■ değerlendirildiğinde ısıtma sistemlerinde zonlama yapılması büyük önem taşımaktadır. 2. Klasik sıcak sulu ısıtma sistemleri standard olarak 90/70 su sıcaklıklarına göre dizayn edilmektedir. Türkiye'deki uygulama da bu yöndedir. Ancak zaman içinde yakıt maliyetlerindeki artışlar ve enerji tasarrufu konusunun ulaştığı önem derecesi ısıtma sistemlerinde verimi ön plana çıkarmıştır. Bu doğrultuda daha düşük sıcaklıkta örneğin 70/55 çalışan sistemler giderek yaygın!ık kazanmaktadır. Bu sistemlerde düşük su sıcaklığına bağlı olarak verim yüksek olduğu gibi, konfor da daha yüksektir. Ancak klasik hesapla projelendirilen binalarda en soğuk havada kalorifer suyu sıcak! ığının 65-70 °C kadar ısıtılması yeterli olduğı için; pratik olarak 70/75 °C sistem zaten tesadüfi olarak uygulanmış olmaktadır. 55/70 sistemde artan ısıtıcı yüzeyleri dolayısı ile ilk yatırım maliyetleri 90/70 sisteme göre daha yüksektir. 3. İstanbul gibi büyük şehirler ele alındığında, şehir içinde bölgeden bölgeye önemli sıcaklık farkları vardır. Örneğin Karaköy ile Levent arasında 2 veya 3 ° C sıcaklık farkından söz edilebilir. Bütün İstanbul için tek bir dış hesap sıcaklığı kullanmak bu açıdan doğru değildir. Projecinin büyük şehirlerde bölgeler arasında 2°C'ye kadar dış sıcaklığı artırıp eksiltebiime insiyatifı olmalıdır. Aynı şekilde uygulamaya bağlı olarak da farklı riskler alınabilmelidir. Örneğin ASHRAEstandarlarında farklı uygulamalar için farklı risklere göre hesaplanmış dış sıcaklık değerleri kullanabilme olanağı vardır. Bir işyeri, bir konut veya bir hastane aynı riski taşımazlar. Hastanelerin en kötü koşulda tam ısınması (dış hava sıcaklığmın en düşük olduğu gece saatlerinde de) gerekir. Aynı şekilde sistem elemanlarını seçerken konutta % 1 00 yedekleme gereksizdir. Ancak bir hastane uygulamasında kesinlikle tam yedekleme düşünülmelidir. 4. Kesintili işletme yapılan yerlerde, özellikle hafta sonu evlerinde yapının ısıl kapasitesi mutlaka dikkate alınmalıdır. Kesintiden sonra sistem çalıştırıldığında, ısıtma sistemi sadece ısı kayıplarını karşılamakla kalmayacak, bütün yapıyı rejim sıcaklığına kadar ısıtacaktır. Hafta sonu evlerine girildiğinde evdeki radyotörlerdeki su, radyatörler, ortam havası, duvarlar ve eşyalar soğuk olduğu için evin ısınma süresi bazen bir güne varan sürelerde uzamaktadır. Dolayısı ile sadece ısı kayıplarını karşılayacak şekilde boyutlandırılmış bir ısıtma sistemi çok uzun zamanda rejime ulaşacak ve bu sürede insanlar üşüyeceklerdir. Bu depolama faktörünü gözönüne almak üzere hafta sonu evlerinde kazanı ve radyatörleri fazla koymak gerekir. Hafta sonu evlerinde radyatörleri %20, kazanı e O O Ğ A L G A Z O E R G İ S İ SAY 1 46 teknik bilgiler %25 daha büyük tutmayı tavsiye ediyoruz. Bu konuda bir başkaçözüm ise, önceden proglamlanabilen kazan sistemi kullanıp, eve girmeden önce kazanın çalıştınimasıdır. 5. İşyerleri gibi yine kesintili çalışan, ancak kesinti periyodu günlük olan yerlerde kazan ve rayatör kapasitelerini artırmak yerine başka bir yöntem bulunmaktadır. Bu yöntem elektroniğin ve otomatik kontrolun gelişmesi ile ortaya çıkmıştır. Günümüz gelişmiş kontrol sistemlerinde, örneğin Ecomatic 4000 sistemde, yapının dinamik davranışları belirlenmekte ve dış sıcaklığa bağlı olarak sistem, yapının kullanım saatinden belirli bir süre önce çalıştırılmaktadır. Akşam da aynı şekilde şartlara göre hesap yapılarak ısıtma mesai saatinden belirli bir zaman önce durdurulmaktadır. Böyle bir kontrolun kullanılacağı ısıtma sistemlerinde ısı yükü hesaplanırken kesintili çalışma artırımı yapman111 gereği yoktur. Hatta Ecomatic4000, kalorifer kazanını pazartesi günleri sabahında diğer günlere göre daha erken saatlerde çalıştırmaktadır. Ortam sıcaklığ111ın 20-22 °C değerine istenilen saatte (örneğin sabah 8.30 veya 9.00 da) ulaşabilmesi için ne kadar önce kalorifer kazanının çalıştırılması gereğini hesaplayıp, buna göre kazanı çalıştırmaktadır. Bu işlemi yaparken binanın yapısal ağırlığına göre bir hafta boyunca kayıt yaparak düzeltme faktörü uygulamaktadır. 6. lsı yalıtımı, önemi bilinen bir konudur. Enerji ekonomisi yanında dış duvarların iç yüzey sıcaklığını artırdığından, iç ortamın radyasyon sıcaklığı artar, yani soğuk cidar etkisi azalır. Bu konforu artırdığı gibi iç ortam sıcaklıklarını azaltma imkanı da verir. Böylece ilave yakıt tüketimini İstanbul şartlarında yaklaşık % 1 O mertebelerinde artırmaktadır. Burada özellikle ısı yalıtımının içten veya dıştan yapılmasının fayda ve mahzurları üzerinde durulacak ve dinamik olarak hesap yapıldığında aynı yalıtım değerine sahip olan duvarların içten ve dıştan yalıtılmalarına bağlı olarak ısı yüküne katkılarının farklı olacağı vurgulanacaktır. • Isı yalıtımı içten olduğunda en önemli sakınca kat betonlarının oluşturduğu ısı köprüleridir.Bu köprüler hem ısı kaybına neden olurken, hem de dış duvar döşeme birleşme noktalarında yoğuşmaya neden olabilmektedir. • Buna karşılık içten yalıtım ,duvarın ısıl atalet etkisini (yani ısı depolamasını) geniş ölçüde engeller. Dolayısı ile kesintili çalışan yerlerde, örneğin hafta sonu evlerinde önemli bir avantaj sağlar. Yani hafta sonu evlerine içeriden ısıtmayalıtımı yapılırsa, evin ısınma süresi daha kısa sürede gerçekleşir. • Dıştan yalıtımın en önemli dezavantajı uygulanmasının zorluğudur. Yalıtımı dış etkilere açık olarak dış tarafta oluşturmak mümkün değildir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=