çok kullanıcı gayret göstererek, körü kazanlarını ve kazan dairelerini yenileme fırsatını elde etti. Küçük sistemlerde, konutlarda dış hava kompozasyonlu üç-dört yollu vana sistemlerini önerdik. Orta büyük sistemlerde özel ekonomizörler önerdik ve enerji tasarrufuna bu yönde de önemli katkılarda

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=