c) Otoprodüktör ve/veya otoprodüktör grubu olarak elektrik enerjisi elde edilmek amacıyla kurulan tesisin atık ısısı en geç 12 ay içerisinde değerlendirilir. Aksi halde tesis, faaliyetten menedilir. d) Otoprodüktörlük kararnamesinin hiçbir yerinde "kojenerasyon" l afı yoktur. Bunun yerine "kombine çevrim" lafı vardır (Madde g/5). Halbuki otoprodüktörlük sistemi, kojenerasyon teknolojisinin getirdiği yüksek çevrim verimi avantajından yararlanmak için çıkartılmıştır. Kararnamede adı geçen kombine çevrim, bugünkü dizayn ve teknoloji ile sadece o/o 57 çevrim randımanı verebildiği halde, kojenerasyon sistemleri bugün o/o 94'e ulaşan çevrim randımanı performansını yakalayabiliyor. e) Otoprodüktör ve/veya otoprodüktör grubu üretim tesislerinin çift yakıtlı olarak dizayn edilmesi ve doğal gaz kullanımı olmadığı durumlarda ikinci yakıt kullanılması halinde, ihtiyacın üzerinde satılacak enerjinin satış fiyatı %75 olarak uygulanır. OTOPRODÜKTÖRLÜĞÜ hayata geçiren kararname 04.09.1985 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandığı halde ilk 5-6 yıl, kararnamenin getirdiği imkanlar iyi an laşılamamış ve içerdiği bürokrasi yatırımcıları ürküttüğü için bu süre içinde hiçbir otoprodüktör yatırımı yapılmamıştır. Otoprodüktör yatırımlarının birincisi 1992 yılında 3,5 MW kapasiteli Yalova Elyaf Fabrikasının kojenerasyon tesisi olmuştur. İlk yıllarda tesis sayısındaki artış yavaş olmuş, tesis sayısı 1995'te 8'e, 1997'de 24'e ve 1999 yılı sonunda 80'e yükselmiş bulunmaktadır. Bugün Türkiye'de 1950 MW toplam kapasitede 80 tesis üretim yapmakta olup, 1999 yılında 13,6 milyar kWh elektrik üretimi ile TEAŞ'tan sonra ikinci en yüksek elektrik üretimi performansını göstermiştir. Bu üretim performansı ile Türkiye'nin toplam elektrik üretimi olan 118 milyar kWh'ın o/o 11,5'u otoprodüktör santralleri üretimine ait bulunmaktadır. Bu rakam 1997 yılında o/o 6 seviyesinde idi. 1106.1999' da kutladığımız Türkiye 1. Kojenerasyon Günü'nde belirttiğim gibi, Türkiye kojenerasyon üretiminde Avrupa Birliği'nde 201 O yıl ı hedefi olan o/o 18'lik seviyeyi ondan 5 yıl önce, 2005 yılında yakalayacaktır. Kojenerasyon tesislerimizin sektörler bazında arzettikleri karakter Derneğimiz Genel Sekreteri Sayın Gökmen Topuz tarafından ayrıntıları ile verileceği için otoprodüktörlük bilgilerini burada noktalamak istiyorum. Türkiye'de özel enerjinin en güzel ve yasal yönden en az sorunlusu olan OTOPRODÜKTÖRLÜĞÜN başka ne gibi sorunları var? Biraz da bunlara değinmek istiyorum: 1. DOĞAL GAZ SIKINTISI OTOPRODÜKTÖRLÜK uygulamalarının ilk yılları dışında, Türkiye'de kış aylarında hep doğal gaz sıkıntısı çekilmiştir. 1999 yılı içinde Türkiye'ye ithal edilen ve yerli kaynaklardan Agenda sağlanan doğal gaz miktarı 12 milyar m1 olmuştur. Bu gaz ne kombine çevrimli doğal gaz santrallerine, ne OTOPRODÜKTÖRLER'e, ne sanayiye ne de konutlara yetmemektedir. Yaptığımız hesaplara göre geçen yıl yaklaşık 2 milyar m3 doğal gaz açığı olmuştur. Bu durumun 2000 yılı içinde düzeleceğine dair inandırıcı gelişme göremiyoruz. Zira şu anda yapılmakta olan doğal gaz yatırımlarının hiçbiri 2000 yılı içinde bitirilemeyecektir. Dolayısıyle, doğal gaz tüketicileri için 2000 yılını 2001 'e bağlayan kış, bu yıldan daha sıkıntılı geçecektir. BOTAŞ'ın belirttiği, 2001 yılı nisanında Mavi Akım Projesi'nin tamamlanması ve gaz almaya başlaması da bizce gerçekçi olmaktan uzaktır. Göstergeler, 2001 yılının da gaz yönünden sıkıntılı geçeceğini göstermektedir. 2001 yılı için tek ümit TRANSBALKAN'ın UKRAYNA'da başlattığı, gaz hattı üzerindeki darboğazı giderme yatı rımlarıdır. Bu yatırımın birinci ayağı 2001 'in ilk yarısına yetiştirilebilirse Transbalkan hattından Türkiye'ye 2001 yılında, 1999'a nazaran 3 milyar m1 ilave gaz alınabilir. Kışın gaz sıkışıklığını giderebilecek iki proje var. Bunlardan birincisi Marmara Denizinde Silivri açıklarında bulunan ve yaklaşık 3 milyar m1 depo hacmine sahip olduğu bildirilen gaz deposunun süratle boşaltılarak yaz ayl arında ithal gazla doldurulabilme imkanının yaratılmasıdır. Ancak bu projenin 2-3 yıldan önce depo olarak kullanma imkanı verebileceğini düşünmüyoruz. Bulgaristan'da kullanıma hazır böyle bir deponun olduğu yolunda bilgiler aldık. Aldığımız bilgileri BOTAŞ'a ulaştırarak, BOTAŞ'a faydalı olmaya çal ışacağız. BOTAŞ'ın gaz projeleri hakkında, Derneğimiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman Bulak tarafından ayrıntılı bilgiler verileceğinden doğal gaz konusunu burada noktalamak istiyorum. 2. PETROL ÜRÜNLERİ FİYATINDAKİ HIZLI TIRMANIŞ 1998 yılında başlayan, ancak 1999 yılında hızlı bir tı rmanışa geçen petrol ve petrol ürünlerinin fiyatl arı, fizibilite raporlarında, doğal gaz yerine alternatif yakıtları öneren ve bu denli yüksek fiyatları öngörmeyen otoprodüktörleri çok zor durumda bırakmıştır. 1999 yılında petrol ürünleri fiyatında ortalama artış % 80 olm uştur. Bu artışlar LPG, nafta ve fuel oil kullanan otoprodüktörleri ayn ı oranda etki l emiştir. OTOPRODÜKTÖRLER bu artışı kendi ana ürünlerinin fiyatına yansıtsalar bile, fabrikalarında tüketim fazlası elektriğin TEAŞ ya da TEDAŞ'a satış fiyatında dolar bazında değişiklik olmadığı için, çoğu kere zararına elektrik satmak zorunda kalmışlardır. Sadece bu durum bile, OTOPRODÜKTÖRLER'in kapasite fazlalıklarının hakkıyla değerlendirilmemesinin ve bu yüzden de şebekeye verebileceği elektrik miktarının frenlenmiş olmasının önemli bir nedenini oluşturmaktadır. Elektrik sıkıntılarının krize dönüştüğü şu aylarda, OTOPRODÜKTÖR kapasitesinin layıkıyla değerlendirilememiş olmasını, bir talihsizlik olarak görüyoruz. Artan kapasitenin büyüklüğünü Doğal Gaz Dergisi 57 l•tfflllfflffli►.l•I•l•►W·tl M
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=