Doğalgaz Dergisi 61. Sayı (Mart-Nisan 1999)

ı Güncel için birtakım girişimlerimiz oldu. Bunu en sonunda gerçekleştirdik, yaklaşık 6 ay sürdü teşvik belgesi alabilmen,iz. Teşvik belgesinde muaf o lduğumuz konulardan birisi de damga vergisi ve harç istisnasıdır. Çok büyük bir sözleşme, tutarı da çok yüksek olduğu için damga "Hiçbir toplu konut projesi kalkıp da birkaç milyon ya da 100 milyon dolar tutan bir tesisi finanse edemez." Ama şunun farkına vardık, bu kanunlar ve yönetmelikler kesinlikle birbirini tamamlamıyor, birbirini tutmuyor, her an karş ınıza bir sorun çıkıyor ve ancak gidip o kamu kurumuna yaptığınız görüşmeler yoluyla belki de bir yanda vergisi çok büyük rakamlar, milyon dolarlar mertebelerinde tutuyordu. Bu istisnayı alabilmek için mevzuatta (bu mevzuat hazine tarafından çıkartılmıştır) bir şart vardır. İhraç kaydıyla bu istisna verilir. Ama böyle bir tesisin de ele ktriği ihraç etmesi mümkün değil. Zaten yapı olarak da ürettiğiniz elektriğin tamamını TEK'e vermek zorundasınız. Dolayısıyla burada bir çakışma olmuş ve daha önceki projeler veya daha önce bu projeleri takip eden firmalar tarafından bir çözüm getiri l mi ş, en altına bir madde eklenmiş. Bu madde, ihracatın şirket ortakları tarafından taahhüt edilmesi şeklindedir. Bir iki projede bu şekilde bu sorunu çözmüş ler. Bizim başımıza da geldi. Biz bu konuyu bankalarla tartıştı k. Böyle bir şey var, bu yatırımı gerçekleştiren ortaklarımızdan biri bu taahhütte bulunsun ve bu olayı öyle geçelim, damga vergisi parasını öyle alalını diye. Bizim çal ıştığı mız finansör kuruluşun aklına gelen bir soru oldu. Şunu sordu bize; ortağını taahhüt edersin ama gerçekleştiremezse ne yapacaksınız? Çünkü taahhütü verecek olan ortağın yerel olması lazım. Herhangi bir nedenden dolayı da gerçekleşti remedi, bir finansman sık ı ntısı oldu, farklı şeyler oldu, gerçekleştiremedi, bunun altından nasıl kalkacağız? Bunun cevabı şu oldu; o tarihe kadar ödememiş olduğumuz tüm damga ve ihraç vergisi değeri mevzuat gereği, kaçakçılık cezasına girer, üçe katlanarak, üzerine faiz konarak gelir, neredeyse proje bedelinin %20 - %3ü'una varan bir ceza ile karşı karşıya kalırsınız. Dolayısıyla banka bunu kabul etmedi. Tekrar gittik hazineyle konuştuk. 6 ay süren konuşmalar sonunda bu hakkı biz, başka bir kanundaki maddeye göre alabildik. baskıyla koydurttuğunuz madde ile çözüyorsunuz. Ama o da geçici bir çözüm halinde kalıyor. Arkanızdan gelen insanlar bu maddeyi vurgulayamadıkları takdirde ya ortada kalacaklar ya keneli çözümlerini o mevzuata eklemek zorunda kalacaklar. Bu bana şu fikri verdi; bu mevzuat, kanun ve yönet-melikler harzırlanırken eğer bu işin içinde olan tüm birimler üniversiteler, odalar ve ilgili diğer birimler kendi fikirlerini koyabilseler, özel sektör ele dahil olmak üzere belki bu alt yapı daha düzgün, daha sağlam olur, her defasında bu sıkıntıları yaşamaktan kurtuluruz. Şu anda gündemde olan konulardan bir tanesi ele bu kanunlarla ilgili otoprodüktör kavramı. Kanunu o ku rsanız, otoprodüktörün tanımı kanunda yoktur. Hiçbir kanunda da yoktur. Yalnız mevzuatlarda vardır. Bu mevzuatlar ela yönetmeliğe ilişkin mevzuatlarclır. Ve o anlık sorunları çözebilmek için. Dola y ısı yl a otoprodüktörlük, bir mevzuatla verilmiş olan bir haktır. Bunun tam anlamıyla hukuki bir altyapısı ve düzenlemesi yoktur. Yalnız bir ava ntajı, otoprodüktör olarak şu ana kadar sanayi birimleri, sanayiciler ve büyük yatırımcılar bu işi gerçekleştirdikleri ve finansman ihtiyacı duymadıkları için bu sıkıntıyı yaşamadılar. Gündemimiz olan kojenerasyonla ki, benim tanım lamam la kojenerasyon ısı ile gerçek ifadesini kazanacaktır, eğer 'bölgesel bir ısıtma yapıyorum' diyorsanız, o zaman bu çok daha önem kazanacak. Çünkü böyle bir kavramı , kapsamı böyle olan bir tesisi bir toplu konut projesi yapan bir kuruluşun keneli başına gerçekleştirmesi hem yatırım bedeli olarak, hem de idare olarak mümkün deği l dir. Dolayısıyla bu düzenleme ol madığı sürece ki, son Doğal Goz Dergisi 148 Mort • Nisan '99 Sayı 61

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=