il İSTANBUrUN ISINMA SORUNLARI il kullanımı hava kirliliğinin ana etkenlerinden olmuştur. Aynı şekilde, ulaşımda ortaya çıkan sorunlarınçözülememesi, Ankara'da ulaşımıniki anaarterden sağlanması, bu arterler üzerindeki egzoz gazlarının hava kirlenmesi üzerindeki olumsuz etkisinin yoğunlaşmasına neden olmuştur. 1980'li yıllarda, Ankara'da hava kirliliği o denli yoğunlaşmıştır ki, Ankara'da görev yapan dış ülke temsilcilikleri çalışanlarına hava kirliliği tazminatı vermeye başlamışlardır. Bu dönemlerde, hava kirliliğini azaltabilmek amacıyla, gerek merkezi hükümet, gerek valilik, gerekse yerel yönetimlerce bir dizi tedbirler yürürlüğe konulmaya çalışılıyordu. Valilik tarafından getirilen sınırlamalarda kükürtdioksit değeri 400 mikrogram/m3 olarak verilmiştir. B u sınırın üstüne çıktığı zaman birinci uyarı kademesi çerçevesinde, Ankara Valiliği'nce gerekli tedbirler alınıyordu. Kıyaslama yapılabilmesi açısından size Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Dünya Sağlık Örgütü değerleri hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Ülkemizde kükürtdioksitoranı 400 mikrogram/ m3, Avrupa ülkelerinde yine 400 mikrogram/m3, ABD'de 365, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen değer ise 125'dir. Partikül madde açısından ise budeğerler, Türkiye'de 300, Avrupa Birliği ülkelerinde 300, ABD'de 260, Dünya Sağlık Örgütü'nce ise 70 olarak belirlenmiştir. Bu çerçeve içerisinde, ülkemizde uygulanmakta olan Hava Kalitesini Koruma Yönetmeliği'nde ise hangi kirlilik oranında hangi kademenin uygulanacağı şeklinde bir tanımlama yer almaktadır. Buna göre, birinci uyarı kademesinde SO2 miktarı 700, ikinci uyarı kademesinde 1000, üçüncü uyarı kademesinde 1500, dördüncü uyarı kademesinde ise 2000 olarak belirtilmiştir. Partikül madde açısından bu değerler ise birinci uyarı kademesinde 400, ikincisinde 600, üçüncüsünde 800 ve dördüncü uyarı kademesinde ise 1000 olarak belirlenmiştir. Burada belirtilen rakamlar, tehlike sınırları ve uyarı kademeleri için esas olan saatlik ölçümlerin günlük ortalama değerleridir. Hava kirliliğini azaltabilmek için Ankara Valiliği bu uyarı kademelerine ve ısıtma aygıtlarının yakılış saatlerine ilişkin kısırlamalar getirirken, Büyükşehir Belediyesi'nce gerekli zabıta kontrolü yapılırken, diğer yandan, Büyükşehir Belediyesi kükürt oranı düşük kömür ithal ederek, Ankara içerisinde sıvı yakıt olarak kükürt oranı yüzde l,5'u geçmeyen özel kalorifer yakıtı kullandırarak, hava kirliliğini belirli smırlar içinde tutmaya çalışıyorlardı. Bu dönemde uzun zamandır o zaman birleşik olan SSCB ile Türkiye Cumhuriyeti hükümerleri arasında görüşülmekte olan doğal gaz alım sözleşmesi 18 Eylül 1984 tarihinde imzalanıyor ve 7 Şubat 1985 tarihinde de bu resmi gazetede yaymlanıyor; 1988 yılı Ekim ayında Ankara'da pilot bölge seçilen Gayret Mahallesi'nde ilk doğal gaz kullanımına geçiliyordu. 1980-81 yılları içerisinde Ocak ayında SO2 oranı 433 mikrogram/ m3, 1981-82'de aynı dönemde 696 mikrogram/m3 değerleri içindeydi. 1980-81 Şubat ayında 487, 19811982 Şubat'111da 5 55 mikrogram/ m3 değerleri içerisindeydi. Yine aynı yıllarda, partikül madde açısrndan 1980-81 kışıOcakayrnda 130, 198182 kışı Ocak ayrnda 292, 1980-81 Şubat ayında 1 17, 1 98 1 -82 kışmda ise 207 idi. Ankara'daki ısmma araçlarının ve özellikle merkezi sistemlerin doğal gaza dönü001:iAL GAZ DERGİSi SAYI. 31 78 şümünden sonra size hava kirliliği açısrndan meydana gelen olumlu gelişmeleri anlatmak açısrndan SO2 değerlerini vermek istiyorum. Havadaki SO2 oranı 1990-92 yılı Ocak ayında 28l'e, 1992-93 Ocak aymda ise 206'ya düşmüştü. Aynı şekilde, Şubat ayrnda bu rakamlar, 1990-91'de 238, 1991-92'de 228, 1992-93 yılında 113'e düşmüştü. Partikül madde açısrndan ise 199091 yılrnda 128, 1991-92 yılmda 1 50, 1992-93 yılmda ise 163 olarak belirlenmiştir. Rakamlardan da görüldüğü gibi Ankara'da doğal gaz111 yayg111 olarak kullanılmaya başlamasıyla hava kalitesinde büyük ölçüde bir düzelme meydana gelmiş ve bu düzelme neticesinde de Ankara'da hava kalitesi oranı açısından 1989-90 ısınma döneminde %83, 1990-91 döneminde %88, 1991 -92 döneminde %96 ve 1992-93 döneminde de %99 oranrnda kaliteli hava teneffüs edilmiştir. Teşekkür ederim. S. BULAK: Çok Teşekkür ederiz. Şimdi sözü DOSİDER Yönetim KuruluÜyesi, SaymHalukEREN'e bırakıyorum. H. EREN: Teşekkür ederim Say111 Başkan. Saym izleyiciler, ısmma sorunları derken, konfordan, kontrollü yakmadan bahsediyoruz. Bugün sanayide hizmet veren tüm kuruluşlar, enerji kaynağı olarak, 1900'lü yıllarm başlarından beri İstanbul'da katı yakıt, odun, kömür vb. türevleri ile, sonra ağır yağ, hafif yağ ve en son da doğal gazla tanıştılar. Bugüne gelene değin, aynı sırada, yanarken kontrol edilebilir yakıt olarak da içlerinde en homojeni, en temizi tabii ki doğal gazdır. Bunu Türkiye 1980'li yılların sonlarmda ancak yaşamaya başladı. Bu
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=