Güncel hattının da kapasitesi arttırılacaktır. Şimdi 27 milyar 1113 gazı temin edebilmek için başka kaynaklaı·a müracaat edilmesinde zaruret var. Bu sebeple İran'la bir doğal gaz anlaşması yapıldı. Bu anlaşmaya en başta ABD'den itiraz geldi. Nitekim, değişik seviyedeki Amerikalı yetkililer Bakanlığımıza müracaat ederek, bir terörist ülke olan İran'la böyle bir anlaşma yapılmanıası gerektiğini, başka alternatif kaynaklardan doğal gaz temini için ABD'nin yardıma hazırolduğunu ifade ettiler. Biz kendilerine şunu ifade ettik; dedik ki: "Bizim çok süratle doğal gaza ihtiyacımız var. Ve en süratli temin edebileceğimiz yer de İran'dır. Siz İran'ı bir terörist ülke olarak ilan ettiğinizi söylüyorsunuz. Hatırladığımız kadanyla, terörist ülke olarak ilan ettiğiniz ülkelerden biri de Suriye'dir. Anıa Amerika'nın milli menfaatleri gerektirdiği için, o dönemin Dışişleri Bakanı Mr. Christopher, sayısını hatırlayamadığımız kadar Şanı'a gitti, geldi. Niye? Amerika'nın milli nıenfaatleri öyle gerektirdiği için". Ve neticede İran'la anlaşma yapıldı. İran'ın doğal gaz sistemi Tebriz'e kadar geliyordu. Acilen 3 milyar m 3 temin edebilmek için Tebriz'den başlayarak Doğu Beyazıt'a kadargelecek olan boru hattının İ ranlılar tarafından inşa edilmesi, Doğu Beyazıt'tan Ankara'ya kadar olan boru hattının da Türkiye tarafından inşa edilmesi kararlaştırıldı. Ve Türkiye Hükünıeti olarak önce Doğu Beyazıt-Erzurum arasındaki boru hattını ihaleye çıkardık. Firma seçileli ve firma bu projenin tatbikatına başlanıış durumdadır. Erzurunı'la Ankara arasındaki doğal gaz boru hattının i halesi için de ilana çıkıldı. Teklifler alındı, değerlendirildi. Ancak o dönenıde hükCınıet değişti. Yeni gelen 55. Hükümetimiz, ilan edilmiş , teklifleri alınmış olan Erzurunı-Ankara doğal gaz boru hattının ihalesini iptal ettiler. Gerekçe olarak da şu ifade edildi: "Doğu Beyazıt'tan Erzuruma kadar olan boru hattının çapı 40 inc'tir. Erzurum'la Ankara arasındaki boru hattının 48 inç olması gerektiğine dair iddialar var. Bunu tetkik ediyoruz". Ve maalesef şu ana kadar yeni bir ihale ele yapılmış değil. Şimdi özellikle, bir problemi gündeme getirmek istiyorum. İran doğal gazının çok süratle Türkiye'ye gelmesi lazım. Şöyle bir sebepten dolayı: Doğal gaza dayalı bazı termik santrallerin inşasına başlandı . Bunlarclan bir tanesi, Bursa'da 1400 megavat kurulu gücündeki doğal gaz çevrim santralidir. Bu arada Sayın Veysel ATASOY zamanında da teşvik edilmiş olan; sanayicilerin ve or ganize sanayi bölgelerinin kendi ihtiyaçları olan elektrik Doğal Gaz Dergisi 249 enerjisini sağlamasına imkan veren otoprodüktör santrallerinin kurulmasına büyük bir hamleyle başlandı ve bunlar da bCıyük ölçüde doğal gaz talep edecekler. Bu tesislerden önemli bir kısmı 1 999 yılı içerisinde işletmeye girecek. Eğer siz İran doğal gazını en kısa zamanda Türkiye'ye getirmediğiniz takdirde santraller bitecek; ancak doğal gaz olmadığı için işletmeye giremeyecek. Zaten elektrik sıkıntısı da nıalumunuz. Bu itibarla İ ran doğal gazı üzerinde çok süratle tatbikata geçilmesinde zaruret var. Bunun dışında biz, o dönemde Mısır'la 4 milyar 1113 , Yemen'le 4 milyar m 3 , Nijerya'yla 1,5 nıilyar 1113 gaz için anlaşma imzaladık. Cezayir'den nıevcuta ilaveten 2,5 milyar m 3 doğal gaz alınması kararlaştırıldı ve lrak'tan da 1 O milyar 1113 doğal gaz getirilmesi için karar verildi ama özel bir durum sebebiyle lrak'ta tatbikat yapnıak mümkün değil. Kaynak çeşitlendirilmesinde zaruret vardır. Bugün Rusya'nın Başbakanıyla Sayın Başbakanımız arasında muhtemelen Karadeniz'in altına döşenecek bir boru hattıyla yılda 16 milyar m 3 doğal gazın getirilmesi hususunda bir anlaşma imzalanacağını basından öğreniyoruz. Bendenizin de kanaati tıpkı Şükrü ELEKDAĞ gibi bu anlaşmanın Türkiye bakımından uygun olmadığı merkezindedir. Çünkü 2010 yılındaki 52 milyar 1113 doğal gaz ihtiyacımızın 30 milyar m 3 'ünü Rusya'dan aldığımız takdirde, toplam enerji ihtiyacımızın yaklaşık %60'ını Rusya'ya bağımlı olarak almak zorunda kalacağız. Onun için mutlaka Türkmenistan, İran ve Irak doğal gazının geliştirilmesi ve bu arada da Mısır, Yemen, Nijerya ve Katar'dan getirilmesi planlanan sıvılaştırılmış doğal gaz için İzmir ve İskenderun'da yapılması düşünülen LNG terminalleri hususunda herhalde hızlı bir çalışmanın içerisine girilmesinde zaruret var. Bize verilen konulardan bir tanesi, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın durumu idi. Arkadaşlarımız bu konudan, detaylı olarak PEK bahsetmediler. Türk Boğazlar Bölgesi olarak tanımlanan İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi, dünyada deniz trafiğinin en yoğun olduğu yerlerden bir tanesidir. Bilindiği gibi İstanbul Boğazı 31 km, Çanakkale Boğazı ise 70 km uzunluğunda. İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinden Çanakkale Boğazı'nın Ege'ye çıkışına kadar olan mesafe aşağı yukarı 226 km'dir. Ancak gerek İstanbul Boğazı, gerek Mart-Nisan '98 Sayı 55
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=