karşı işletme emniyetinin sağlanması ve bu sayede ürün celafi ve işgücü kayıplarının minimize edilmesi, fabrikaların acık proses ısısının değerlendirilmesi gibi faydalardır. Sanayi tesislerinde açığa çıkan acık ısıdan yararlanan kombine çevrimli tesisler ile ara buharı, egzos buharı ya da bunların karışımı biçiminde açığa çıkan ısının verimi yükseltilerek gerekli buhar ihtiyacını sağlayan buhar çevrimli tesislerde ısının ocoprodükcör enerji üretimi şeklinde kullanılması, gerek üretim yapan firmaya gerekse enerji sektörüne katkıda bulunacağı bilinci içerisinde olacağı yaklaşımımızı bir kere dahabeliremek istiyorum. Bizde bulunan işletmede olan santraller dışında değişik aşamalarda bulunan otoprodüktör santral başvurularının coplam kurulu güçleri 300 MW civarında. Önümüzdeki yıllarda otoprodüktör santral kurmaya yönelik taleplerin artmasını ve toplam kurulu güçlerinin enerji sektörü içerisinde daha etkili bir rol oynamasını beklemekteyiz. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum ve sorularınıza da açık olduğumu belirterek saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Şükrü ELEKDAĞ: Sayın Koyuncu teşekkür ederim. Şimdi BOTAŞ'ı temsilen Sayın Gülseren Kamçıcı konuşacaklar. Kendisi ODTÜ'den makina mühendisi olarak mezun olduktan sonra yine aynı üniversitede araşcırmacı olarak çalışmış ve daha sonra BOTAŞ'a kacılmışcır. Buyrun Sayın Kamçıcı. GülserenKAMÇICl: Teşekkürederim. Sayın Başkan ve Sayın konuklar, tüm yönleriyle kojenerasyonu carcışırken bu projelerin var olması için gerekli ana unsurlardan bir tanesi olan doğal gazı ramşmak son derece doğal. Doğal gaz ülkenin gündemine çok yeni girmiş bir enerji kaynağı olarak görünmesine karşılık, 1976 yılından beri ülkemizde kullanıldığını görüyoruz. Ancak kısıclı kullanımdan ve kısıclı kaynaktan ötürü 1987 yılında Rusya'dan yapmaya başladığımız ichalaccan sonra yıllar içinde ichalac miktarına bağlı olarak tüketim miktarları da arttı ve 1993 yılına geldiğimiz zaman gördüğümüz gibi çok çarpıcı bir tabloyla karşı karşıyayız. ı ı-u,ıvı..ı Türkiye'de takriben 10 kac üreyen bir doğalgaz tüketimi var. Ülkemiz birincil enerji tüketimi içindeki payı başlangıçta bindeler seviyesindeyken bugün %7 .58 gibi bir pay almış durumda. Konumuz olan projeler ilk kez 1990 yılından itibaren bizim gündemimize girdi. Ve 1992 yılında bu amaçla gaz sarmaya başladık. Hamidabad ve Ambarlı santralleri 1993 yılında 2.5 milyar metreküpe yakın gaz cükecciler. 1992 yılında toplam sanayi sacışlarımız içinde butesislerinaldığıpay%1.7 . Ama 1993'e geldiğimiz zaman çök çarpıcı bir artışla payları % 12ye yükseliyor. 1994'ün ilk sekiz ayında ise sanayi satışlarımız içinde %24'lük bir pay almışlar. Tüketim rakamlarına baktığımızda hızlı bir gelişme görüyoruz. Ancak sadece tüketim rakamlarına bakıp bu sektörde gelişme çok hızlıdır diye bir yargıya varmak son derce yanılcıcı. Ama bize gelen taleplerden de bunun gelişimini izliyoruz. Hazır durumdaki haclarımızla biz yalnızca Bulgaristan sınırından Ankara'ya kadar uzanan ana haccımız çevresindeki taleplere bir de şu anda inşaacı devam eden Karadeniz haccımıZ\ civarındaki taleplere cevap verebilecek \ durumdayız. Enerjinin verimli\ kullanılmasına yönelik projeler ülkemiz için olduğu kadar kurumumuz için de önemli ve sevindirici. Enerjiyi verimli kullandığınız zaman en doğal sonuç çevreyi daha az kirletiyorsunuz. %80 verimle çalışan tesisler enerjiyi gerçekten çok verimli kullanan tesisler. Bu gelişmeyi son derece sevindirici görüyoruz ancak bizim mevcut arz im kanlarımızla bugünkü koşullar al tında tüm bu projelerin talebini karşılamamız mümkün değil. Hali hazırda Rusya ve Cezayir'le yapılmış iki kontratımız var. Geçen yıl LNG terminalimiz devreye girdi. Rusya'dan 6 milyar metreküp, Cezayir'den 2 milyar metreküp gaz alıyoruz. Buna karşılık beklenenin üstünde bir talep var ve 1996 yılından icibaren büyük bir arz ihtiyacı olmaya başlıyor. Bu sorunu çözmek için BOTAŞ'ın çok yoğun çabaları var ve potansiyel gaz satıcı ülkelerle görüşüyoruz. Türkmenistan, İran, Karar ve Nijerya gibi ülkelerden gaz alımı hususunda görüşmelerimiz çok yoğun sürdürülüyor. D01'.\AL GAZ DERGiSi SAYI. 35 130 Fakat bu projeler 2000'li yıllarda devreye girecek. Bu arada orra vadede gaz darlığı problemini çözmek için mevcut arz kaynaklarından aldığımız gaz miktarını artırma görüşmelerimiz var. Bu tür projeler için bize başvuranlara şu andaki imkanlarımızla 1996'yakadar tesislerine gaz verebileceğimizi, 1996 yılından sonraki dönem içinse o günkü gaz arzı koşullarımıza göre kendilerine gaz arzı yapabileceğimizi söylüyoruz. Fakat sanıyorum bizim arzı artırmak hususundaki çalışmalarımız çok umut verici bulunuyor ki bu proje ile ilgili talepler devam ediyor. Ancak arz miktarını artırdığımız zaman fiyacların bugünkü seyirle gitmesi de biraz zor. Gaz alım fiyatlarımızın artması satış fiyaclarını eckileyecekcir. Ben sarış fiyaclarımızda son derece istikrarlı olduğumuzu düşünüyorum. Bizim fiyaclarımızı etkileyen üç unsur var; gaz alım fiyatımız, dolar kurundaki değişiklik bir de iç pazardaki rekabet ortamı. Sacış fiyatımız bu üç parametreye göre de son derece istikrarlı gidiyor. Bu fiyata rağmen projeler rantabl necicelendiriliyor ve gaza talep var. Sanıyorum sizin sorularınıza da yanıc verdim Sayın Elekdağ. Teşekkür ederim . ŞükrüELEKDAĞ: Teşekkürediyorum Sayın Kamçıcı. Şimdi Sayın Muscafa Ümit Dağdelen konuşacaklar. Sayın Dağdelen ODTÜ Elektrik Mühendisliğinden mezundur. TEK Trafo Merkezler Daire Başkanlığı Maceriyal Bölümünde çalışmıştır. ODTÜ Elektrik Mühendisliği bölümünde araştırma asistanlığı yapmıştır. Bilahare ELTEM TEK Anonim Şirketinin uzman mühendisi olmuş ve şu anda aynı şirketin genel müdürüdür. Buyrun Sayın Dağdelen. Mustafa DAĞDELEN: Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ben konuya kendi görebildiğim boyutlarıyla değinmek, açmazları işaret ermek gerektiğine inanıyorum. Çünkü sorunları ortaya koymanın çözüme ulaşmada ilk adım olduğu hepimizin kabul ecciği bir gerçektir. Ben konuya çok global bir çerçeveden girip kend i ülkemizin özeline indirgemek istiyorum. 1980 yıllarına kadar tüm dünyadaki elektrik enerjisi sektörü hem ürecimi, hem iletimi hem
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=