•••••••• ki tüm ülkelerde kronolojik bir paralellikte yaşanmam ıştır. "Avrupa Topluluğu" konseptine rağmen, her Avrupa ülkesi, kendi şartlarına, hayat standardına, gel ir seviyesine, klimatik konumuna ve sanayisinin mukayeseli rekabet avantajına göre ortaya çı kmakta olan bu teknolojilerden seçerek ve kendi şartlarına uydurarak en ekonomik kulla nım ı sağl a m aya çalışmıştır. Böylelikle ge li ştiri l en teknoloji leri halkı için en ucuz, en faydalı ve anlamlı şekilde kullanmışlardır. Gözümüze çarpan en ibret verici olgu ise seçtikleri teknolojiyi ihtiva eden ürünleri değil, teknolojilerin kendisini ithal ederek tüketicilerine sunma rasyone li iğini göstermişlerdir. 1992'ye kadar ORTAK PAZAR ve daha sonra da AVRUPA TOPLULUĞU olmalarına rağmen, her ülke, tesisat malzemeleri ve iSi CİHAZLAR! ile ilgili kendi NORM, YÖNETMELİK ve ŞARTNAMELERİ Nİ kendi sanayisinin yapısına, tüketicisinin şartlarına, konfor gereksinimlerine ve milli gelirine göre şekillend irmi ştir. Bu şa rtn ame l erdeki malzeme ve cihazla r ın maliyetlerine direkt tesir eden gerek konstrüktif özellikleri, gerekse malzeme ve performans değerlerini sektörün teknoloji ve gelir seviyesinin biraz üzerinde ancak erişilebilir bir noktaya konması na azami gayret gösterilmiş, ısı ve tesisat mühendislerinin beyin gücü yaratıl m ış teknolojinin kendi ülkesindeki cihazlara uygulanmasına yönlendirilmiştir. Bu uygulamaya devlet, yerel otoriteler, üniversiteler, meslek kuruluşları, bakanlıklar ve örgütleri ile önayak olmuştur. Bu konuda özellikle FRANSA, İTALYA ve İSPANYA son derece akı llı davranarak İSVİÇRE, ALMANYA ve HOLLANDA'da gel iştirilen teknoloj ileri kendi ülkelerinde uygu l amış, cihaz olarak diğer ülkelere geri satmayı başarmışlardır. Ticari istatistiklere bakacak olursak İTALYA pazarındaki tesisat malzemesi ve ısı cihazlarının ancak yüzde onikisi ALMAN mallarından müteşekkildir. Bu oran FRANSA'da yüzde sekizler mertebesindedir. Türkiye'ye döndüğümüzde sadece ısı kazanlarında İSTANBUL piyasasının yüzde kırkını n muhtelif Avrupa ürünleri ile doyurulduğu görülmektedir. lsı ve tesisat mühendislerimiz, i.iniversitelerimiz, devlet 1 •••••••• kurumlarımız, proje müelliflerimiz teknolojiyi marka ile özdeşleştirerek ithalini teşvik etmekte, böylelikle hem ülkenin kıt kaynakları israf edilmekte ve daha önemlisi mühendislik sadece malzeme ve marka seçmek seviyesine indirgenerek pasifize edilmektedir. Son yedi yıl içerisinde TÜRKİYE'de üretilebilen, fakat Avrupa'dan ithal edilen sadece ısı cihazları tutarı 800 milyon Amerikan dolarıdır. Bu meblağın yaklaşık 1/ 2'si aynı cihazların TÜRKİYE'den temini halinde ödenecek rakamdır. Aradaki fark nakliye, stok maliyeti ithalatçı marjı, marka ve reklam marjlarına ödenmiştir. OECD verilerine göre 400 milyon Amerikan doları gelir, 30.000 kişi l ik istihdam kapasitesine eşittir. Türkiye ısı ve tesisat sektörü bu istihdam imkanını ku l lanamamıştır. Piyasadaki başta proje müellifleri, meslek odalar ı ve ilgili devlet kuruluşları bu konuya eğilmedikleri takdirde sektör için çok büyük gelişme ve istihdam· imkanı elden kaçacak ve kimya, elektronik ve madencilikte olduğu gibi tesisat ve ısıtma alanında da uydu montaj sanayii statüsünde kalınacaktır. Oysa Avrupa'ya ödenen 800 milyon Amerikan do ları nın sadece 1/10'u alınan ürünlerin teknolojisini yakalayıp gel işti rmeye yeterli bir kayn aktır. Diğer birçok ala.nda olduğu gibi tesisat ve ıs ı mühendisliğinde de Türkiye kaynak ve beyin gücü olarak gerekli atılım ları yapmaya hazırdır. lsı ve tesisat sanayi sektörü dünya kalitesinde mamül üretmeye başlam ı ştır. Bu süreci hızlandırmak için yap ı lmas ı gereken, tesisat mühendisleri, proje müellifleri, üniversiteler, meslek kuruluşları, yerel otoriteler ve ilgili devlet kuruluşlarının sektörümüze hakettiği saygıyı göstermesi, tüketici nezdinde kendi sanayimize verdiği destek ile istihdam ve teknoloji geliştirmeyi motive etmesidir. Ku rumlarımızın sanayimizle yapacağı bu işbirliğinin neticesinde Türkiye Tesisat ve l sı Sektörü bugünkü Batı hayran lığı ve marka tutkunluğundan sıyrılarak NET İHRACAT yapan kalkınmada lokomotif bir sektör haline gelecektir. Gümrük Birliği ve Avrupa Topluluğu sürecini lehimize çevirmenin yolu bu işbirliğinden geçmektedir. 259
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=