Doğalgaz Dergisi 61. Sayı (Mart-Nisan 1999)

Michel FABRE-CURTAT: Caz endüstrisi çok konzervatif bir endüstridir. Do l ayısıyla teknolojiler aynıdı r. Elbette gelişmeler var, ama çok büyük değil. Müşteriler ürünleri kullanıyo rlar ve her açıdan memnunlar. Dolayısıyla müşteri bakını, yedek parça vb. pek çok konuda, memnun olduğunda bu Lirünle devanı etmek ister. Her zaman teknolojik değişi mler olur, ancak bunlar büyük değişiklikler değil. Kalite açısından da fark yoktur, çünkü müşteri değişikliği sevmez. Dolayısıyla biraz konzeNatif bir ortanı, ama önemli olan ürünün güvenilir ol m asıd ır. ÇünkCı burada kontrol ettiğimiz su ya da hava değil, gazdır. Dolayısıyla ürünlerimiz çok güvenili ı· ve yüksek kalite standartlarına sahip olmal ıd ır. Çünkü gaz bir patlamaya ya da kazaya neden olabilir. Müşterini n ucuz olan yerine, kaliteli olan ürünü seçmesinin nedeni de budur. Çünkü her zaman bir risk unsuru mevcuttur. Bizim için en önemli olan kalite ve müşteri memnuniyetidir. Ama elbette bazı gelişmeler kaydediyor, yeni ürünler geliştiriyoruz. Süleyman BULAK: Türkiye'ye toplam satışınızı yaklaşık bir rakamla söyleyebilir misiniz? lnterview "Doğal gazın olmadığı ülkelere gaz girmeye baş !adı. Bu ülkeler çeşitli teknolojiler arasında seçim yapabilirler. Büyük çoğunluğu Fransız telawlojisini tercih ediyor. Çünkü emniyet de göz önünde bulundurulduğunda sonunda bütün sistem daha ucuza geliyor. " Michel FABRE-CURTAT: Bir İtalyan şiı·keti var. Alman teknolojisi ve İngiliz teknolojisi var, ayrıca Ankara'da da İngil iz, Bursa'da İtalyan, İstanbul'da Fransız teknolojileri vaı·. İki açıdan rekabet söz konusu. Birincisi teknoloji, ikincisi de bu teknolojinin içindeki şi rketle r, yani rakipler. Çünkü dünya'da farklı teknolojiler var. Amerikan teknolojisi emniyetin en düşük olduğu teknolojidir. Bu Avrupa'da kabul görmüyor. Bir de Fransız teknolojisi var elbette. En iyisi. Çünkü bu teknoloji bizim en iyi bildiğimiz teknoloji. Bu teknoloji çok büyük emniyet sağlıyor. Bu çok koınpakt bir sistem. Emniyet ve maliyet arasında çok güzel bir oranlama var. Bir de İngi liz teknolojisi var. Bu çok farklı bir teknoloji. Düşük basınç ağı kullanıyorlar. Dolayısıyla daha bLiyük borulara ihtiyaçları var ve sonuçta maliyet de daha yüksek oluyor. İ talyan teknolojisi ise Fransız Michel FABRE-CURTAT: 3035 milyon dolar kadar. Akfel ve Fisher&Francel yetkilileri, Michel FABRE-CURTAT, Editörümüz Süleyman BULAK ve Teknik Koordinatörümüz Muhittin TEKMAN. teknolojisine doğru ilerliyor. Bugün şunu görüyoruz ki, Fransız teknolojisi en gelişmiş olanıdır. Doğal gazın olmadığı ülkelere gaz girmeye başladı. Bu ülkeler bu teknolojiler arasında seçim yapabilirler. Büyük çoğunluğu Fransız teknolojisini tercih ediyor. Çünhi emniyet de göz önünde bulundurulduğunda sonunda bütün sistem daha ucuza geliyor. Şili'de Fransız teknolojisinin tercih edi ldiğini Süleyman BULAK: Türkiye'de doğal gazın ulaştığı yeni şehirleri, İstanbul'daki gelişmeleri ve İzmit projesini göz önünde bulundurduğunuzda, gelecek için beklentileriniz nelerdir? Michel FABRE-CURTAT: Şunu biliyorum ki, Türkiye'de gaz miktarı artacak. 1O yı lda gaz oranının üçe katlanacağını umuyoruz. Daha önce yakaladığımız satış rakamını önümüzdeki 5 yılda yakalayabileceğimizi düşünmüyorum. Belki 20 milyon dolarlık bir satış yapab iliriz. Süleyman BULAK: Rakipleriniz var mı? "Türkiye 'de gaz miktarı artacak. 1 O yılda gaz oranının üçe katlanacağını umuyoruz. Daha önce yakaladığımız satış rakamını önümüzdeki 5 yılda yakalayabileceğimizi düşünmüyorum. " Doğal Gaz Dergisi 156 Mart-Nisan '99 Sayı 61 görüyorsunuz. Meksika'da da durum aynı. Çinlileı· bile bu teknolojiyi kendi teknolojileri ile karş ılaştırıyorla r. Portekiz'de, İrlanda'da, Belçika'da, Çek Cuınhuriyetleri'nde, Cezayir'de bu teknoloji tercih ediliyor. İngilizler bile bizim teknolojimizi kullanmaya başlıyor. Türkiye de İstanbul ve İzmit için bu teknolojiyi seçti. Yeni şeh irlerin de bu seçimi yapacağını umuyoı·uz. Amacımız; bu teknolojiyi Türkiye'de tanıtmak ve yaygınlaştırmak, müşteri için en iyi teknolojiyi sunmaktır. Çünkü bu teknolojinin işe yaradığı zaten kanıtlanmış durumdadır. Süleyman BULAK: Söyleşi için teşekktir ederiz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=