Güncel Detroit'teki bir reaktör daima zarar eden bir müessese, çünkü çok arıza çıkıyor. ABD veya oradaki elektrik firmaları bunu karşılayabilir ama bu Türkiye için çok büyük bir yük olur. Onun için ben ihtiyatla nükleer enerjiye geçilmesini öneriyorum. Genellikle nükleer enerjiye karşı değilim. Mesela; Taiwan'a gittim. Orada dört tane reaktör vardı. Bir tanesi hemen denizin kenarında, giriş ve çıkış sıcaklık farkı l 0° civarın daydı. Bana hiçbir negatif çevre etkisinden bahsedilmedi. Normal çalıştığı müddetçe bunun büyük bir problem oldu ğunu zannetmiyorum. Çevreye hiç zarar vermeyen nükleer santraller gördüm. Süleyman BULAK: Biz DOSİDER olarak bir argüman geliştirdik şu anda. Türkiye'de doğal gaz sektöründe çok büyük bir talep var; hem endüstriyel hem domestik olarak. Türkiye'nin şu andaki BOTAŞ'ın ifadesiyle doğal gaz arzı 7.9 milyar m 3 . Ama bunun %53' ü elektrik üretiminde kulla nılıyor. Bizim de geliştirdiğimiz argüman; elektrik üretimine tahsis edilen miktarın diğer ihtiyaçlara yöneltilmesi ve özel likle nükleer elektrik enerjisi üretimiyle, doğal gazın elektrik enerjisi üretimine tahsis edilen miktarının öbür kesimlere aktarılması sureti ile talebi karşılayabilmek. Herman Bey'in dediği gibi LNG terminalleri yapmak ve LNG olarak gazı getirmek gibi projeler yürürlükte kalacak. Bizim şu anda çok büyük bir bilince dayanmayan, ama hükümetin de bu konuya dikkatinin çekilmesi bakımından, elektrik üretiminin başka kanallardan, ithal edilerek veya daha değişik şekil lerde sağlanması için bir argümanımız var. Duran ÖNDER: Çok teşekkür ederim. Biz şu anda bir derginin 50. sayısının kutlamasını yapmıyoruz. l O yıllık beraberliğimizi kutluyoruz. Bu gerçekten sektöre vurulmuş bir damgadır ama bunu sadece bir dergi çıkarmak olarak görmeyel im. Özellikle Süleyman Bey'in şahsında doğal gaz sektörüne yapılan büyük bir hizmettir. Yaptığı mız üç tane seminer var: Çerkezköy, İzmit ve Eskişehir'de. Benim zaten mali hiçbir çıkarım yok. DOSİDER de öyle, tamamen sektöre hizmet etmek amacıyla kurulmuş ve bugün yerine oturmuş bir kurum. Bugün Türkiye'de yılların çok eski tesisat mühendisleri henüz bir · araya gelmiş durumda değil. Termo-dinamikçiler defalarca geldiler, ama bir birlik ve devamlılık yok. Bunun paralelinde Rezzan Hanım'ın teklifini ben yıllardır kalbimde taşıyorum. Türkiye'de LPG l 963'ten beri kullanılıyor. Ve bugün bahçe musluklarıyla ve hortumlarla bağlanıyor birbirine. Hiçbir kural yok ve maalesef TSE de işin bilincinde değil, doğal gaz değil; gaz standartları çıkmalı. Bugün Avrupa'daki standartları ortaya koyarsak, doğal gaz için belli kullanım yerleri vardır. Fakat biz hala doğal gaz peşind�yiz, LPG arkadan geliyor. LPG'cilerin de bir derneği var; "DOSİDER'in dışında sektörü nasıl avucumuzda tutarız" diye düşünü yorlar. Tahmin ederim Doğal Gaz Dergisi veya sektörolarak biraz daha gayret gösterirsek ve konuları doğal gaz olarak değil de gaz olarak derinleştirirsek belki bir yerde TSE'nin de oraya yöneleceğini düşünebiliriz. Çok teşekkür ederim. Ömer OĞUZ: Ben bir şey söylemek istiyorum. Doğal gaz sektörünün ve dergimizin gelişmesine büyük katkısı olan ve aramızdan va kitsizce ayrılan Nail YÜRÜTKEN kardeşimizi anmanızı isterim. Nur içinde yatsın. Cehit ÖZGÜR: Doğal Gaz Dergisi'nin ismiyle ilgili olarak yapılan eleştiriyi herhalde gözönüne alacaklar, fakat orada çok da acele edilmemesini düşünüyorum. Çünkü bazı isimler isimdir, altında birçok şey yatar, şu anda yatıy0r. Doğal Gaz Dergisi'nin kapağındaki logosunu incelersek; ilk aşama yukarıdaki ismin altında "Uluslararası Enerji Teknoloji veTesisat Dergisi" deniyor burada. Arkada; "Natura! Gas lnternational Energy Technology And lnstallatıons Magazine" deniyor. Oradaki "Natura! Gas" kısmı değiştirilebilir. Ve hakikaten derginin amaçları içinde yatan gazların tümü yer alabilir. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz. Doğol Gez Der isi 59 Mo ıs-Hozıron'97 Sayı 50
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=