de dağıtımı kendi bünyesinde coplayan elektrik şirketlerinin tekelinde idi. Bizim ülkemizde de bunun örneği Türkiye Elektrık kurnmu'dur. 1980'lerden başlayarak özel kuruluşların ya da bağımsız elektrik ürecıcifednin hızla devreye girmekte olduğunu görüyoruz. Avrupa'da toplam enerji yatırımlarının %17'sini, Amerika da %25'ini, Ortadoğuda %9'unu, Asya'da %15'ini, Latin Amerika ve Orta Amerika'da %25'ini özel ya da bağımsız elektrik şlrkeeleri Ustlenmiş durumda. Dünyada böyle bir gidişat var ve bu gidaşactan Türkiye;nih kendini soyuclayabilmesi mümkün değil. Bir yanda elektrik şirketleri bır yanda da özel ya da bağ'Jiiısız enerji şirketleri var ve bu bir ikİlc!!ttı yaratıyor. Bu ikilemi ben iki noktada topluyorum ; birincisi ticari bir çıkar çelişkisi söz konusu. Elektrikşirketleri diyorlar ki; bizler çok büyük coğrafi bölgelerde elektriğin üretimini, iletimini, dağıt1iTlıfü planlamak, programlamak dtırumt.ındayız. Eğer kendi planlarımıza, programlarımıza aykırı bazı üretim şirketleri ortaya çıkarsa btıttlnrın entegrasyonunda görev alacağız. Düşünüyoruz ki Türkiye gibi bir ülkede, TEK uzun yıllar süresince tüket imin nasıl bir trend izleyeceğini kestirmiş, bunu hangi üretim kaynaklarıyla karşılayabileceğini planlamış ve buna göre de iletim sistemini geliştirmiş. Bu genel plana aykırı bir rakım üretim birimlerinin ortaya çıkması durumunda elekcirik şirketleri, TEK'in böylesi bir ayrı projeyi genel planlama içine nasıl entegre edeceği konusunda kaygılar taşıyor. Bir de işin ticari boyutu var ki elektri k şirketlerim üşcerilerini kaybetme kaygısı içinde. Bağımsız üreticiler içinde kojenerasyon projesi sahiplerini bir alt kesir ;<Plarak düşünebeliriz. Bir endüstriyel tesiste kendi elektriğini ve ısı enerj isini üretmek düşüncesiyle ortaya çıkmış kojenerasyon projesi sahibi önemli bir müşteridir. Böylesi bir müşteriyi kaybetmenin kaygılar yaratmasını doğal karşılamak gerekiyor. Dolayısıyla bu ikilemde çözümü bir noktaya odaklamak gerektiği inancındayım. Bizler ELTEM TEK olarak gerek en büyük müşterimiz l'/\l'H::OL TEK'e gerekse kojenerasyon proıesı sahiplerine hizmet veren bir kuruluşuz. Dolayısylaonlarınsorunlarını farklı farklı ağızlardan işitip bunlardan bir bileşke çıkarabilme gibi özel bir konumumuz var. Kojenerasyonprojesisahipleridahaucuza enerji üretebilme, sağlayabilme olanağına sahip olduklarını söylüyorlar ki doğrudur. Bunun haricinde şebekeden kaynaklanabilecek ve kendi üretim süreçlerini aksatabilecek bir rakım aksaklıklardan kaçınma olanağı bulduklarını söylüyorlar. Bir de 1996 yılında Türkiye'nin bir enerji krizine girebilmesi olasılığı söz konusu. Bu enerji krizinden kaçabilmek ve üretim süreçlerini enerji krizinden etkilenmeden sürdürebilmek endişeleri var. Proje sahiplerinin karşılaş cıkları sorunları şöyle bir dile getirirsek birincisi; gaz temini konusunda önemli tereddütlerivar. 1996 yılına kadar garanti edilen gaz belirli tereddütlere yol açıyor. Daha sonrası ne olacak düşüncesi var. Bir de şeffaf ve tutarlı bir regülasyona ihtiyaç olduğu düşünceleri var. Sürekli değişkenlik gösteren regülasyonun kendilerini belirli hedefleri koymada ve bu hedefleri gerçekleştirmede önemli engellerle karşı karşıya bıraktığı da iddia ediliyor. Bir diğer konu da kendi ürettikleri enerjinin TEK'eyadagörevli şirkecesacışı konusu. Bu TEAŞ'caolabilir,TEDAŞ daolabilir. ooaAL GAZ DERGiSi SAYI . 35 131 Belirli bir endüstriyel tesisin elektrik ve ısı enerjisi ihtiyacı belirlendikten sonra bir kojenerasyon tesisi kurulması tasarlanıyor. Fakat kojenerasyon tesisleri öyle cailer made adını verebileceğimiz bir yapıda değil. Muclaka bir parça enerjinin fazlalığı olması söz konusu. Bunun TEK'e sarışı konusunda bugüne kadar %65 oranında ifade edilen bir rakam var. Bu bir rakım cereddüclere sevkediyor. Bu konunun bir an önce aydınlığa kavuşması ve tutarlı bir enerji satış fiyatının ortaya çıkması gereğine inanıyorlar. Kojenerasyon projesi sahipleri yaptıracakları fizibilicelerde bu tür verilerin çok belirgin olmasını istiyorlar ki gerçekçi değerlerle değerlendirme olanağını bulabilsinler. Bu arada bir diğer konuya da dikkat çekmek istiyorum. TEK diyor ki; siz üretim tesisini kurmuş dahi olsanız münferitte olsa benden elektrik enerjisi almak durumundasınız. Örneğin ünicenizi bakıma soktuğunuzda ya da plansız duruşlarda kendi fabrikanızın üretim sürecini olumsuz yönde etkilememek için TEK'cen elektrik almak durumundasınız. Bu da benim elektriği o noktaya getirmem ve bir takım yatırımları yapmam demektir. Dolayısıyla benim böylesi bir yatırımın karşılığını sizden alabilmem gerekir. Bunun ölçüsünün ne olacağı mutlaka taraflar arasındaki görüşmelerle saptanmalıdır. Teşekkür ediyorum. Şükrü ELEKDAĞ: Şimdi Sayın Rene Moncaz ROSSET var. Kendileri Sofre Gas'ın proje müdürüdür. Ben Bay ROSSET'i davet ediyorum ve kendilerinden Fransa'daki cacbikac hakkında bize bilgi vermesini rica ediyorum. Rene Moncaz ROSSET: Oturumda bildirimi sunmama rağmen Sayın BULAK'ın ricasını kıramayarak konuşmayı kabul ettim. Elbette Fransa ve diğer Avrupa ülkelerindeki uygulamalarla ilgili çok şey söylenebilir. Ancak ben Türkiye ile elektrik şirketleri, gaz şirketleri ve bağımsız prodüktör şirkecleri açısından farklılıkları ortaya
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=