il göstermiştir". İstanbul Valisi Hayri KOZAKÇIOĞLU şura açılış konuşmasına şöyle başladı: "Çevre sorunu, doğa dengesinin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Bunun altında insanoğlu bulunmakta ve insanoğlu, her geçen gün gelişen teknolojiyle birlikte doğanın zenginliklerini biraz fazla cömertçe kullanmaktadır. Buna karşılık başra kendisi olmak üzere, tüm canlılar için zararlı olan atıkları da doğaya bırakmaktadır". Bugün İstanbul'da hava kirliliğini önlemek ıçın bazı önlemler almaya çalıştıklarını; ancak istedikleri sonuca bugün için varamamış bulunduklarını belirten KOZAKÇIOĞLU, "Bunlar, kısa bir dönemin değil; ülkemizde, özellikle İstanbul'da uzun zamandan beri yapılamayan veya yanlış yapılanların sonuçlarıdır. Bunun temelinde yine karşımıza şehircilik çıkıyor. Şehirciliğin meteorolojiden sağlığa, istatistikten toplum bilimine kadar her türlü bilim dalını içinde toplaması gerekmektedir" dedi. Vali KOZAKÇIOĞLU "Yasal olmayan yapılaşmanın getirdiği en az çevre sorunu kadar önemli diğer bir tehlike, İsranbul'u susuz bırakabilecek olmasıdır. Bugün barajlarımızın birini kapatmış durumdayız. Bir barajımızı daha kapattığımız taktirde İstanbul'a su veremeyiz" diyerek, İstanbul'a yılda 650 milyon m3 su verdiklerini; İscanbul'da su meselesini rahatlatacak en küçük rakamın ise, 100 - 150 milyon m3 olduğunu; bunun da yerine konmasına da 3 seneden evvel imkan bulunmadığını; bunun için su kaynaklarımızı iyi kullanmamız gerektiğini; bunun su havzalarımızın etraflarına bina yapmamakla mümkün olabileceğini belirtti. KOZAKÇIOĞLU ayrıca, "Çevreyle ilgili pek çok konuda, il. ÇEVRE ŞURASI henüz Çevre Bakanlığı'na tam yetki verilmemiştir. Çevre Bakanlığı ürettıgı çevre politikasını uygulayacak yetkilerden mahrum durumdadır. HerşeydPn önce Çevre Bakanlığı'nın bu konuda yetkiyle donatılması gereklid ir. Ayrıca, Çevre Bakanlığı'nın araç-gereç ve personel eksiği bulunmaktadır" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: "Çevreden, sadece Çevre Bakanlığı, Çevre Müdürlüğü, Valilik ve Belediye Başkanlığı sorumlu değildir. Çevreden insanoğlu sorumludur. Bu konuya hep birlikte sahip çıkmamız gerekiidir". Çevre Bakanı RızaAKÇALI, II.Çevre Şurası açılış konuşmasına Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman DEMİREL'in, şuraya katılamaması dolayısıyla kendisine bıraktığı mesajı okuyarak başladı. Cumhurbaşkanımızın mesajı şöyleydi: "Hava muhalefeti dolayısıyla II. Çevre Şurası'nın açılış toplantısına katılamıyorum. İnsanoğlunun üzerinde yaşadığı küreyi tahrip etmek noktasına geldiği anlaşılmıştır. Doğanın tükenmezliğine dayanan düşünceler değerini yitirmişveyeni bir arayış başlamıştır. İnsanlık kaygı içine girmiştir. Doğaya ve yaşama yeni. bir bakış, buna göre yeni bir hayat tarzı kaçınılmaz hale gelmiştir. Çevre kavramı ve bilinci bunun neticesidir. DOt\AL GAZ DERGİSİ SAYI. 31 95 il Küre üzerinde yaşayanlarla doğa arasında uzlaşma şart olmuştur. Hayatın kökü olan havanm, suyun, toprağın korunması; yeşilin, atmosferin ve denizlerin kurtarılması bir global sorun halindedir. Demokratik toplum, aynı zamanda bir çevre toplumu haline dönüşecektir. Rio Deklarasyonu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi çok önemli bir dokümandır. Bütün dünya halkları barışı, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevreyi beraberce düşünmek; bunun içinyeni programlar hazırlamak; uygulamak ve birbirleriyle iş birliği yapmak mecburiyetindedirler. Teknoloji bu istikamette gelişecektir. Türkiye olayınfarkındadır. Dünyaile birlikte yeni çağın icatlarına uyacaktır. Artan nüfus baskısı altında, küre üzerinde yaşayabilmek için insanlık yeni arayışların içine girmiştirve başarıya ulaşmaya da mecburdur. II. Çevre Şurası'nın ortaya koyacağı düşünceler ve alacağı kararlar, bu bakımdan fevkalade önemlidir. Kurultaya başarılar diliyorum. Süleyman DEMİREL, Cumhurbaşkanı" Sayın DEMİREL'in mesajını okuduktan sonra kendi konuşmasına geçen Bakan AKÇALI "Bugün ikincisini yapmaya başladığımız Çevre Şurası, Türkiye'de çe','recilik hareketinin geldiği noktadan bir üst sıraya yükselmesinin başlangıcını teşkil edecektir" dedi. Çevre Bakanlığı' 11111 kuruluşundan bugüne kadar geçen zamanın, çevre bilincinin toplumumuz içinde yer ermeye, çevresel sorunların konuşulmaya ve fark edilmeye başlamasının bir geçiş dönemi olduğunu söyleyen AKÇALI, bütün dünyada olduğu gibi yeni bir olay olan ve dünyanın 2000'li yıllardaki gündeminde en üst sıralarda yer alacak olan çevre konusunun, ülkemizde de gelişmiş dünya ile oldukça paralellik içinde
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=