il İSTANBUCUN ISINMA SORUNLARI 11 mineral maddelerden arındırılmasıdır. İkinci yöntem, kömürün gazlarından arındırılması ve nitelikli kömürlerin eldesi; üçüncü bir yol da, özellikle toz kömürlerin briketlemek yoluyla nitelikli kömür haline getirilmesi ve rutubetinden arındırılarak yakılmasıdır. Çok niteliksiz kömür olarak bilinen İstanbul yöresi kömürleri, belirli işlemlerden sonra, havaya vereceği kükürt sıfır düzeyine inen ve kalorifik değeri 6 bin düzeyine çıkan, nicelikli kömürler haline gelebilmektedir. Bu olgu Türkiye'nin bütün kömürleri için geçerlidir. Hava kirliliğinin en büyük nedeni, yakma yanlışları ve kömürün standartlara uygun olmayan bir şekilde satışa arzedilmesi sonucunda havaya verdiği tozlar ve küçük partiküller ile kükürdü yüksek olan kömürlerin havaya verdiği kükürt emisyonudur. Ben özetle, kömürün yanmada veya ısıtmada kullanılmayacak kadar kötü bir yakıt olmadığını savunuyorum. Bizdeki kirlenmelerin, kömürlerin kalitesinin yükselcilmemesinden ve kömürlerin nicelikli hale getirilmemesinden kaynaklandığını söylemek istiyorum. Teşekkür ederim. S. BULAK: Teşekkür ederiz Sayın ÖNAl. Şimdi İGDAŞGenelMüdür Yardımcısı Doç. Dr. Semiha ARAYICI doğal gazın İstanbul'daki ısınma sorunlarıyla ilişkisini bize açıklayacak. S. ARAYICI: Teşekkür ederim Sayın Başkan. İnsanoğlu ya da canlı yeryüzünde yaşamaya başladığında, doğal olarak doğayı kirletmeye de başlıyor; en azından nefes alarak kirletiyor ve gün geçtikçe, nüfusa bağlı olarak, doğal kirlenmenin yanında insan eliyle yapılan kirlenmeler ortaya çıkıyor. Yoğun bir sanayiin, yoğun bir yerleşimin bulunduğu İstanbul örneğinde olduğu gibi, bu kirlenmeden kurtulmak ya da en aza indirmek için kirliliğe neden olan yakıt türlerini seçmemek; yakıtların en verimli şekilde yanmasını, yani ısının, doğrudan, en kısa yoldan, en verimli biçimde alınmasını sağlamak ve insan olarak da gereksinmelerimizde belirli tasarruflara gidebilmek gereklidir. Şimdi en temiz enerji olarak, çoğumuzun aklına doğal gaz geliyor. Doğal gaz kimyasal yapısı gereği ve yanma kolaylığı nedeniyle ısı tasarrufuna yani daha az yakıc harcayarak, daha fazla enerji sağlama imkanına sahip olduğu için, tasarruf açısından da, konfor açısından da, en temiz enerji sıfatını kazanıyor; ancak İstanbul örneğinde, doğal gaz muhakkak ki tek çözüm olarak karşımıza çıkmıyor. Ne Türkiye'nin böyle bir lüksü sağlayacak doğal kaynakları var, nedeekonomikolarakmümkün. Nitekim, Türkiye'de doğal gaz serüveni başladığında, İstanbul için öngörülen doğal gaz projesinde belirli hedefler amaçlanmış. Buna göre, şehirde kullanılan kömürün örneğin %25'inin yerine geçmesi planlanmış. Böylelikle, kirlilik sorunu bir konsantrasyon meselesi olduğuna göre, kirleticilerin miktarını yoğun kış aylarında azaltma yolu seçilmiş. Bu hedefle yola çıkıldığında, İstanbul'dabugün doğal gaz projesi şehrin üçte birini kapsıyor ama, enerji girdisi olarak yaklaşık %40'lara varan bir oranda gereksinmesini karşılayacakdüzeyde hesaplanmış, projelendirilmiş. Dünya ülkeleriyle karşılaştırma yaptığımızda, doğal gazın en hızla yaşama geçirildiği şehir olarak İstanbul'u görüyoruz. Bu başlıklar içinde, 1993 yılı DO�AL GAZ DERGiSi SAYI. 31 75 hedeflerini aştığımızı, bundan önceki konuşmalarda, şirketin yetkilileri olarak defalarca belirtmiştik. 1994 yılında hedefled iğimiz sayıları kısaca vermek istiyorum: 450-460 milyon m3'üaşkın bir tüketim; bu tüketimin 200 milyonu aşkın bölümü sanayi sektöründe, diğeri konut-ticari sektörde ulaşılacak hedeflerdir. Böylece, kapasite kullanım oranı açısından, %60'lara yaklaşan bir sonucu hedefledik. Dolayısıyla 1994'te daha büyük bir iş hacmine, daha büyük bir enerji gereksiniminehazırlıklıvebunagöre donanımlı olmamız gerektiği inancındayım. Teşekkür ederim. S. BULAK: Teşekkür ederiz Sayın ARAYICI. Konuşmamızın başında dabelirttiğimiz gibi, Ankara'dahava kirliliği sorunlarının 1980'li yılların başındangünümüzekadarsafüasafha nasıl giderildiğini, ne gibi önlemler alındığını, ne gibi gelişmeler kaydedildiğini bize Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden Sayın Ersu HIZIR anlatacak. Sözü Sayın HIZIR'a veriyorum. E. HIZIR: Teşekkürler Sayın Başkan. Hepinizin bildiği gibi, günümüzde teknolojinin hızlı gelişimi ve hızlı kentleşme sosyal alanda bize sağlamış olduğu birçok olanağın yanında, bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Bu olumsuzlukların en önemlileri çevre ve hava kirliliğidir. Ülkemizde de, özellikle 1960'11 yıllardan itibaren, kırsal kesimlerden büyük kentlere göç_ ve kentlerdeki gecekondulaşmanın sebep olduğu çarpık kentleşme, beraberinde hava kirliliğini de getirmiştir. Ankara kent çanağı içinde yapı yoğunluğunun artması ve çarpık kentleşme, doğru ısıtma tekniklerinin seçilememesi ve vasıfsız yakıt
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=