Doğalgaz Dergisi 51. Sayı (Temmuz-Ağustos 1997)

girmesiyle, 19. yüzyılın egemen yakıtı kömürü tahtından indireli . Bu değerli yakıt, bir yandan kent yaşamının, yani sanayileşmenin temel girdisi, öte yandan ela, modern tarımın dayandığı gübreciliğin, doğal gaz ile birlikte temel bileşimidir. Ulaşımın temeli de gene petroldür. Girişte elimizden geldiğince öze lamaya çalıştığımız petrolün paylatşbımaşılnıkalayrölan eö l n i k e b m ü i y n ü i v k u ç r ı g k u ar kavgaları; Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'nı izleyen soğuk savaş yıllarında da, uluslararası petrol şirketleri ile gelişmekte or ı lnaı nn üa lrkdeı nl edr aanr adsaı n idl ka "tsüı cma kş i"d db eu tni ai ll eı ms ügrednüe. p Soetğr uokl ys aü vz aüşn yd ıella n, Kuveyt'in işgali ve "Körfez Krizi" ile Dünya gündemine bir kez daha geleli. REZERVLER, ARZ VE TALEP Gerek kamuoyunda ve gerekse sıkça gördüğümüz kadarı ile medyada, dünya ham petrol rezervlerinin çok yakın bir gelecekte tükeneceğine yönelik yanlış bir bilgilenme vardır. Bunun ela ötesinde, rezerv kavramına yönelik bir karmaşa ela söz konusudur. "Yerinde petrol", "ispatlanmış rezerv", "olası rezerv" ya da "üretilebilir rezerv" kavramları bilinçli ya ela bilinçsiz birbirine karıştırılmaktadır. Biz, pratik anlamda ddaayhaalıgoelçaerarlki bbairzıkraavkraammlaorlvan üreti lebilir rezerv kavramına ereceğiz: - 1995 yılı itibarı ile Dünya üretilebilir rezervi 1016.9 milyar varildir. - Dünya günlük ham petrol üretimi yaklaşık 67.5 milyon varildir. - Dünya günlük ham petrol tüketimi de yaklaşık 67.5 milyon varildir. v o K a r o a r n s n u a l y a y a r ıl ı nı d r a s a a h b ) a ö k p lü a ra ç n t mi y k e ı b l s l a ı i, k k a (t rcüakkeot i lmu r sma ki k, tr ea zr learrvı nl eı nr i ns ya bı l li tı k kt aü lkaectai mğ ı ezerv kaldığını gösterecektir. Bu oranlama Dünya için yapılırsa, mevcut üretilebilir rezervlerin yaklaşık 43 yıl yeteceğini ifade etmektedir. Tüketim eğilimlerinin nüfus artışına, endüstriyel gelişime paralel artacağı haklı olarak düşünülmektedir. Bazı kuramsal çd ea l,ı ş1m9 a8l4a-r9b4 ud öanr teı şmyi üi çzidneysıilnl ı ik yoırl dt aal a%m3a aorltaı şr aykü zvdeersmi yeakltneı zics ae % 1.2 (yüzde bir nokta iki)'dir. Burada; petrol fiyatlarından enerji tasarrufuna, enerjinin daha verimli kullanımına ve doğal gazın ya da diğer alternatif kaynakların genel enerji üretiminde artan payına kadar birçok etken söz konusudur. Petrol rezervleri açısından vurgulanması gereken diğer bir husus da bu rezervlerin yeni keşiflerle olduğu kadar, uygulanan ikincil-üçüncül üretim yöntemleri ile mevcut rezervlerin üretilebilme faktörlerinin (Recovery Factor), yani sonuçta petrol rezeNlerinin artıyor olmasıdır. Son yıllarda rezervlerdeki artış miktarı, tüketimdeki artışlardan çok daha fazladır. Somut bir örnek vermek gerekirse, 1985Doğol Goz Dergisi 217 Agenda 1p e9 t9r0o l yt üı l lkaer tı i ma riays aı nkdl aaşkı ki 51 3y5ı l lmı ki l syüarrevçat er i,l dt ior .pBl aumn aDk üa nr şyı na, ha aymn ı dönemde, dünya üretilebilir ham petrol rezervlerine eklenen m ür iktar 303 milyar varildir. 1980'li yılların başında Dünya etilebilir ham petrol rezervi 650-700 milyar varilken, 1 987 yılında Ortadoğu ve Vene tar 900 milyar civarına, 1 9z9u5eslloa'nduaiktiibbaüryı iülek dk ee şai fzl eör nl ec eb u b em l i i r k ttiğimiz gibi, 1 0 1 6. 9 milyar varile yükselmiştir. Başta Azerbaycan ve Kazakistan olmak üzere yeni bağımsızlıklarını bkauztaanbalonyOu rdtaahAasydaaDiyeimvlestlerinin zengin petrol rezervleri de er yapmaya adaydır. BP ve SHELL t3a5r0af-ı4n1d0anmyilaypaırlavnabriilryçeanlıişmk a önümüzdeki yakın gelecekte, eşif bekle tadır. Buna karşın, petrolün ek o n o mni kt i soi lnair aokr t akyual l aknoı yl mmaayka başladığı ilk günden bu yana geçen yaklaşık 1 00 yıllık süreçte, aürraedt ial ebn epl ierttmroel üknk ıyyaaksllaa şmı ka 6a8ç1ı s ı mn di alynarbvi rafriikl ior vl deurğeubni l eucdeak tbi r u . Dolayısı ile rezervlere, olası yeni ke lbeirrepbirlikte bakıldığında, Dünya'claş4if5le-5re0, yüırlektaimdavrebtirüsküerteimde etrol arz sorunu olmadığı görülmektedir. sPoert ruonl eu ni dl i şakni nç os ok ,r ubnul adr ıonğsaal vzaeşnl agriı nn l i ğn ei nd ceonği roalfmi da as ığ, ı al ı rmz ı-nt adl ae np ve paylaşım kavgasından kaynaklanmaktadır. Bir başka biçimde ifade edilirse ları, petrolün bittiği (va ela ba�la, czlaığmı)annozkatamdaann ü,likzeillmereinktseın d ı i r r. ROERZAENRLVAlRÜIR(METilİM[TÜKETİM l'.ar vari[l ( 1995) OLU 1 aP.Zf.lV 1 1 AID ]t.6 INGLTU.f. t l 4j AVRUPA 17.7 IIUSYA " VENZUEL '4.S ÇIN " o.ooı:u 1 ,s,.s TOkKlYE OJ 1 ORETIM ııo TOl<t:TM l.OJ ı •. , �il ı.oı 4J .... ı..cı . 7.l �" 2.U i ]1.6 l.07 LOJ J ,u 1.16 .... i ll ! Ut 7.Jl ..... 1.41 o.ozs Ll< 0.19 l/T u �, 3.16 45.1 41.4 19.1 ... 1 l.l - .. - -- - - - - .. - Şekil-3: Bazı Ulke ve l:iölgelere Cöre 1-ieLerv-Ureliın/ / üketiııı Ueııgeleri Dünya petrol rezervlerinin % 65'i Ortadoğu Bölgesi'ndedir. Mevcut rezerv ve üretim düzeyi ile bu bölge petrolü 92 yıl yetecektir. Bölgenin tüketim miktarı ise çok daha düşüktür ve Ortadoğu Bölgesi ülkeleri rezervlerini yalnızca kendi tüketimleri için kullansalar, mevcut rezervler 466 yıl yetecek miktardadır. Ayrıca bu bölgede petrol üretim maliyetleri ele son derece düşüktür. Bu örnekten hareketle, başta Ortacloğu Bölgesi olmak üzere, son yıllarda ela Hazar Bölgesi petrolüne yönelik ülkeler ve uluslararası şirketler arası sıcak savaşı zorlayan gelişmelerin nedenine bölgesel rezerv-üretim/ tüketim değerlendirmeleri ışık tutacak önemli bir parametredir. Söz Hazar Bölgesi petrolüne gelmişken, bu bmöaldgdeedleekriindçeanlışbmirai olalraan vBae medyada en önemli gündem kü-Ceyhan ya da Hazar-Akdeniz boru hattına kısaca değinmekte yarar vardır: Temmuz-Ağustos'97 Sayı 51

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=