il Milletler Kalkınma Programı UNDP'nin dünyanın her yanında olduğu gibi Türkiye'deki teknik işbirliği programları da insan ve doğal kaynakların verimli kullanımının sağlanması, yaşam düzeyinin yükseltilmesi, üretkenliğin artırılması ve ulusal ekonominin sürdürülebilir biçimde geliştirilmesinde hükümete . yardımcı olmayı hedeflemektedi? dedi. "UNDP 1970'lerin başlarından itibaren Türkiye'de çevrenın yönetimi ve geliştirilmesi alanında; hükümeclerle çok başarılı bir iş birliği yapmıştır" diyen CAIN, ağırlık noktasını çevresel sorunların oluşturduğu 2 5 'i aşkın proje ile Türk Hükümeti'nin sürdürülebilir insani kalkınma ve kurumsal kapasite geliştirme programlarına katkıda bulunabildikleri ıçın kıvanç duyduklarını sözlerine ekledi. CAIN sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ortaklığın ortaya çıkardığı en yeni program, Türkiye'de Çevresel Kurum Oluşturma ve Yönetim için Ulusal Şemsiye Programı'dır. UNCED'in yukarıda değindiğim tavsiye kararlarının uygulamaya koyulması ve çevresel eylem programlarını kapsayan bir ulusal gündem oluşturulmasında hükümete yardımcı olmayı amaçlayan bu geniş kapsamlı program, ulusal çevre stratejileri ve mevzuatının geliştirilmesi için gerekli ulusal kapasitenin güçlendirilmesi, erkin bir çevre yönetimi için gerekli ulusal insan kaynaklarının, ulusal kurumsal kapasitenin büyütülerek geliştirilmesi ve son olarak gönüllü kuruluşların ve grupların çevre koruma etkinliklerine katılımını sağlamak üzere yeni teşvik önlemleri geliştirilmesini hedeflemektedir. Gönüllü kuruluşların ulusal il. ÇEVRE ŞURASI kalkınma sürecindeki rolünü güçlendirmek için harcanan ulusal çabalara destek sağlamak üzere, UNDP ve kardeş kuruluşlar tarafından, örnegın GEF bünyesindeki küçük ölçekli hibe programı gibi, özel programlar geliştirilmiştir.Türkiye'de 1993'ün ilk aylarından bu yana uygulanmakta olan program çerçevesinde çevre bilincinin geliştirilmesi, kıyı şeritleri yönetimi ya da biyo-çeşitliliğin kornnması gibi belirli alanlarda gönüllü kuruluşların çalışmalarına destek sağlamaktadır". EdmundJ. CAIN, UNDP'ningörev alanına girdiği ölçüde ve UNCED kararları ve Gündem 2 1 'in ülke düzeyinde uygulanmasını izlemekle görevli önde gelen BM kuruluşu olarak, karmaşık çevre sorunları ile daha etkin bir mücadele için ulusal kapasiteyi güçlendirme çabalarında Türk Hükümeci ile iş birliğine hazır ve istekli olduklarını sözlerine ekledi. II. Çevre Şurası'ndan çıkacak stratejilerin Türkiye'nin genel ekonomik ve toplumsal planlama süreci ile bütünleştirilmesinin yararına da işaret eden CAIN, söz konusu sürecin, BM sisteminin Türkiye'deki teknik iş birliğinden gerekli desteği göreceğini ifade erci. Avrupa Birliği Türkiye Daimi Temsilcisi Michael LAKE ise, konuşmasının başında "1 Kasım 1993'ce yürürlüğe giren Avrupa Birliği Anlaşması, çevreye saygı duyan bir sürdürülebilir kalkınma anlayışını en önemli önceliklerinden bi ri olarak kayda geçirmiştir. "Sürdürülebilirliğe Doğru" adıyla da bilinen Avrupa Birliği'nin 5. çevre eylem planı çevreyi, ekonomik kalkınma planımızın cam ortasına yerleştirmektedir" dedi. LAKE, 5. eylem planının en önemli özelliklerinden birinin, toplumsal bağlanış biçimlerindeki değişikDOGALGAZ DERGiSİ SAYI. 31 94 il likleri sağlayabilmek için, toplumun tüm sektörleri arasına ortak bir sorumluluk kavramı getirmesi olduğunu ifade etti. LAKE ayrıca Avrupa Çevre Ajansı'nın ve Avrupa çevre enformasyon ve gözlem ağının Kopenhag'da kurulmuş bulunduğunu; bunun amacının da, birliğe ve üye ülkelere sağlıklı, güvenilir ve birbiriyle mukayese edebilir veriler, bilgiler sunmak olduğunu bildirerek, "Bunun kadar önemli bir diğer amaç da, halkınçevrenindurumuhakkında bilgilendirilmesidir. Çevre sorunları ve çevresel tehditler, ulusal sınırlarla sınırlandırılamadığı için, üçüncü dünya ülkelerinin de bu ağa katılmaları, bizim için son derece önemlidir. Tek başına bir ülkenin ve bir grup ülkenin çevre sorunlarına erkin çözümler getiremeyeceğinin, cam aksine uluslararası düzeyde, son derece yüksek seviyede bir iş birliği ve karşılıklı anlayışın başlatılması gerektiğinin bilincindeyiz" dedi. LAKE sözlerine şöyle devam etti: "Çevre konusunda, Avrupa Topluluğu Komisyonu ile Türkiye arasında uzun senelerdir bir iş birliği sürmektedir. AvrupaTopluluğu'nun 1991 yılında kabul edilen yenileştirilmiş Akdeniz politikası, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Akdeniz'deki ülkeler arasında çevre alanmdaiş birliğiningüçlendirilmesi için yeni bir kilometre taşı olmuştur. Bunun daha da geliştirilmesi gerekir. Bu programda, oldukça fazla mali kaynakvardır. ÖzellikleTürkiye için çok fazla mali kaynak bulunmaktadır. Sözünü ettiğim rakamlar, 400-500 milyon dolar civarında rakamlardır. Avrupa Topluluğu Komisyonu, zaten var olan iş birliğinin daha da güçlendirilmesi konusundaki düşüncelerini Antalya'da Kasım 1993'te yapılan Sürdürülebilir Kalkınma konulu bir çalışma toplancısmı destekleyerek
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=