Doğalgaz Dergisi 50. Sayı (Mayıs-Haziran 1997)

BÖLÜM-1 DOĞAL GAZLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER 1. DOĞAL GAZIN TARİHÇESİ Doğal gaz, ülkemizde yeni kullanılmakla beraber aslında çok eskilerden beri varve kullanılıyor. Doğal gazın geçmişi 5 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Dökümanlar Orta Asya'da "daimi alevler"den bahsederken, bugünkü doğal gazı anlatmaya çalışıyor. örneğin; isa'dan 3 bin yıl önce Sümer rahipleri açığa çıkan doğal gazdan tanrısal işaretleri görerek geleceği okumuşlar. İngiliz tarihçilerin raporlarına göre ise, doğal gaz kullanımı İ.Ö. 900'Iü yıllara rastlıyor. Kullananlar da Çinliler. Doğal gazın ısıtma amaçlı olarak kullanımına önceleri tuz ocaklarında tuz kurutmak için, daha sonraları evlerde ısınmak için başlanıyor. Tarihler 1815'i gösterdiğinde Charleston - Batı Virginida'daki bir tuz ocağında doğal gaz yatağına rastlanıyor ve doğal gaz ilk kez sanayide kullanılmaya başlanıyor. 2. DOĞAL GAZI TANIYALIM Doğal gaz; yeryüzünün alt katmanlarında bulunan, başta METAN (CH4) ve ETAN (C2H6) olmak üzere çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı bir gaz karışımıdır. Birincil enerjidir, yani çıkarıldığı haliyle kullanılabilir. Doğal gaz renksiz ve kokusuz bir gazdır. Bu sebeple, kullanıcının herhangi bir gaz kaçağını kolaylıkla farkedilebilmesi için içine çürük sarımsak kokusu veren THT (Tetra Hidra Teofen) maddesi katılmaktadır. Doğal gazın yanabilmesi için hava ile % 5 - % 1 5 arasında karışım yapması gerekir. Karışım oranı bu aralığın altında ya da üstünde olursa doğal gaz yanmaz. En iyi yanma karışımı % 9 doğal gaz ve % 91 hava şeklinde olduğu durumdur. Doğal gaz havadan daha hafif bir gazdır. Bu yüzden kapalı alanlarda sızma halinde yukarılarda toplanır. Gazların çoğu zehirlenmeye yol açabilir. Bu zehirlenmeler kabonmonoksit (CO)'e bağlıdır. CO kandaki oksijen ile yer değiştirerek kanın vücuda oksijen taşımasını önler ve böylece vücudun zehirlenmesine sebep olur. Doğal gaz ise karbonmonoksit içermediğinden zehirleyici değildir. Ancak kapalı bir ortamda çok miktarda bulunduğu zaman ortamda oksijen azalacağından boğulmaya sebep olabilir. Bu sebeple doğal gaz kullanılan ortamların mutlaka havalandırılması gerekir. Doğal gaztemiz birgazdır. Yandığında kül, karbonmonoksit ve kükürt bileşikleri oluşmaz ve çevrede asit yağmuruna sebep olmaz. Yalnızca karbondioksit ve su buharı oluşur. Bunun yanında azot oksit emisyonu diğer yakıtlara kıyasla çok azdır. Doğal gazın tutuşma sıcaklığı 650 °C'dir. 3. DÜNYADA DOĞAL GAZ Başlangıçta, daha çok yerel olarak kullanılan bu yakıt, Doğal Gaz Dergisi 244 özellikle 1970'Ii yıllardan sonra petrol fiyatlarındaki aşırı artış ile enerji sektöründeki yerini genişletmiştir. Uluslararası kullanımı sürekli artış göstermiş, üretici ve tüketici konumunda bir çok ülkenin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu değişim doğal gazın toplam enerji üretimindeki payını artırmıştır. Günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerinde birçok doğal gaz üreticisi ülke bulunmaktadır. Bugün Batı Avrupa'nın kullandığı doğal gazın %70'i Avrupa'da üretilmektedir. Geri kalanın %90'ını SSCB ülkeleri, %10'unu ise Cezayir karşılamaktadır. Başlangıçta sınırlı miktarda kullanımı olan doğal gaz, üretim artışıyla birlikte oluşan yoğun taleplerle evsel ısıtmanın haricindeki birçok değişik sektörde de tercih edilir hale gelmiştir. Doğal gaz 1989 yılında dünya toplam enerji tüketiminin %21'ini karşılar durumdaydı. Yine 1989 yılında, toplam enerji tüketiminde %2'Iik artış varken, doğal gaz tüketimindeki artış %4 olarak gerçekleşmiştir. Günümüzde dünya enerji tüketiminin %??'sini fosil yakıtlar karşılamaktadır, fosil yakıtların tespit edilen rezerv açısından gelecekteki kullanım ömrüne bakıldığında petrolün 45 yıl sonra tükeneceği görülmektedir. En uzun ekonomik ömre sahip fosil yakıt olarak görülen kömürün ise çevreye olumsuz etkisinin fazlalılığı sebebiyle, sadece belli alanlarda kullanımı zorunludur. Dolayısıyla mevcut durum itibariyle çevreye olumsuz etkisi minimum olan doğal gazın kullanımının artacağı açıkça görülmektedir. Çevre sağlığının bozulmasına ve hava kirliliğinin artmasıne engel olmak amacıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yeterli düzeye gelene kadar enerji ihtiyacının doğal gazdan sağlanması en sağlıklı çözüm olarak görülmektedir. Ayrıca teknolojik gelişmelerle yeni rezervlerin keşfedileceği ve buna bağlı olarak doğal gaz fiyatının göreceli olarak düşeceği tahmin edildiğinden, doğal gazın yakın geleceğin en önemli yakıtı olacağı düşünülmektedir. 4. DOĞAL GAZIN TÜRKİYE'YE GELİŞİ Türlkiye'de doğal gazın varlığı ilk defa 1 970 yılında Kumrular bölgesinde tespit edilmiş ve 1976 yılında da Pınarhisar Çimento Fabrikası'nda kullanılmaya başlanmıştır. 1975 yılında Çamurlu sahasında bulunan doğal gaz, 1982 yılında Mardin Çimento Fabrikasına verilmiştir. Fakat bu kaynaklardaki rezerv ve üretim miktarı düşük olduğu için yaygınlaştırılamamıştır. Türkiye'nin gelişmesine paralel olarak artan hızlı veçarpık kentleşme, sanayileşme, bunlara bağlı olarak oluşan çevre ve hava kirliliği ile 1970'Ierde yaşanan petrol krizi tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de alternatifkaynak arayışlarına itmiştir. Mayıs-Hazıran'97 Sayı 50 1

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=