Çeviri olduğu çok açık. Bu tehlikeler: * iklim değişikliği sonucunu beraberinde getiren sera etkisinin giderek yoğunlaşması, * fosil bazlı yakıt rezervlerinin tükeniyor olması, * havanın giderek artan miktarlarda zararlı maddelerle yükleniyor olması olarak sayılabilir. Politikacılarımız tehlikeyi gördüler ve karbondioksit çıkışını 2005 yılına kadar, 1 987 yılına oranla % 25 azaltmaya söz verdiler. Aşağıda, çok geniş kapsamlı olarak mekan ısıtma ve sıcak su hazırlama ile elektrik üretimi gibi enerji Wketim sektörlerinde alınabilecek bazı tasarruf önlemleri önerilmektedir. Sanayi ve trafik gibi enerji tüketim sektörlerinde tartışılan tasarruflarla birlikte, politikacıların CO2 miktarını azaltmak için verdikleri sözün yerine getirilip getirilemeyeceği de araştırılmaktadır. Bu arada göz önünde bulundurulması gereken nokta, DDR (Demokratik Almanya Cumhuriyeti) zamanında doğu Almanya'da enerjinin kısmen savurgan bir biçimde kullanıldığı ve o zamanlar CO2 açısından çok zengin olan linyit körnürCınün kullanılıyor olması, CO2 emisyonunun geriletilmesini ve dolayısı ile bu kendi kendine verilen sözün yerine getirilmesini kolaylaştıracağıdır. Ancak diğer taraftan trafikteki patlama, bu gerilemeyi dengeleyecektir. Yeni federal eyaletlerdeki sanayi ve konut sektörlerindeki gelişmelere güvenmek çok zor olduğundan, aşağıdaki düşünceleri eski federal eyaletlerle kısıtlamakta yarar olacaktır. 1987 1988 Toplam birincil enerji bunun içinde 388,1 389,8 Taş kömürü 75,5 74,7 Linyit kömürü 31 ,2 31 ,6 Petrol 163,3 163,5 Gaz 64,4 62,4 Atom enerjisi 42,1 46,9 Elektrik ithali Hidro elektrik santralları 7,2 6,0 Diğerleri 4.3 4,7 Santrallar 122,8 126,4 Toplam son enerji 256,7 253,8 bunun içinde Sanayi 75,0 76,6 Trafik 63,8 66,5 Ev ekonomisi 73,7 67,8 Küçük tüketiciler 44,2 42,9 Eski federal eyaletlerde 1987 yılı ile 1992 yılları arasındaki enerji tüketimi ile ilgili gelişme, Tablo 1 'de görülebilir. Buna göre, Wm enerj i tasarruf önlemlerine rağmen birincil enerji Wketimi 388,1 rnilyon ton TTB'den 1992 yılında 407,6 milyon ton TTB'ye yükselmiş bulunmaktadır. Bu % 5 bir artış anlamına gelmektir. Fosil bazlı enerji kaynaklarının tüketimi ise, energetik olmayan tllketim hariç, 1 987 yılında 315,2 milyon ton TTB'den, 1992 yılında 323,7 milyon ton TTB'ye yükseliyor ki, bu da % 2,8'lik bir artışı ifade etmektedir. Ancak, bu sayılara karşı trafik ve ek konut inşaatlarında 1 ,6 rnilyon ile çok daha fazla artışı ifade eden % oranlarının bulunduğunu da tespit etmek gereklidir. Gerçi tasarruf önlernleri gerçekleştirildi, ancak bu önlemler CO2 emisyonlarının azalması için yeterli olarnadı ve böylece Almanya, toplurnda kişi başına en çok CO2 üreten ülkelerin grubunda bulunrnaya devam etmektedir. (Resim 2). Tablo 2'de 1 992 yılında fosil bazlı yakıt (energetik olmayan Wketim hariç) tüketenler, tllketim sektörlerine göre sınıflandırılmışlardır. Her sektörde önernli oranda enerji tasarrufu mümkündür. İlk adımda 1992 yılı Wketim rakamları bazında olası tasarrufların miktarı tahkik edilmeli ve sonra ikinci adımda da 2005 yılına kadar konut alanlarının çoğaltılması ve trafikteki çoğalma tartışılmalıdır. Ancak bu yolla kontrol elden kaçrnaz ve önerilen bireysel önerilerin etkileri izlenebilir. Santralların ikinci sırada olmaları şaşırtıcı bir olgudur. Ama, 51,1 milyon ton TTB'nin atom reaktörlerinde kullanıldığına ve diğer 5,5 rnilyon ton TTB'nin de hidroelektrik santrallarından geldiğine dikkat edilmelidir. 1989 1990 1991 1992 382,8 392,2 408,5 407,6 73,4 74,0 75,8 72,9 32,5 32,1 32,8 32,5 154,2 160,6 168,5 166,8 65,0 68,6 74,0 73,5 48,2 47,2 47.3 51, 1 - 0,3 0,3 0,3 5,3 5,1 4,8 5,5 4,2 4,9 5,0 5,0 131,5 133,3 136,6 137,5 246,4 253,5 267,1 264,5 77,9 76,9 77,3 75,5 67,9 71,3 72,8 74,9 60,4 63,4 72,3 70,6 40,2 41 ,9 44.7 43,5 Tablo 1 Eski federal eyaletlerde 1987 (1 J yılından bu yana enerji tüketimindeki gelişme, (Veriler milyon ton TTB olarak) DoğolGoz Dergisi 155 Eylul-Ekim '98 Sayı 58
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=