Doğalgaz Dergisi 50. Sayı (Mayıs-Haziran 1997)

.. ········� • • • • • • • • 220 milyon TL olmaktadır. ( Her iki durumda da ısınma ve sıcak kullanma suyu vardır.) Bu durum anlaşıldığı için normal gelirli vatandaşlar merkezi ısınmayı tercih ettiklerinden, 1997 ve sonraki yıllarda kombi satışında büyük bir artış beklenilmiyor. Yerli kombi üreticileri de teknoloji ve kapasitelerini yükselteceklerdir. 2. Doğal Gaz Cihazları Pazarında Kalite ve Sorunları Nelerdir ? İthal edilen kazan-kombi-şofben sayısındaki marka ve model çokluğu, satılan cihazların satış sonrası hizmetlerinin azlığı, kazan verimi ile kazan dairesi veriminin kasten karıştırılarak tüketicinin aldatılması en önemli sorunlardır. Türkiye'ye ithal edilen kazan ve ·kombilerin Türk Standartlarına uygunluğu ve kalite düzeyleri ciddi bir şekilde denetlenmemektedir. Türkiye'de üretilen kazanların TS430-TS377-TS497'ye uygun olmasının mecburi olduğu, gerekli denetleme tebliği ve Türk Standardları (TS4040-TS4041) yayınlandığı halde yeterli denetleme yapılmıyor. Mühendis çalıştırıp projeli üretim yapan firmaların yanında,bir usta iki çırak ile projesiz çalışan atölyeler haksız rekabet yaparak ciddi çalışan firmaların gerekli şekilde gelişmesini önlüyorlar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı mecburi standart olan TS497'deki 40.000-4.000.000 kcal/h sınırını, 238.0004.000.000 kcal/h sınırına çekerek en çok kullanılan 40.000-238.000 kcal/h kazanları mecburi standart kapsamından çıkardı. Böylece projesiz-kalitesiz, en önemlisi basınçlı kap olup patlama tehlikesi olan kalorifer kazanları, çok az yapılabilen devlet kontrolünden de çıkarıldı. Yani kim, nasıl kazan yaparsa, ürününe hangi kapasite etiketi koyarsa ve kazanın ısıl verimi ne olursa olsun, kaça satılırsa satılsın devlet ilgilenmeyecek. Tüketici %85-92 verimli kazan yerine, %70 verimli kazan kullanarak, %20-25 daha fazla yakıt kullanacaktır. 200.000 kcal/h etiketli kazan, gerçekte 150.000 kcal/h ise ve kalitenin kontrolsüzlüğünden kazanın ömrü kısalır. Basınçlı kap olan kazan, kullanmada can tehlikesi yaratacak ise, bu devleti ilgilendiren bir olay olmayacak mıdır? Öbür taraftan 1.1.1996'da Avrupa Gümrük Birliği'ne girdik. Kalorifer kazanları ve cihazları sıfır gümrükle ithal ediliyor. Daha önemlisi 2001 yılından sonra can, mal ve çevre güvenliği bakımından çok önemli olan CE işareti olmayan kazanlar Türkiye'de kullanılmayacak ve satılmayacak. Avrupalı kazan firmaları, Türkiye'deki imalatı denetleyip, üretim ve satışımızı yasaklayacaklardır. Ürünlerimizi Avrupa'ya da ihraç edemeyeceğiz. Merkezi ısıtmada kalorifer kazanları en büyük ünitedir. Çelik kazanlar 1950'den, dökme dilimliler 1958'den beri Türkiye'de üretilmekte ise de, son 1O yılda ciddi •••••••••• talep artışına paralel olarak üretim yerleri sayısı da hızla arttı. Ancak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Çalışma Bakanlığı ve TSE'ce denetimler gereği gibi yapılmadığı için, ortaya çıkan haksız rekabet ve kalite düşüklüğü nedenleri ile üretim yerleri gerekli teknik düzeyde büyüyemedi ve teknolojilerini geliştiremedi. Son 67 yılda yurt dışından gelen haksız reklam kampanyası karşısında, 1.1.1996'dan beri de gümrüklerin sıfırlanması ile yerli kazan üretimi yapan 10-15 firma daha da zor duruma geldi. 2001 yılında CE işaretinin zorunlu hale gelmesinden sonra, ayakta kalabilen kazan üretim tesisleri de yabancılarca satın alınarak, üretimlerine devam edeceklerdir. 3. Doğal Gazın Konut ve Sanayiye Satış Fiyatları ve Zamlar Hakkında Ne Düşünüyorsunuz? Çevre kirliliğini, dolayısıyla kış aylarında şehir ve kasabalardaki hava kirliliğini önlemenin bu gün için uygulanabilen en kolay yolu konutlarda ve sanayide doğal gaz kullanmaktır. Kömür, fuel-oil ve mazot kullanıldığında ilave ve pahalı yatırımlarla hava kirliliğini azaltabiliriz. Ancak yatırım, bilgi, beceri ve en önemlisi hükümetten sade vatandaşa kadar hepimizin ciddi, disiplinli ve mevzuatlara uygun hareket etmemiz, birbirimize saygılı olmamız gerekir. Trafik sorununda olduğu gibi, biliyoruz ki, bu ciddi hususları çok konuşuyor, ama hiç uygulamıyoruz. Türkiye 1O yılda elektrik enerjisi darboğazına geldi. Enerji darboğazına en kısa süreli ve kolay çözüm doğal gaz çevrim santralleridir. Ancak sanayiciler, dizel elektrojen grupları satın alarak, kendileri ve Türkiye için en pahalı çözümü seçmekle önemli derecede hata yapıyorlar. Konut ısıtmada ve sanayinin buhar ihtiyacında ve de elektrik enerjisi üretiminde en kestirme çözüm doğal gaz kullanmaktır. Fakat, doğal gaz yurdun her yerinde ve yeterli miktarda bulunmamaktadır. Sibirya'da, Afrika'nın, Asya'nın göbeğinde, Arabistan çöl ve denizlerindedir. Oralardan Türkiye'ye getirmek için zaman, para, bilgi, beceri ve ciddiyet gereklidir. Türkiye'ye gelen gazın yurt sathına dağıtılması için binlerce kilometre boru hatları, basınç düşürme ve pompa istasyonları, şehir ve kasaba yollarında boru şebekeleri, sahillerde gazlaştırma istasyonları gereklidir. Yaz-kış ve gece-gündüz tüketimleri özellikle şehir ve kasabalarda büyük farklılıklar gösteriyor. O halde milyonlarca m3 kapasiteli doğal gaz depoları gereklidir. Para; kredi y_anında kendi tasarrufumuzla oluşacak, yani BOTAŞ-IGDAŞ-EGO gibi kuruluşlar vatandaştan para tahsil edecek, bilinçli harcayacak, tasarruf yapacak ve birikimleri bu yatırımlara harcayacaklardır. O HALDE doğru harcanmak şartı ile doğal gaz satış •••••••••• 271

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=