Doğalgaz Dergisi 63. Sayı (Temmuz-Ağustos 1999)

•••••••• •••••••• •• • TURKIYE'DE •• KAZAN VE BASINÇLI KAP SANAYii TEKNOLOJİ Ülkemizde, 1950 yılından beri ısıtma ve endüstri kazanları yapı lagelm ektedir. 1989 yılında doğal gazın kullanıma girmesi ile artan bir taleple karşıl aşan kazan sektörü, kalorifer ve buhar kazanlarının dizaynlarında modernizasyona giderek bu konudaki batı teknolojisini yakala mıştı r. Özellikle Avrupa'daki konstrüktif yeniliklerin birçok Türk firması tarafından takip edilerek tatbik edilmekte olduğu görülmektedir. Tesisatlarda ısıtma kazanları ile birlikte kullanılan brülör, pompa, vana, radyatör, otomatik kontrol ekipman larındaki teknolojik gel işmelerin Avrupa s ta nd artla rınd a birebir uygulanması ve ithal kazan ların rekabeti de kalorifer kazanları dizaynı ve üretimi konusunda sektöre! bir teknolojik atılımı beraberinde getirmişti r. Dizayn ve konstrüksiyon teknolojisinin gelişmesi yanında artan üretim miktarla rı sayesinde ölçek ekonomileri ile üretim teknolojisinde de ilerleme kaydedi lmiş, otomatik makineler ve seri üretim hatları kurulmuştur. 1990 yılından itibaren kazan ih racatında görülen artış, üretim ve dizayn know how'ındaki gelişimin önemli bir göstergesidir. Kazan ve basınçlı kap üretiminde kullanılan ana hammadde kalemleri belirli kalitede sac ve çelik borudur. Bu malzemelerin yurdumuzda batı kalitesinde üretiliyor olması da sektörün teknolojik gelişmesine katkıda bulunmuştur. ARZ DURUMU VE ÜRETİM KAPASİTESİ Türkiye'de kazan ve basınçl ı kap sanayii genelde yerel olarak ve atölye boyutunda organize olmuş küçük sanayi şeklinde yapılanmıştır. Söz konusu yerel firmalar, genelde kendi hinterlandları dahilindeki kalorifer kazanı, boyler, •••••••••• 188 Mesut EREN KBSB Yönetim Kurulu Başkanı, Makina Y. Mühendisi eşanjör ve yakıt tankı gibi bası nçlı kap taleplerini karşılamakla sınırlı bir faaliyet içerisindedirler. Say ı la rının 200 civarında olduğunu tahmin eltiğimiz bu kabil atölyeler, emek-yoğun bir üretim ile teknoloji geliştirme ve tatbik etme kapasitesi olmayan, mevcut tip projelere göre yaptıkl arı imalatlar beynelminel standartlara uymayan birimlerdir. Ancak yerel ve sayıca fazla olmaları nedeniyle tahminen 25.000 adet/yıl olan merkezi ı sı tma ve buhar kaza nl a rı talebinin %50'sinin bu tür atölyelerce karşılandığını hesaplamaktayız. Talebin diğer yarısı ise daha sağlam organize olmuş, kurumsal orta ve büyük ölçekli fabrikalar tarafından karşılanmaktadır. Yerel kazancı l arın 1988 yılındaki üretimleri ise 15.000 adet/yıl olan toplam talebin %70'ini karşılamakta idi. Pazar büyüdükçe daha büyük ölçekli üretim birimlerinin toplam arzdaki oranı artış göstermektedir. Yerli kazan sanayiinin yaraltığı arza ilaveten, 1990 yılından itibaren Avrupalı kazan firmaları nı n da büyüyen Türkiye pazarına ithalat yoluyla girdikleri görülmüştür. 1995 yılında Avrupalı markaların merkezi ısıtma kazanları pazarından aldıkları payın yaklaşık 5000 adet ile %20'ye ulaştığın ı izledik. Emek-yoğun ve yüksek katma değerl i bir ürün olan kalorifer kazanlarında Avrupa marka rekabeti, fiyatlarının aşırı pahalılığı nedeniyle rasyonel olmaması gerekirken, beş yıl gibi kısa bir sürede %20'ye varan bir pazar payını teslim etmiş olmamız, kazan sektörünün bölünmüş ve mali olarak güçsüz bir durumda olmasından kaynaklanan bir gerçek olarak ortaya çıkmaktad ır. Gerek malzeme, tasarım ve işçi l ik kalitesi, gerekse fiyat olarak son derece cazip olmasına rağmen, büyük reklam bütçeleri ••••••••••

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=