Doğalgaz Dergisi 44. Sayı (Mayıs-Haziran 1996)

Bileşimi = Meran (CH) min % 85 Etan (C,H,) max%7 Propan (CıH,) max% 3 Biirnn (C4Hıı) max%2 Diğer Hidro Karbonlar (C.,,H) max% 1 Karbondioksit (CO,) max % 3 Oksijen (O,) max % 0.02 Azot (N,) max % 5 Hidrojen Siilför (H,S) max % 5.1 mı;/m' Toplam Küklirt (S) nıax % 102 mg/m3 Tablo 1 DOĞAL GAZIN YANMA SONUCU MEYDANA GETİRDİĞİ KİRLETİCİLERVE ETKİLERİ Doğal gaz hava ile belli bir oranda karışarak yanma gerçekleştirir. Yanma sonunda meydana gelen C02, SO,, NO, gibi yanma ürünleri ile parrikiiller yanında su buharı da baca gazı ile birlikte havaya atılır. Uygun kesir seçilmemiş ise, ısı izolasyonu iyi değilse baca içinde yoğuşma olur. Bacada yoğuşma olmaması için baca gazlarının baca ağzındaki sıcaklığı yoğuşma nokrasının altına düşmemesi gerekir. Doğal gazın içerisinde bulunan yüksek orandaki meran (CH 4 ) gazından dolayı, bu gazın yakılması sonucu baca gazı bünyesinde su buharı oluşur. Bu su buharı sistemde % 10 C02 olduğu zaman yaklaşık 60 "C civarındaki bir sıcaklıkta yoğuşur. Tam yanması için teorik hava ihtiyacı it kuru hava 6 l d � l =9.13-10. 5 t oga gaz arasında değişmektedir. Doğal gaz % 5 havafazlası ile ram yanma sonucu meydana gelen gaz kompozisyonu, hacimce % 8-9 C02, % 1 02, % 72 N2 ve % 17-18 I-Ip'dır. Hiçbir zaman tam yanma gerçekleşmez. Tablo l'de verilen kirleticiler de bacadan arılabilmekredir. Doğal gaz için Emisyon Faktörleri (gr kirleliciler/1 C1 it doğal gazın yakılması) Kirleticiler Aldehitler (HCHO) so, co HC(CH) Nü, Enci. Proses 80-240 9,6 272 48 3424 Konut ve Ticari Isıtma Üniteleri 80-240 9,6 320 120 1856* * Tablo I incelendiği zaman doğal gazın yanması sonucu fazla miktarda azot oksitler meydana geldiği görlilnıektedir. Bu maddeler su buharı ile birleştiğinde asidik maddeler meydana gelir. Asidik karakterlerdeki bu birleşiklerin ise korozifözelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Ayrıca klikiircoksitlerde slilfırik asit oluşmrduğu için bacalar, bu tiir asitlere dayanımlı bir malzemeden imal edilmesi gerekmektedir. Fakat yeni çıkan TSE standartlarında malzemede sınırlayıcılık yoktur. Bunlar düşünülerek yeni ve yüksek bir standart kesinlikle gereklidir. (TSE 1 1383-1 1 389) e DOĞAL GAZ DERGİSİ SAY! 44 AUSTENİTİK KROM NİKEL PASLANMAZ ÇELİKLER: Özellikleri, ısıya~dayanıklılıkları, kaynak edilebilirlikleri Paslanmaz çelikler yüzeyden başlayan korozyon hasarlarına büyük bir karşı koyma gösterirler. Korozyona dayanıklı çeliklerin belirtisi en az % 12 düzeyinde krom içermeleridir. Alaşımsız bir çelik nemli hava veya asit etkisinde bırakıldığında, ortaya bir kimyasal tahrip durumu çıkar. Pas veya demirin etkiyi yapan asitle hasıl ettiği ruzlar ortaya çıkar. Bu olumsuz ürünlerde çelikten çözülen demir bulunur. Demir, bu süreçlere aktif olarak karılır ve sözü geçen korozyon ortamlarıylakarşı karşıya bulunur. Çeliğe ilave edilen krom miktarı arrrırıldıkça %12-13 oranına varılana kadar korozyona dayanıklılıkta bir değişme meydana gelmez. Bu krom oranından itibaren çeliğin korozyona mukavemeti artmaya başlar; böylece örneğin belirli koşullardaki hava neminden artık zarar görmez hale gelir. Krom miktarının daha çok arttırılması, çeliği bir dizi aside karşı dayanıklı kılar. Ausrenirik paslanmaz çelik, iş bu özellik dışında yeterli miktarda ausrenirleşririci elementleri içerir. Bunlar genellikle nikel olup bütün sıcaklıklarda mükemmel mukavemet ve oksi d e n m e y e dayanma k a b i I i y e r i arz ettiklerinden bunlar çoğu zaman bu gibi uygulamalarda kullanma alanı bulurlar. Her türlü ısıl işlem koşulları altında en iyi darbe mukavemeti en çok % 0.03 karbon içeren 18/ 8 Cr-Ni çelikleriyle elde edilir. Çelik en yüksek mukavemetini, nikel, molibden, bakır ve benzerleri gibi sair alaşım elementlerinin eklenmesiyle kazanır. Çeliğin işlenebilirliği ve özellikle de kaynak kabiliyeti de bunlarla birlikte olumlu yönde etkilenir Çeliğin pasif durumu, oksitleyici ortamda örneğin havanın etkisi altında, çelik yüzeyinde sıkı bir oksit tabakası gibi görülebilen ve absorpsiyon kuvvetleri adı verilen fiziksel kuvvetlerle orada bir oksit tabakası meydana getirme özelliğiyle ifade edilir. Bu "deri" (rabakanın) herhangi bir şekilde zarar görmesi (çizilmesi v.b) halinde, oksitleyici çevrelerde derhal yeniden bir "deri" oluşur. Bu tabaka çeliği zararlı etkilerden korur, böylece pasifdunım adı verilen hali geri getirir. Bunun anlamı, korozyona dayanıklılığın ancak bu cabakanın oluşmasından sonra başladığı, imaları hemen izleyen sürede "fabrika

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=