Doğalgaz Dergisi 55. Sayı (Mart-Nisan 1998)

Şimdi bu 1 50 dolarlık petrol, Avrupa ortalamasına göre 950 dolara tüketiciye intikal ediyor. 1 50 dolara alınan petrole 1 00 dolar rafinaj ve hizmet ücı-eti ekliyorsunuz; 250 dolaı·a geliyor. Ve bunun üzerine Avrupa ortalamasına göre 700 dolar vergi koyuyorsunuz. Türkiye'de şu anda bu vergi miktarı 345 dolar. İşte petrol sektörC111C111 en can alıcı noktası budur. Petrolü üreten ülke mi zengindir, tüketen ülke mi zengindir? Tüketen ülkeler bugün sanayileşmişse ve refah seviyesine ulaşmışsa bunun sebebi; son 40-50 yılda petrol sektöründen kendi bütçelerine aldığı, bütçe çerçevesi içerisinde yatırı ma dönüştürdüğü ve vatandaşlarına verdiği ücretlerdir. Basit bir örnek olarak; İtalya'yı düşünC111. İtalya,yılcla 100 milyon ton petrol tüketiyor. Buna karşılık 15 milyar dolar para ödüyor. Fakat bütçesine 60 milyar dolar vergi alıyor. Gelelim Türkiye'ye... Türkiye ithal ettiği petrole 3.4 milyar dolar para ödüyor. Bütçesine aldığı para 1 O milyar dolar. Bugün Türkiye'de petrolün faturası 3.2 katrilyon liradır. Vergi ve fonlar olarak aldığımız paı·a ise 1 katrilyon 880 trilyon liradır. Türkiye bugünlere gelirken hangi aşamalardan geçti ve Türkiye ekonomisi ne derece zarar etti. "Bugün niye enerji darboğazına geldik?" meselesi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Türkiye, serbest piyasa ekonomisine 25 yıl önce geçmiş ve belki son 15-20 yıldır bu yeni ekonomik sistemi daha açık seçik uygulayan bir ülkedir. Petrol sektöründe eğer entegre olduğunuz ülkelerin dış111da hedıangi bir negatif sübvansiyona gittiğiniz anda; sizin bCıtçe ve yatırım kayıplarınız kendiliğinden ortaya çıkar. Bunun diğer bir· örneği de şudur: petrol üreten ülkelerde petrol sudan daha ucuzdur. Neticede o ülkelerin hiçbiı·i gelişmesini ve sanayileşmesini tamamlayamamış ülkelerdir. Son altı aydır "Hükümet gelir gelmez, petrole zam yaptı" düşüncesiyle kamuoyundan şikayetler gelmektedir. Evet, Haziran ay111da o günün rakamlarıyla devletin bir yılda alacağı vergi 850 trilyondu. Yapılan son zamlarla petrolden alınacak olan vergi 1 .850 katrilyondur. Yeni 1 katrilyon liralık biryükün altına girdik. Bu yükün altına girdik ama bu; Türkiye'nin gelişmesine ve Türk milletinin refahına olacaktır. Türkiye 1973'1ü ve 1983'lü yıllarda iki tane anlaşma yapmıştır. Bunlardan birisi Irak-Türkiye ham petrol boru hattı , diğeri doğal gaz boru hattıdır. Ve o zamanlar Türkiye, musluk dışarıdayken bile böyle büyük projelere imza atıp gerçekleştirmiştir.Türkiye bugün, Türki Cumhuriyetler'clen, Kafkas ülkelerinden gelecek petrol Doğal Gaz Dergisi 243 Agenda için gereken projeleri gerçekleştirmeye aday hale gelmiştir. Aday halinin ötesinde artık bunları gerçekleştirmek mecburiyetindedir. Bu sabah verilen rakamlara göre Türkiye, bu gelecek olan petrol ve doğal gazı 201 O ve 2020'li yıllarda tüketecek kapasiteye gelecektir. Türkiye belki enerji hammaddeleri yönünden fakir bir ülkedir, ama çevresindeki ülkeleı·in sahip olduğu petrol ve doğal gaz zenginliği Allahın bir lütfudur. Ve bundan en seri şekilde istifade etmelidir. Bu projeleri onlar yapmasalar bile, Tüı·kiye sahip çıkmak dmumundadır. 1974 yılında lrak'la yapılan anlaşmamız sırasında Türkiye "1 O milyon ton petrol alırım" ifadesini kullandı. Ve Türkiye daha sonra Irak boru hattından 15 milyon ton mertebesinde petrol aldı. Benim özetle söylemek istediğim hadise şudur; enerjiyi ne kadar çok kullanırsanız, geliriniz o kadar çoktur, bütçeniz o kadar şişkindir. Bunun geri dönüşümü; hem yatırım, hem hizmet, hem ele hayat seviyesi olarak en yüksek noktadadır. Avrupa'claki ortalama enerji tLJketimi 5000 kg-petrol'clür. Ben 1000 kg'claysam demek ki benim sanayim 5 kat daha artacak demektir. Yani 5 kat daha fazla enerji üretim tesisleri kurmak durumundayız. Biz bugün, 20 bin megavatlık enerji üretimimizi 100 bin megavat'a çıkartmak durumundayız. Ve mevcut bütLJn sanayi tesislerinin yanında 5 kat sanayi tesisi daha kurmak durumundayız. Bunun sonucunda ela; TCırkiye'de ne işsizlik, ne enerji, ne de döviz problemi kalır. Tür-kiye, böyle bir ortama gelmek durumundadır. Biz TOrkiye olarak serbest piyasayı kabul etmekle birlikte, bunun gereklerini yerine getiremedi!<. Bazı temel kanunların dışına çıkamıyoruz ve sanayimizi, enerjimizi cezalandırıyoruz. En önemli konu bizim bu duruma gelmemizi engelleyen hatamızın ne olduğudur. Vermek istediğim mesaj şu: Biz Türkiye olarak serbest piyasayı kabul etmekle birlikte, bunun gereklerini yerine getiremedik. Bazı temel kanunların dışına çıkamıyoruz ve sanayimizi, enerjimizi cezalandırıyoruz. Sayın Korel AYTAÇ bir nebze temas ettiler. Avrupa, fuel-oil'i benim fiyatımın %30-40'1 altında fiyatla sanayisine veriyor. Türkiye olarak biz fuel-oil'i % 101 vergiyle santrale veriyoruz. Kendi sanayimizi cezalandırıyoruz. Diğer, beyaz ürün elediğimiz benzin ve motorinde ise her zaman Avrupa fiyatlarının %40-50 altında seyretmişizdir. Bugün,%10 seviyelerine gelmiştir. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Teşekkür ediyorum. Mart-Nisan '98 Sayı 55

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=