Doğalgaz Dergisi 40. Sayı (Eylül-Ekim 1995)

edilmektedir. Geliştirme aşamasında olan K. Marmara sahasının üreciıiıe sokulması durumunda yıllık gaz üreriminin 300-400 milyon m3'e ulaşması mümkündür. Bu sahalardan bazıları içerdikleri gaz rezervlerinin yanı sıra birer gaz yeraltı deposu olabilme potansiyellerinden dolayı ayrıca önem kazanmaktadırlar. Ülkemizde yıllık gaz tüketimi 1988'cle Rusya Federasyonu gazı ichal edilene kadar ihmal edilebilecek düzeyde idi. Ancak ithalatın başlamasıyla beraber tüketim hızla artmaya başladı. 1993'ce 5 milyar m3'i.i buldu, 1995'ce 8.5 milyar m3 olarak beklenmekte, 2000 yılında 20 milyar m3 ve 2010 yılında 30 milyar m3 olarak tahmin edilmekcedir. Günümüzde 842 km'lik Malkoçlar-Ankara arasındaki boru haccımız varken gelecekte 3000 km'lik bir boru harcımız olacağı BOT AŞ tarafından söylenmekredi r. BursaÇan arasındaki hac inşa edilmekte ve daha sonra Karadeniz, Ege ve Güney Anadolu h a c l a r ı n ı n yapılacağı belirtilmektedir. Türkmenistan, İran veya Karar'dan gaz alınması durumunda, ülkemizde doğudan bacıya ve oradan ela Avrupa'ya uzanacak bir büyük boru haccının yapılması gündeme gelecektir. 2 milyar m3 yıllık doğal gaz kapasiteli bir sıvılaştırılmış doğal gaz tesisimiz (LNG tesisi) Marmara Ereğlisi'nde vardır. Hamicabac ve Ambarlı'da 2 çevrim santralimiz doğal gazı kullanmaktadır. Diğer çevrim santrallerinin temelinin atıldığını da basından öğrenmekteyiz. DOĞAL GAZ DERGİSİ: Ülkemiz genelirıde ve izellikle biyiik kentlerimizde doğalgaz çalı;maları ve etkinlikleri hakkında nelerdüjiinü)ıorsıırııız? Sizce i;lerin yiriitiilınesinde bazı aksaklıklar var mıdır? Varsa rıe tiir diizerılemeler getirilmelidir? Abdurrahman SATMAN: Ülkemiz doğal gaza hızlı bir geçiş süreci içindedir. Doğal olarak gazın ithalatı, boru hatlarıyla iletilmesi ve ayrıca güç, endüstri ve konuc ısıtılması sektörlerinde tüketilmesini de kapsayan birçok konularda bazı sorunlar yaşanacaktır. ® DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 40 Sorunların çözülebilmesi için düşünmek ve araştırmak gerekmektedir. Bizde genelde çok konuşuluyor, az düşünülüyor ve az araştırılıyor. Araştırmadan daha çok yurrdış111dan teknoloji transferinin temel al111dığı bir gelişme ve büyüme programı ülkemizde hakimdir. Bu böyle olunca da doğal gaz sektörünün sorunlarını çözecek, derine inen eli.işi.inceler üretilememektedir. Esas itibariyle, incelemek, araştırmak ve bazen eleştirmek gerekmektedir. Bizde sorun olarak görünen birçok konu doğal gaz kullanan gelişmiş bacı ülkelerinde de yaşanmıştı r. Doğal gazın geçmişine bakıldığında ilk kez 19. yüzyılın sonuna doğru endüstride hammadde olarak kullanıldığı görülür. Tüketiciye ulaştırmak amacıyla boru hacları döşenmeye başlanmış. Konuc ısırmasında doğal gazı kullanan tüketicinin kış aylarındaki yüksek talebinin boru hatlarından taşınması sorunuyla karşılaşılınca 1910'lu yıllarda doğal gazın yeraltı depolanması uygulaması başlamış. 1950'li yıllarda boru haccı çekilemeyen denizlerle çevrili Japonya gibi ülkelere doğal gazın sıvılaştırılarak tankerlerle ulaştırılması gündeme gelmiş. Ülkemizde şu anda yaklaşık 500.000 abone var ve planlanan projeler gerçekleşirse bu sayı yaklaşık 1.2 milyona ulaşacak. Halbuki, konur ısıtması amaçlı olarak gaz kullanan 50 milyon abonenin ABD'de ve 60 milyon abonenin Avrupa'da olduğu biliniyor. Avrupa'da her yıl 1 .5 milyon yeni abone doğal gaza geçmektedir. Görüldüğü gibi biz 7-8 yıldan beri heni.iz gazla tanışma sürecini yaşamaktayız. Avrupa gazın enerj i kaynağı olarak daha verimli kullanılmasını ilgilendiren sorunlarla uğraşırken, bizler gazın pazara iletilmesi ve abonelerce tüketiminden kaynaklanan temel ve basit sorunlarla tanışma dönemindeyiz. Şu andaki sorunlarımızın önemli bi r bölümü gazı ileten, dağıtan, pazarlayan ve kullananların yaptıkları işi yeteri kadar uzmanlık düzeyinde ve bilinçli olarak yapmamalarından kaynaklanmaktadır. Sektördeki bütün devler, yerel yönetim ve özel kuruluşlarda bu sorun vardır. Genel sektör hakkında coplu değerlendirmeler yapmak mümkün değildir. Ben bugünkü kendi vardığım derinlik içerisinde ve konumumda, onu da sınırlı rurarak söyleyebili rim. Sorunlardan aklıma gelen birkaç tanesini şu şekilde sıralayabilirim; Ülkemizde doğal gaz sekröründe çok disiplinli bilgi birikimine, uzman kadrolara ve çalışma ortamını disipline eden yasal yönermeliklere ve düzenlemelere gereksinim vardır. Yasal alt yapıda eksiklikler bulunmakradır. Doğal gazın

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=