Doğalgaz Dergisi 50. Sayı (Mayıs-Haziran 1997)

ı;ılduğunu, sorunlara hep birlikte bir bütün olarak yaklaşmamız gerektiğini bilgilerinize arz ediyorum. Saygılar sunuyorum. Üzeyir GARİ H (ALARKO Şirketler Topluluğu Başkanı) Sayın Başkan, sevgili dinleyiciler. Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Ben konuyu sadece Türkiye açısından değil, öncelikle makro olarak görmek istedim. Acaba Dünyo'do ne oluyor, biz Dünyanın neresindeyiz, kendimizi nerede görüyoruz, bizim için dışarıda oynanan oyunlar nedir, diye ciddi bir araştırma yaptım ve bu araştırma sonuçlarını bir kağıda döktüm. Eğer sayın başkanımız uygun görürse ben bu kağıdı meclise vereceğim. Geçenlerde Amerika Birleşik Devletleri'nde bir kongreye katıldım. İki gün devam eden bu kongre, ABD'nin dışında Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Uzakdoğu'da şubeleri bulunan, 300'den fazla kişinin enerji konusunda araştırmalar yaptığı, sivil araştırma kurulu tarafından tertip edilmişti. 16 yıl önce bir grup insan ile kurulmuş olan bu sivil örgüt, gün geçtikçe gelişmektedir. Araştırmalara verilen önem, iştirakçilerin sayısından belliydi ve muhtelif gruplar şeklinde yapılan toplantılarda, sorulu cevaplı çeşitli müzakerelerde araştırmaların sonucu olarak ortaya çıkan rapor taslakları �on şekline geldi. Başkanı Dr. Daniel !�rafından yazılan, Pulitzer Odülü'nü almış olan ve Türkiye'de de iş Bankası tarafından tercüme edilmiş olan bir kitapta dünyada cereyan etmekte olan tüm hadiselerin ana sebebinin petrol ve enerji olduğu yazıyor. Körfez Harbi'nin sonuna kadar dünyada olan hadiselerin, nasıl petrole dayalı olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Yapılan toplantılarda önümüzdeki 15 yıl için enerji konusunda, iyi-kötü, muhtelif senaryolar üzerinde durdular, bu senaryolara göre stratejiler önermeye çalıştılar. "Kuzey lrak'ta Cereyan Eden Sıcak Olayların Bir Tesadüf Olmadığı ve 1997 Kı şının Sonuna Kadar Bu Hattın Açılmamasının Dünya Piyasasına Egemen Ülke ve Şirketlerin İşine Geldiği", Söylenmektedir. Dünyada enerji üreten ve bunları dağıtan şirketlere de yol gösterdiler. Kongre sonunda; "Dünyanın enerji devlerinin hükümetlere olan baskılarıyla, Dünya ekonomisi dolaylı da olsa önemli değişikliklere sahne olacaktır," sonucu ortaya çıktı. Doğunun ve Batının enerjı devleri bu iki konuyu kendi çıkarları doğrultusunda önlemeye çalışıyorlar. Batının bilinen petrol devlerinin yanısıra Rusya ve BDT'nin Gaz şirketleri bu yapılanmada kıyasıya bir mücadelenin içine girmiş görünmektedirler. Acı gerçektir ki, ABD dışında enerjiye en çok gereksinmeleri olanlar, tabii kaynaklara sahip olanlar değil, bu da çelişkiler ve çıkar çatışmaları doğuruyor. Bugün için Çin ve Uzakdoğu'nun güneyindeki hızla gelişmekte olan ülkeler, önümüzdeki yıllarda enerjiye en çok ihtiyacı olabilecek ülkeler görünümündedir. Petrol rezervlerinin çoğunun Ortodoğu'do olması, ABD'nin bu yöndeki hakimiyetini muhafaza etmesini zorlaştırıyor. Bu bakımdan Orta Asya ve Kofkaslar'daki petrolün ve gazın ihtiyaç sahibi ülkelere erişebilmesi, bu doğal kaynakların fiyatını düşürecek ve ekonomik bir sorun ortaya çıkacaktır. Bu bakımdan bir yandan Orta Asya ve Kafkas petrollerini akıtmak en uygun çözüm olmayabilir. Bu ülkelerin de bu işi kendi aralarında Dogol Goz Dergısı .�· Agenda- • • : . . . çözümlemeleri imkansızdır, çünkü yeterli bilgi, plan ve imkanları yoktur. lron'ın d�stekler gibi göründü_ğü ve bu yüzden boykota uğradığı radikal lslam'ın, Ortodoğu Ulkelerine hakim olması halinde, ABD'nin bu konuda bir girişim yapmaya hazır olmaması onlar için sıkıntı yaratabilir. Dolayısıyla Kuzey'deki gaz ve petrol rezervlerini bir yerde saklı tutuyor. Bu bakımdan gaz ve petrol tüketiminde çok yavaş bir artış olacaktır. Cezayir gazının boru hattı ile Avrupa'ya ulaşması, artçın arz ve fiyat düşüşünü doğurabilir, bu da o ülkelerin işine gelmiyor. Japonya, Orta Asya gazının ve petrolünün Uzakdoğu'yo ulaşmasını istemektedir. Bu nedenle bu ülkelere ekonomik ve politik yatırım yapmaktadır. Orta Asya petrolü ve doğal gazı Afganistan, Pakistan yolu ile Uzakdoğu'ya erişebilir. Eski Sovyet boru ağı OrtaAsya petrol ve gazını batıya taşıyabilecek nitelikte değildir. Boru hatlarının kesişme noktası Grozni'dir. Orta Asya ve Kafkasya'da mevcut boru hatları Sovyet politikası gereği, buradaki ülkelerin egemenliğini en azından ekonomik bakımdan kazanmalarına mani oluyor. Azeri petrolü için kurulan, içinde Türkiye'nin de bulunduğu konsorsiyum şu anda sıkıntı çekiyor ve bu sıkıntıyı arttırmak doğal gazın işine geliyor. Azeri petrolünün batıya ulaşabilmesi için ideal bir yol olan, Bakü-Ceyhon Hattı Türkiye'yi çok güçlendirir. Bu hattın inşaatını isteyenler ve istemeyenler vardır, çok güçlü bir Türkiye görmek istemeyenler çoğunlukta. Belki bizim Rusya ile yakınlaşmamızı önleyecek başka ülkeler de var. Korodeniz'in altından geçecek olan Rusya-Samsun orası bir boru hattından bahsediliyor. Elektrikli odunun 2000'Ii yılların başında geliştirilmesi dünya petrol ihtiyaç_ dengesini alt üst edebilir ve bu konuda ciddi çalışmalar var. Ozel piller yapılıyor, depoyu benzin istasyonunda dolduracağınıza, pilinizi değiştirmeniz sözkonusu olabilir. O zaman benzin, rafineriler, boru hatları ne olacak? Bakü-Ceyhon Hattı maalesef tam olgunlaşmış değil. Türkiye'nin gaza şiddetle ihtiyacı var. Her saftan Türkiye'ye gaz akışını önlemek eğilimi hissediliyor. OECD ülkelerinin gerisinde kalmış ülkemizde yakın gelecekte bu konuda bir darboğaz görünüyor. lstanbul'un doğal gaz gereksinimi, l 980'Ierde yapılan tahminlere göre 800.000 m3/yıl olarak öngörülürken, yüzyılımızın sonunda bunun 1 O misline ulaşacağı hissediliyor. Türkiye'de mevcut akarsu ve göllerden elde edilecek enerji, artık azalmaya başladı. Bugün ülkemizde enerjinin daha çok doğal gaza dayalı santrallerde elde edilmesi gereği ortaya çıkıyor. Gerçi diğer enerjiler üzerinde de çalışılıyor ama şu an en revaçta olan enerji kaynağı doğal gaz. Öte yandan petrol ihtiyacı da gün geçtikçe artıyor. Gaz ve petrol fiyatları özellikle Avrupa'da, kış şartlarına ve özellikle Irak-Türkiye Boru Hattı'nın açılmasına bağlı olarak değişiyor. Bugünkü şortlarda petrol önemli bir artışla, 25 dolar seviyelerine ulaşmış bulunuyor. Irak-Akdeniz Boru Hattı'nın yeni açılmış olması ve lrak'ın kuzeyinde cereyan eden olaylar nedeni ile arada bir kapanır gibi gözükmesi bu fiyatın yükselme sebebi olarak görünüyor. Yani, eğer Irak bu hattı kapatırsa, o zaman petrol fiyatlarının yeniden düzenlenmesi durumu olacak. 195 Geçtiğimiz günlerde enerji konusunun tartışıldığı bir toplantıda, petrol fiyatını yüksek tutmak için Irak boru hattının arada bir kapanmasının bazı çevrelerin çıkarlarına uygun düştüğü söyleniyor. Bu arada söylenenler, Kuzey lrak'to cereyan eden sıcak olayların bir tesadüf olmadığı ve 1997 kışının sonuna kadar bu hattın açılmamasının dünya piyasasına egemen ülke ve şirketlerin işine geldiği şeklindedir. Burada her yıl için boru hattı geliri ve sınır ticareti gibi konularda 3-4 milyar kaybımızın olduğu söylenebilir. Ülkemizin güneydoğusunda cereyan eden olayların bu kayıplarda önemli bir rol oynadığı do inkar edilemez. Eğer boru hattı sürekli açık olsaydı ve lrak'la münasebetlerimiz devam etseydi, Güneydoğu'da bu hadise olmayacak ve orada ekonomik bir düzen meydana gelecekti. Bokü-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın yakın bir gelecekte meydana gelmesi bugünkü şortlarda pek Mo ıs-Hazıran97 Sa , 50

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=