Doğalgaz Dergisi 63. Sayı (Temmuz-Ağustos 1999)

•••••••• su mahallerine göre ya direkt olarak sisteme verilirler ya da bir eşanjör vasıtası ile istenilen sıcaklığa düşürülerek başka bir ısıtan akışkanın ısıtılmasında kullanılırlar. Burada da gerekli emniyet kural ve sistemlerine uyu lması zorunluluğu vardır. Sistem içerisinde basıncı sağlayan kapalı genleşme tankında hava ya da suda erimeyen (Azot gibi) gazlar kullanıl ı rlar. Uygun sı cakl ıklar için uygun basınçl ar sağlan mal ıdır. Belli derecelere çıka rıl mış sistemlerde ani basınç düşümü kızgın suyun buhara dönmesine sebep olur. Sistem içerisinde istenmeyen en kötü olaylardan biridir. Bütün sisteme zarar veren kavitasyon olayı meydana gelir. Pompalar ve armatürler bu olaydan büyük zarar görürler. Gerek kızgın su gerek buharlı sistemlerde suyun kireçten arınd ırılmas ı gerekmektedir. Suyun kimyasal yap ısın ı n ve vizkozitesinin belli değerlerde olması lazımdır. Bunun için de su yumuşatma cihazı ve uygun şartl a ndırıc ıl ar kullanılmalıdır. Kızgın sulu sistemlerde su sirkülasyon halindeyken ana hatlardaki ani kapatılan vanalar basınç düşmesine veya ani basınç artmaları na sebep olabilir. Bu durum sisteme çok büyük yükler getireceğinden zararlıdır. 90/70 °( sıcak sulu sistemler kapalı ve açık sistem olabilirler. Kapalı sistemler su sirkülasyonunun kritik olduğu, sirkülasyon pompasına aşırı yükler gelen hallerde, ayrıca genleşme deposu ve havalık boruları, hava tüpleri, gidiş ve dönüş emniyet boru l arının yer kaplayacağı hallerde yeterli yer olmayışından dolayı da tercih edilebilir. Atmosfere kapalı sistemlerde basıncı sağlayan bir sistemin devam l ı devrede olması ek bir işletme mal iyeti gerektirmektedir. Atmosfere açık sistemler bilinen ve en çok uygulanan sistemlerdir. Burada önemli olan gidiş ve dönüş emniyet borularının çaplarının ve genleşme depolarının kapasitesine ilişkin hacim ve sirkülasyon pompasını n yeterli basınç ve debisinin iyi seçilmesidir. Sistem seçiminden sonra kazanın ısıl kapasite seçimi yapılmalıdır. lsıl kapasite mahallerin kaybettiği ısı yüküne göre seçilir. ls ı yükü mahallerin sı caklı k, hakim rüzgar, yön durumu, enfilitrasyon katsay ısı, cam ve duvarlarla, döşeme ve tavanların ısı kayıp katsayılarına göre bulunur. Ampirik veya kaba bir seçimle orta korunmuş binalarda Türkiye'deki bölgelere göre beher 100 m2'1ik mahaller için ısı ihtiyacı İç Anadolu Bölgesi için 12.000 Kcal/h, Karadeniz için 10.500 Kcal/h, Trakya 11.000 Kcal/h, Marmara için 7500 Kcal/h, Ege iç kesimi 12.500 Kcal/h, kıyıları 6500 Kcal/h, Doğu Anadolu için 14.500 Kcal/h, Güney Doğu 9000 Kcal/h, Akdeniz Orta 9500, Kıyılar 5000 Kcal/h uygulanmaktadır. Bu değerler %15-20 gibi emniyet katsayı ları ile çarpı larak kazan kapasiteleri çok kısa bir sürede bulunabilir. Kazan seçimi bu şekilde ortaya •••••••••• 192 •••••••• çıkarıld ı ktan sonra kazanlarda kalori seçimi ve buna bağlı m2 seçimi ortaya ç ı kmaktad ır. m2 seçiminde yapılan en büyük yanılgı seçilen kazanda yakılan yakıtın cinsine bağlı olarak yapılmaktadır. İthal kömürün veya benzer kalorisi yüksek kömürlerin alt ısıl değerinin 6000 Kcal/h, fuel-oil ise yaklaşı k 10.000 Kcal/h, doğal gazda da 8000 Kcal/h olması kazan seçiminde ve beher m2'den kömürlü kazanlarda 6000 Kcal/h, sıvı yakıtlı kazanlarda 10.000 Kcal/h ve doğal gazda 8000 Kcal/h'dan daha fazla kalori al ınamaması gibi yanl ış bir bağlantı kurulmaktadır. Kesinlikle yanlış olan bu benzerlik, kazanın suyla temas eden kısımlarının suya ilettiği ısı olarak düzeltilmesi gerekli olduğunu vurgulamak isterim. Kazana yüklenen ıs ı yükü, kayıplar çıkarıldıktan sonra kazanı n toplam ıs ı ileten yüzeyine bölünür. Çıkan değer kazanın birim beher m2'sinden alınan ısıl yüktür. Bir örnekle konuyu açmak isterim. Kömürlü bir kazanda 70 kg 3500 Kcal/h linyit yakılmaktadır. Demek ki kazana yüklenen ısı yükleı 70x3500:245.000 Kcal/h dir. Kazandan suya geçen toplam ısı yükü de 230.000 Kcal/h olsun. Kazanımızın suyla temas eden, yani ısı ileten yüzeyi de 20 m2 olsun, dolayısı ile suya geçen 230.000 Kcal/h ısı yükü m2'ye bölünürse 230.000/20:11.500 m2 Kcal/m2 h olur ki 1 m2'den suya geçen ı sı yükü 11.500 Kcal/m2 h i miş. Demek ki alt ısıl değer 3500 Kcal/h olsa dahi kazanın beher m2'sinden 11.500 Kcal/m2 h ısı alınabiliyormuş. Doğal olarak kazan verimi bulunmak istenirse ki bu verime biz ı sıl verim ya da termik verim diyoruz (Yanma verimi ile kar ı ştırılmamas ı gerekir) 230.000/ 245.000:%93.87'lik bir verim ortaya çıkmış olur. Yanma verimi ise bir kömürün yakı labi l mesi için kömür içinde bulunan yan ıcı maddelerin tamamının yanmasıdır. Tamamı yanıyorsa yanma verimi %100 diye tanımlanır. Ama%100'lük bir yanmanın laboratuvar şartlarında bi le yakılması olanaksızdır. Kömürün tutuşabilme sıcaklığına, hava karışımına, kömürün mekanik mi veya el ile yakıldığına bağlı olarak değişim gösterir. Ortalamalar kömürün yanma verimini %70-85 düzeyinde olduğunu ortaya koymaktadır. Gene karışıkl ıkl ara yol açan bir terim de yakıtın üst ısıl değeridir. Bu değer baca ve diğer kayı plar toplanarak alt ısıl değere ilavesiyle bulunan değerd i r. Bu değer amprik olarak çıktığı için ve kayıpların geri kazanımı söz konusu değilse kazan hesaplar ı nda direkt olarak ku llan ılamaz. Dikkat edilmesi gerekli bir husus da sıcak sulu sistemden buharlı sisteme ya da tersinin söz konusu olduğu hallerde veya buhar ihtiyacı tespitinde,ısıl kapasite tespitinde kesin sonuca ulaşılması herkes tarafı ndan kabul görmüş beynelminel formüllerin kullanılmasıyla olacaktır. Aynı zamanda m2 farklılıklarında haksız rekabete uğramaktan korunmuş olacaklardır . • ••••••••••

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=