Heiııricb RAAB fırına ölçüm yapıyor. 3-4 hafta sonra demekten bir yetkili dokümanları kontrol etmeye geliyor. Her yıl tesise gidilerek ölçümle� yapılıyor ve şartnamelere uygunluğu denetleniyor. Dernek bakım yapına konusunda otoriteye sahip. Uygulamanın 3 avantajı var. Sürekli kontrol yapıldığı için yakıt tüketimi opti mal oluyor. Emisyon değerlerinin kontrol altında tutulması çevre açısından son derece olumlu bir konu. Yine cihazların sürekli kontrol altında tutulması sektördeki uygulamacılara iş sahası yaratıyor. Bütün bu standartlar sonucu Alınanya'da her yıl ortalama 500.000 konut yapılmasına rağmen l 976'dan beri yakıt tüketiminde bir artış gözlenmiyor. Bize düşen görev uygulamacı ve projecilere, karar mekanizmalarına gerekli bilgileri vermek ve onları ortak sorumluluğa davet etmektir. Süleyman BULAK : DOSİDER'in gerek uygulama gerekse standartlar konusunda yeterliliğin sağlanması ile ilgili çalışmaları var. Özellikle kentsel kullanımda doğal gaza çok fazla talep var. Şu an yeterli gazın olmamasından dolayı sıkmtı çekiliyor. Heinrich RAAB : Satış yaptığımız ülkelerde uluslararası anlamda standartın olmaması nedeniyle satışlarımızı öncelikle uygulamacı gruplara yaparız. Cihazlarımızı toptancılar üzerinden satmayız. Her kazarnmızı Viessmann'ın teknik servisi işletmeye alır. Sistemi işletmeye almadan önce yönetmeliklere uygun olup olınadığırn kontrol ederiz. Avrupa'da pek çok üretici örneğin, Türkiye gibi ülkelere ihracat yapmak için farklı ürünler imal ediyor. Viessmann, Avrupa ve ABD'de aynı anda, aynı cihazları ayrn fiyatlarla satıyor. Kendi ülkelerinde ileri teknolojiyi uygulayanların export ülkelerine daha geri teknolojileri satmasını yanlış buluyorum. Pek çok firma export ülkeleri için özel olarak fiyat Iistesi basmaz. Türkiye'deki orjinal fiyat listesi çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz ve Temmuz ayının başmdan itibaren fiyat listemizi müşterilerimize sunacağız. Süleyman BULAK : Türkiye pazarına girmenizde hangi faktörler etkili oldu? Türkiye'deki yapınız ve faaliyetleriniz hakkmda bilgi verir misiniz? Heinrich RAAB : Türkiye pazarına girmeden önce danışman firmalara araştırmalar yaptırdık. Türkiye'deki genel durumu ve ısı tekniği sektörünü inceledik. İlk gözlemlerimiz Ti.irkiye'de de modern e DOĞAL GAZ DERGİSİ SAY! 45 söyleşi bir teknolojinin kullarnlması gerektiği yönündeydi. Bunun yanmda Avrupa ile bağlantı kurmuş insanların "Neden biz Ti.irkiye'de Yiessnıann sistemlerini alamıyoruz" sözleriyle karşılaştık. Artan talebe karşı diğer ülkelerde yapılan hatayı yapmamalıydık. Gelişmiş bir teknoloji varken Türkiye'de eski teknolojinin uygulanması sözkonusu olamazdı. Genellikle fiyatı birinci derecede kriter alan yaklaşımlar var. Oysa başlangıçta çok ucuz bir cihaz almak yerine minimum 15-20 yıl kullanılabilen, yüksek verimli, çevre dostu sistemlere yönelmek gerekiyor. Dolayısıyla bu sistemlerdeki işletme maliyetleri ile karşılaştırıldığında iyi bir sistemin uzun vadede daha ekonomik olduğu anlaşılır. Yaklaşık olarak 150 kW'ı yani 130.000 kcal/saat üzerindeki kazanların yıllık yakıt masrafı kendi fiyatının üzerindedir. Süleyman BULAK : Türkiye'deki ısıtma sektörünün gelişimini nasıl görüyorsunuz? Faaliyet gösterdiğiniz diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda avantaj ve dezavantajlarmızdan söz eder misiniz? Heinrich RAAB : Türkiye'deki inşaat standart ve kalitesi heni.iz Batı'daki gibi değil, fakat kendi müşterilerinize yeteri kadar destek verip onlara ulaştığınız takdirde yapı teknolojisinde olumlu yönde gelişmeler elde edebilirsiniz. Müşterilerimiz, kurduğumuz ilişkiler sayesinde çok sık olarak Gebze'de merkemize eğitime geliyorlar, gördükleri yeni teknolojiler karşısında etkileniyor ve bu teknolojiyi kullanmak için gayret sarfediyorlar. Sektördeki dernek ve şirketlerin birlikte çalışması halinde diğer ülkelerde son yıllarda yapılan hataların Türkiye'de tekrarlanmaması mümkün olabilir. Ti.irkiye'de gerçekten büyük bir potansiyel var. 8
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=