ve kamuoyu yönlendirmesi teknikleri ile desteklenen Avrupalı rakiplerimiz üç misli fiyatlarla girdikleri piyasamızda kısa zamanda pazar paylarını bu denli yükseltme noktasına gel mişlerdir. TALEP DURUMU Adet kazan/yı I olarak birimlendirebileceğimiz toplam kazan talebinin büyük kısmını merkezi kalorifer kazanlarına atfetmek gerekmektedir. Bu segmentteki kazanları talep analizi bakımından gaz yakıtl ı ile katı ve sıvı yakıtlı olmak üzere ikiye ayırmak uygun olacaktır. Gaz yakıtlı kazanlar, özellikle doğal gazın kullanıma sunulduğu İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, İzmit ve hinterlandında talep bulmaktadır. Gazın henüz ulaşamadığı diğer bölgelerde ise yaygın olarak kömürlü ve sıvı yakıtlı kazanlar satı l maktadır. Önümüzdeki yıllardaki talep projeksiyonunu yaparken gözönünde bulundurduğumuz faktörler şunlardır; 1. Türkiye'de tahmin edilen apartman tipi toplu yerleşim sayısı 400.000 adettir (Ortalama 1O daire hesabı ile 4.000.000 konuta tekabül etmektedir). 2. Diğer konut türleri gerek kırsal kesimde gerekse kasabalarda görülen ve ısınmanın soba ve ocak gibi ilkel yöntemlerle sağlandığı mekanlardır. 3. Toplamda Türkiye'de kalorifer ile ısınma yapılan konutların yüzdesi %18'dir. Avrupa'da bu oran %76'dır. 4. Nüfus artışına göre yurdumuzda yıllık ilave konut ihtiyacı 400.000 adettir. Bu da ortalama 20 daireli olarak düşünebileceğimiz çağdaş altyapıya sahip, merkezi kaloriferli 20.000 adet bina anlamına gelmektedir. 5. "Doğal gazın yagınlaştırılması" projesi kapsamında gaz alması beklenen 27 ilave ilde mevcut sobalı ısınmadan kaloriferli ısınmaya geçilmesi söz konusu olacaktır. Bu illerde sadece yeni yapı lacak konutlar değil, aynı zamanda mevcutların da ucuzluğu ve temizliği nedeni ile gaz yakıtlı kaloriferli yaşama geçmesi düşünülecektir (Bkz. Mevcut ve 2015 yılına kadar planlanan doğal gaz iletim hatları haritası ve doğal gaz talep tahmini - BOTAŞ). BiIimsel bir talep analizi yapı imam ış olması na karşın, yu kandaki faktörlerin gözönüne alınması sonucunda Türkiye'de merkezi kalorifer kaza nları talebinin tutucu bir tahminle 2009 yılına kadar yıllık % 1O- %15 arasında büyüyerek 85.000 adet/yıl seviyesine çıkacağını projekte etmekteyiz. Bu artışın en önemli bileşkesi şüphesiz doğal gazın yaygınlaşması ile nüfus artışına bağlı çağdaş konut talebidir. •••••••• SONUÇ Ekte verilmekte olan "Sektöre! Doğal Gaz Kullanım ve Talep Tahmini ile Doğal Gaz İletim Hatları Haritası"ndan da anlaşılacağı gibi konut ısınması konusunda merkezi kalorifer kazanı talebinin büyük ölçüde gaz motifli olarak gelişmesi beklenmekle birlikte, kalkınmakta olan Türkiye'deki hayat standardının değişim süreci içerisinde "Kaloriferli Bir Ev" motifinin etkili olacağı muhakkaktır. Önümüzdeki on yıllık perspektifte "kaloriferle ısınan ev" oranının bugünkü Avrupa standardı olan %76'ya ulaşması, Avrupa Birliği'ne girilsin-girilmesin yaklaşılması beklenen bir hedeftir. Arz tarafında ise kazan üreticilerinin hal ihazı rda yerel küçük birimler şeklindeki yapısı süratle değişerek, küçük atölyeler kapanmakta, teknoloji takip edip geli ştireb il en, ölçek ekonomilerini yakalayan miktarda ve ihracat yapabilecek altyapıya sahip orta ve büyük sanayiler haline gelmektedirler. Özellikle Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de ağırl ık kazanan "tüketiciyi koruma yasaları" ve CE normları çerçevesinde, emniyetli, ekonomik ve uzun ömürlü tasarımlar geliştirip uygulayabilen sınai birimler ayakta kalabilecektir. Sayıları on yıl önce 500, bugün 200 olan üreticiler, önümüzdeki 1O yıl içerisinde yerlerini 2030 daha güçlü kuruluşa bırakmalıdırlar. Ancak böyle bir konjoktür içerisinde Türkiye kazan ve basınçlı kap sanayii, Avrupa ve diğer ülkelere ihracat konusunda daha güçlü bir yere gelme imkanına kavuşarak, memleket sanayi inin döviz kazand ıran lokomotif sektörlerinden birisi olma konumuna gelebilecektir. Yerli kazan sanayiini tehdit eden en büyük unsur, her biri yılda en az 40.000 adet üretimleri olan, az sayıda ve gCıçlü firmalardan müteşekkil bir yapıya sahip Avrupa kazan sektörünün marka odaklı pazarlama stratejileridir. Küçük ve orta ölçekli kazan imalatç ılarının mali olarak desteklenerek Avrupalı rakipleri ile marka rekabeti yapabilecek güce erişmeleri, kaliteli malzeme, işçilik, teknoloji gibi alt yapı lar sahip olan bu sektörün, dünyada kendisini kabul ettirmiş tekstil sektörümüz gibi bir ihracat motoru haline gelmelerini sağlayacaktı r. •••••••••• • •••••••••• 189
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=